23. Bölüm

8K 277 37
                                    

"   Bütün cildini soy 

Sen özgür olduğunda ben cesurum 

Bütün günahlarını silkele 

Ve bana ver hepsini 

Yaklaş, içeri al beni 

Senin olmak istiyorum, kahramanın olmak istiyorum 

Ve kalbim atıyor... 

Dünyanın imparatorlukları gibi 

Yaşam doluyuz 

Ve yıldızlar evrenle sevişiyor 

Her gece benim söndürülmesi zor ateşimsin"

 Emma

   Tenimin üstünde başka bir ten, içimdeki sıcaklık ve bedenimdeki tatlı sızıyla birlikte uyandım.

   Başımı Max’in sert, kaslı göğsünde oynattım ve burnumu ona sürterek tütün, ter, baharatlı odunumsu bir kokuya sahip teninin kokusunu içime çektim. Sonra uyanmaması için başımı yavaşça çekerek ona baktım.

   Artık ensesine kadar uzanan saçları ve alnına düşen kum sarısı perçemleri yastığın üstüne yayılmıştı. Onları yavaşça okşayarak yüzünden çektim. Max’in uykusunu anlamak için ona bir anlık bakış atmam yeterliydi. Göz kapaklarının altındaki gözleri hızla hareket ediyordu ve dudakları gerilmişti. Üzüntüyle dudaklarımı dişledim. Uykusunda bile huzur bulamıyordu.

   Onu uyandırmayı düşünsem de sonunda sessizce ayağa kalktım ve kaslı, dövmelerle dolu teninin üstüne beyaz çarşafı örtüp aradaki tezatlığı bir süre seyrettim. Hüzünlü bir gülümsemeyle dün geceyi hatırladım. Onun küçük itirafını, bana anlatırkenki sesini, eğilen omuzlarını... Max’in içindeki kırılganlığı görmüştüm. Bir an için kalbinin kapılarını açmış, beni içine buyur etmişti ve şimdiden gördüklerim beni son derece üzmüştü.

   “ Keşke hayatına daha önce girebilseydim,” dedim ona sessizce. Kıpırdanıp sağa döndü ve kaşlarını çatarak bir şeyler mırıldandı. Sonra yeniden sessizliğe gömüldü ve ritimsiz nefesiyle inip kalkan göğsünü izledim.

   Dün geceden sonra kendimle ilgili inkar edemeyeceğim tek bir gerçek vardı. O da Max’e geri dönüşsüz bir şekilde aşık olduğumdu.

   Ve öfke doluydum. Onu yalnız bırakan, anlamayan, bulunduğu duruma iten herkesten nefret ediyordum. Ona bakarken sessizce yemin ettim. Onlara ne kaçırdıklarını gösterecektim. Herkese Max’in kalbini gösterecektim.

   Huzurunun geri döndüğünü görünce duş almak için banyoya yöneldim. Suyu açıp iç çamaşırlarımı üzerimden sıyırdım. Ilık suyun şırıltısını dinlerken bedenimi hızla sabunladım. Bir yandan da Max hakkında düşünmeye devam ediyordum.

   Sevgisini gösterebildiği tek alan temas ettiği zamanlardı. Kelimeleri kullanırken sürekli duraksıyor ve bunu kaba bir şekilde örtmeye çalışıyordu. Dün gece onunla ilgili bir şeylerin değiştiğini hissetmiştim. Tenimde gezinen elleri orada her zamankinden uzun kalmıştı. Dudakları her tarafımı öpmüş, kendi özel alanını aramıştı. Beni yeniden ve yeniden keşfetmiş, benden almak yerine bana vermişti.

   Dün geceyi düşünürken karnımdaki sıcaklık kasıklarıma yayıldı ve utanarak kendi kendime söylendim. Max’in kendisi bir yana, onu hatırlatacak en ufak şey bile içimde dayanılmaz bir arzu uyandırıyordu.

Kır Zincirlerimi (ASKIDA)Where stories live. Discover now