幸福

2.7K 179 43
                                    

Lee In Ah'a hak veriyordum. Ama en büyük suç ondaydı ve bunu sonuna kadar da tartışabilirdim. Song Ah'a gerçekleri söylesem nasıl bir tepki verirdi? Anlayışla mı karşılardı.. Kimi kandırıyorum ki? Kim olursa olsun, böyle bir şeyi anlayışla karşılamazdı. Ondan beni affetmesini asla bekleyemezdim, ama onu ne zaman görsem; kalbim acıyor, nefes alamıyorum. In Ah'ın karşısına oturdum, gözyaşlarımı tutamayacak haldeydim artık.. Elimle hızlı bir şekilde gözlerime sertçe bastırdım.

"Ağlamak yaptığımız hataları telafi edebilseydi keşke."

Onun yüzüden.. Onun yüzünden, hayatım boyunca bir suçluluk duygusu ile yaşayacaktım. Kaldıramamaktan korkuyordum, bunca olan o kötü anıların altında kalırım ve beni kurtaran olmaz diye korkuyordum. Ne yapmam konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu.

Ondan uzaklaşmak istemiyordum ama.. Yakınlaşırsam da iyi şeyler olmayacaktı.

"Hadi git artık, uyumam gerek."

"Biraz daha kalsam olmaz mı?"

Önündeki bardağı aldım ve çöpe attım.

"Hayır. Git artık."

Gözlerini devirip kalktı, ondan nefret ediyordum. Biraz insan olmayı deneyemez miydi? Kişiliği, duyguları, yüzü, güzelliği.. Her şey sahteydi. Baştan aşağı oyuncak bir bebek gibiydi. Kişilik bozukluğu vardı. Ve çok tuhaftı. O gün sevdiği insandan ertesi gün nefret ediyordu. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalıştım. Yarın Song Ah'ın tedavi olması için birkaç hastane araştıracaktım. Belki bu şekilde vicdanımı rahat ettirebilirdim. Daha çok beklemeden annemi aradım.

"Alo, oğlum?"

"Selam anne, yarın banka hesabıma para yatırır mısın?"

"Sana 3 aydır para göndermek istiyorum ama kabul etmiyorsun, iyi misin? Orda geçinebiliyor musun?"

"Evet anne beni merak etme.. Sana yatırman gereken miktarı mesaj atacağım."

Biraz daha sohbet ettikten sonra telefonu kapattım ve yatırması gereken miktarı mesaj olarak attım.

Onun bu hale gelmesine neden olan birkaç şeyden biri de bendim, belkide en büyük sebebi bendim. Bunu da düzeltmem gerekirdi.

Sabah Seoul'deki tüm hastaneleri dolaştım. 3 yerde tedavi edebileceklerini söylediler. Evine en yakın olanına kaydını yaptırdım ve bunun için bir belge imzaladım. İsmimin Song Ah'a asla verilmemesi için ayrı bir belge imzaladık. Öğrenirse neden yaptığımı merak ederdi ve benden de şüphelenebilirdi. Kendimi sadece yardımsever biri olarak tanıttım. Ne yardımsever ama.. Bir insanın yürüyememesine, insanların ona tuhaf tuhaf bakmasına sebep olmuştum. Ben berbat biriydim. Onu hak etmiyordum, ona bakmayı bile hak etmiyordum, ya da aynı şehirde yaşamayı..

Song Ah'ın ağızından;

Sabah telefonumun çalması ile gözlerimi araladım. Arayan Jungkook olmalıydı, sadece onda vardı numaram.. Bir de Lee In Ah da. Telefonu kaldırdığımda bilmediğim bir numara arıyordu. Korkarak telefonu açtım.

"Alo? Choi Song Ah ile mi görüşüyoruz?"

"Evet benim ama.. Siz kimsiniz?"

"Ben Yonsei Severance Hastanesinden arıyorum. Bir yardımsever sizin için bağış yaptı ve tedavi sürecinizi başlatmak istedi. Bugün hastanemize gelebilmeniz mümkün mü?"

Benimle.. Alay mı ediyordu? Kim bağış yapmıştı ki benim için?

"Detayları söyler misiniz lütfen? Bağış yapan kim? Cidden kafam karıştı."

Incompatible.Where stories live. Discover now