MÇK/1

339 51 77
                                    

"Mor Çukurlu Kadın"

Saat 02:21

Vedası kabul görmeyen ayrılığın,kalpteki son duruşması..

Bulunduğum ortam,kaçtığım her yer kokuyordu resmen,sensizlik kokuyordu,ruhuma sinmiş olan bu ayrılığın,aklımda o beni deli eden düşünceleri bir ip gibi ruhumun boynuna geçirip beni asıyor olmasının yanı sıra,titrek bir sesle "sahiden iyi olacak mıyım?" sorusunun yanıtını ariyordum.Arıyordum da cevaplar ezbere yatmışcasına hep aynı şeyi yansıtıyordu sanki.

Hayır iyi olamayacaksın,iyiyim deyişlerimin gölgesi gibiydi adeta.

Gidişinin üzerinden onca geçen mevsim ve her dakikama denk gelen sensizlik.Sanırım takvimin bugününe sıkıştıracağım sözüm bu olacak.Sonunda yırtıp atsam da tüm bu sözleri ardından aklımdan,kalbimin sen dolu yanına yaralara benzeyen sözler ilisecek biliyorum.

Mesela özledim demek canımı yakan bir cümle halini alacak ve ben her özlediğimde seni özledim demekten alıkoyamacağım kendimi,canımı yakıyor olsan da.

Seni böylesine seviyor olmak acının yansıması gibi sanki,hani böyle en korktuğun şeyle yüzleşmek yerine hep kaçmayı seçersin ya, kaçtıkca kurtulurum sanarsın,bu aralar kaçmayı da bıraktım senden yüzleşiyorum her gecenin zifiri karanlığında seninle ama açığa çıkan yanların neden hep canımı böylesine yakıyor.

Bir kaç doz sana dokunan şarkılar,seni anlatan sözler,şiirler fısıldadı yine kulağıma,bir tanesinde istemsiz duraksadım,"gitmeyecekmiş gibi bakma bana,gitme, kal de" diyordu,hangi hisler içinde yazmış yazar bunu bilmiyorum ama derinlerde bir gideni olduğu aşikardı.

Sonra sen geldi aklıma,yüzüme hiç gitmeyen asık bir makyaj hali yerleşti yüz hatlarıma,göz altlarıma yine morlar sürmüşüm,taşırmışım,dudaklarım çatlamış susmak için her bastırışımda seni dişlerimle,sonra sen geldin işte aklıma,döküldü yutkunmaya çalışırken sen, sensizlikten boşalırcasına,

Her nefes alış sana dair bir rastlantı gibi,

Keske sende hiç gitmek zorunda kalmasaydın,sabaha kadar dikilseydin kalbimin kapısında,gitmeyeceğim der gibi vurup dursaydın her seferinde daha şiddetli,belki o zaman böylesine sessizliğe alışmazdım,duyurmazdı kendini yokluğun,ya da evin her köşesine barikat çekmek zorunda kalmazdım seni unutmak için,kalbimin her yanına sarı şeritler çekmezdim ölen duygularım için,belki de sana benzemeliydi bu yanım,herşeyden her zoru gördüğümde kaçıp uzaklaşmalıydım gözyaşlarımın arasında,

Hıçkırıklarımda ezilen sözlerimde vardı elbet,

Sen gittiğinden beri...Doğru yolu bulamıyorum,
Özür dilerim...! gerçekten özür dilerim.Üstüne gittikçe gerçeklerimin,kendimi kandırdığım yalanlarımı aklımın kıyısından,uçurumundan aşağıya atıyorum.Yapamıyorum işte,yapamıyorum anlasana.

Gözlerine bakınca Can Yücel bakıyor sanki,aşık ediyorsun yüzünün her bir satırına,
Olmuyor işte olmuyor anlasana.

Bir adamı anlatmaya başladığı her kelime de sarhoş olur mu insan..? neyse işte,bir kaç kelime sen düştü bugünde dudaklarıma,bir kaç şişe sakinleştirici,ne kadar unutturabilirdi ki zaten insana.

.......

2 sene öncesi..

"Yeterince dürüstsen, fazlasıyla aşık ve gerçekten seviyorsan; Hazırsın demektir: artık mutsuz olabilirsin."

C.Bukowski

Uzun süredir aradığım bir kitabı bulmuş olmanın mutluluğuyla kütüphanenin son kısmına değin ilerledim.Yüzümde ürkekliğini yitirmiş bir gülümsemeyle etrafımdaki insanlara aldırış etmeden oturduktan sonra kitabın sayfalarını çevirip okumaya başladım.

"Mor Çukurlu Kadın"  Where stories live. Discover now