YENİ HARİTA

10 2 0
                                    

Bir gün daha hayattaydık.Gözlerimi gerçek dünyaya açtığımda sağlık görevlileri yine toparlanıyordu.Bizi tebrik ettiler ve gittiler.Güleryüzlülerdi aslında.Anlamsız bir şekilde onların bana gülümsemesi ve tebrik etmesi hoşuma gidiyordu.
Hava daha tam olarak aydınlanmamıştı.Max'in söyledikleri hakkında düşündüm.Kafam çok karışıktı.
-Sizce bir azalma olmuş mudur?
Connor yine kendini havuza bırakırken bu soruyu sormuştu.Bu sefer Max ve Caroline'da havuza girmişti.Anlaşılan Caroline eskisi gibi umursamıyordu artık.Bende üstümdekileri çıkardım ve havuza girdim.Su ılıktı.Köşede duran merdivenlere oturdum.Su her zaman beni rahatlatıyordu.Mantıklı düşünmemi sağlıyordu.Kendimi Percy Jackson olarak görüyordum bazen.Hani şu Poseidon'un oğlu olan.Sudan güç alan.Kendimi tekrar şarj ediyordum resmen.
-Bilmiyorum.dedi Caroline.Bense cevap vermemeyi ve suyun vücudumda etkisinin tadını çıkarmayı tercih etmiştim.Max ise düşünceli ve sessizdi.Hava aydınlanana kadar havuzda kaldık.Connor havuzun dibine dalmış ve altımızdan geçen balıkları cama vurarak korkutmaya çalışıyordu.Bazende bağırıyordu.Açıkçası çok komik duruyordu.
-Ne yapıyor bu?dedi Caroline.
-Sanırım balıkları korkutuyor.dedim.
Max sonunda girdiği hayal dünyasından çıktı ve kahkaha atmaya başladı.
-HAHAHAH.Şuna bakın.Çok komik duruyor.
Aslında bayağı komik duruyordu.Suyun altında şekilden şekile giriyordu.Hepimiz gülmeye ve eğlenmeye başlamıştık.Kendimi çok rahat ve güvende hissediyordum.Connor havuzun dibinden çıkarken biz hala gülmeye devam ediyorduk.
-Ne oldu?Bir şey mi kaçırdım.
-Bizde bir şey yok ama balıkları kaçırdığın bir gerçek.
Caroline'ın bu şakasına hepimiz gülmüştük.
-Derime bakın.Buruş buruş oldu.Çıkıyorum ben.Yoksa yaşlı bir amcaya benzicem.
Connor havuzdan çıkarken Max'de ayaklandı.
-Bende çıkıyorum.Karnım çok aç.
-Ahhh benimde.dedi Caroline.
Connor Caroline'a döndü.
-Aç olmadığın bir zaman oluyor mu?Bende kendimi çok yiyen biri olarak görurdüm.
-Sana ne.İstediğim zaman yerim.
-Tamam be.Bir şey demedim.
Bende acıkmıştım ve Connor'ın başta sorduğu sorunun cevabını merak ediyordum.Sayımız azalmış mıydı?Elbette azalmıştı ama ne kadar?Bunu yemekhanede görebilirdik.Üstümüzü giyindik ve aşağı indik.Yağmur bulutları bir kez daha geliyordu.Platformun uzeri kapatılmıştı.
-Hiç bir değişiklik yok.Hala karınca yuvası.
Yemeklerimizi almıştık.Max çok doğru söylüyordu.Sanki kimse ölmemişti.Yemeklerimizi yerken devasa ekranlardan diğer şehirlere baktım.Oralarda da gözle görülür bir azalma yoktu.Anlaşılan bu turnuva beklediğimizden uzun sürecekti.Yemeğimizin sonuna gelmişken COW'un canlı yayını başladı.Turnuva hakkında eleştiriler yapılıyordu.Tabiibki de üstü kapalı olarak.Hiç bir şekilde bir oyuncunun adı geçmiyordu.Canlı yayından aldığımız en önemli bilgi ise.Haritanın değiştiği idi.Bugün bir kez daha uçaktan atlayacaktık.Bungalova dönüp geceyi bekledik.Dışarıda yağmur yağıyordu.Denizin üstüne düşen yağmur damlaları çok güzeldi.İnsanı içine çekiyordu.Eminim ki hepimizin kafasında aynı soru vardı.Bugün ki harita nasıldı.Merak ediyorduk.Saat bir kez daha 00:00a yaklaşıyordu.Yağmur durmuştu ve bulutlar dağılmıştı.Bu gece dolunay vardı.Dördümüzde bungalovumuzun kendi iskelesinde oturmuş sessizlik içinde mehtabı izlerken görevliler bir kez daha geldi.Onlarla birlikte droneda.Yine aynı şekilde havuzun uzerine tüm haritayı yaydı.Bir önceki gibi çok çesitli bir harita değildi.Tam tersine basitti.Sadece köstebek yuvasını andıran dağlar ve devasa delikler.Kocaman.Ha birde her yer sık çam ağaçları ile kaplıydı.Hareket etmek bir hayli zorlaşacak gibiydi.Açık arazi ise haritanın hiçbir yerinde yoktu.Sadece tüm haritaya yayılmış bir orman ve köstebek yuvaları gibi delikli dağlar.
-Çok değişik.Şu delikler ne acaba.
Caroline haritayı değerlendiriyordu.Connor araya girdi.
-Belki de bir tür yer altı şehri gibidir.Yani yukarıda değilde.İçeride şehirler.
-Köstebek yuvasını benziyor.dedim.
Max araya girdi.
-Köstebek yuvası değilde.Solucan yuvalarına benziyor.Ama devasa yuvalar.Bu da devasa solucanlar demek.Bir kaç kere görmüştüm.Çok düşük seviyeliler genelde.Ama tehlikeli olmadıkları anlamına gelmiyor bu.Bence o deliklerden uzak durmalıyız.
Max'in oyun bilgisine çok güveniyordum.Oyunun sürekli bir yerlerini araştırıyordu.Çok fazla bilgisi vardı.Onu dinlemeliydik.
-Ne tavsiye edersin.dedim.
-Bence dağ tepelerinden birine inelim.Dağlara tırmanmak zordur.Özellikle tanklar için filan.Eğer bir dağ tepesini tutmayı başarabilirsek.Çok avantajlı oluruz gibi.
Mantıklıydı.
-Fakat bir sorun var.
Connor araya girdi.
-Ya ineceğimiz tepeye başkalarıda inerse.Yakın mesafede çok çabuk av oluruz.
Bu da doğruydu.Yüksek ihtimalle diğer ekiplerde dağ tepelerine inmeye çalışacaklardı.İki ekibin aynı tepeye inme ihtimali çok yüksekti.
-Connor'da haklı.Aynı tepeye başkaları inerse biteriz.
Çıkmaza girmiştik.
-Neden doğruca ormanın herhangi bir noktasına inmiyoruz.Bir nokta seçer ve atlarız.Havada etrafı izler.Kimsenin inmediği bir noktaya ineriz.
-Olmaz.Kamplayabileceğimis bir yer bulmalıyız.Sürekli hareket etmek zorunda kalırız öyle yaparsak.Birde ağaçlar çok sık.Bir suikastçinin katliamına maruz kalabiliriz.
-Haklı.dedi Max.
Büyük bir çıkmazdaydık.Görevliler artık yerlerimize geçmemiz için bizi uyardı.Hızlı bir karar almalıydık.Haritanın belirli yerlerini sürekli yakınlaşıp uzaklaştırıyordum.Gözden kaçırdığımız bir yer olabilir miydi?Delikleri inceliyordum.Içlerinde ne vardi bilmiyorduk.Ve bilmediğimiz şeyler her zaman bizi korkuturdu.Birden bir şey gözume çarptı.Deliklerin üst tarafları açıkdı.O bolgelerde küçük bir alan da olsa açıklıklar vardı.Aklıma bir fikir geldi.
-Tamam aklımda bir fikir var.Bu deliklerin üst taraflarında küçük bir alan var.Açık arazi.Kimsenin inmediği bir deliğe inelim diyorum.Birimiz deliğin üstündeki açık araziden ormanı tarar.İki kisi deliğin yan taraflarında bekler ve delikten çıkabilecek her hangi bir şey için bekler.Connor'da tepedekinin arkasında biraz uzak bir mesafede pelerini ile bekler.Arkamızı kollar.Connor hariç dronelardan saklanamayacağız ama denemeye değer gibi.
Hepsi düşünceli bir şekilde bana bakıyordu.
-Çok fazla seçeneğimiz yok.dedim.
Max kafasını sallamaya başladı.
-Tamam yapalım.Riskli ama denemeye değer.
Diğerleride onayladı.Haritanın bir noktasında atlayacağımızı dronea bildirdim.Sağlık görevlileri kaskları kafamıza takmadan önce hepimize iyi şanslar diledi.Kafamı arkadaşlarıma çevirdim.Hepimiz yattığımız yerden birbirimize bakıyorduk.
-Başaracağız.Size güveniyorum.dedim.
Görevli kaskı taktı.
'Welcome to the Bullet Of Bullets'

SADECE BİR OYUNNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ