İLK KIVILCIM

18 3 0
                                    

Connor'ın ilk atışı kusursuzdu.Tamda ondan beklediğim gibi.Rakip keskin nişancı her şeyden habersiz ve çok hızlı bir şekilde toz olmuştu.Kafasına yediği bir ivan8 mermisi onu bu oyundan silmişti.
Şimdi ikinci atıştaydı sıra.Bu sefer east yönünde bir nişancıyı hedeflemişti.Derin bir nefes ve sonra bir tepme.Ses yok ve kurşunun hedefini bulduğu oyuncuda.Connor yetenekliydi.Bunu biliyordum ve onu bunun için bu oyunda istiyordum.
Peki ya Zeon?O bambaşka bir seviyede.Hiç bir ses ve tepki vermeyen trinity cor'u ile aralıksız ateş ediyor ve attığını yok ediyordu.Çok hızlı,çok sessiz,çok gösterişli.Ölümcül bir gösteriş.Elindeki silah bir şekilde ona çok yakışıyordu.Sanki vücudunun bir parçasıymış gibi.Onu kullanırken çok rahat duruyordu.Her ateş ettiğinde silahın destek kısmındaki peteklerden hızlı bir şekilde bir ışık geçiyordu.Hatta Zeon o kadar hızlı ateş ediyordu ki sanki peteklerin içinde sürekli yanan bir şey vardı.Belkide aradığım 3.cü kişi Zeon olabilirdi.Neden olmasındı ki.Hem onları kurtaranda Zeon değil miydi?Aradığım oyuncu niteliklerime de  uygundu hem.Aslında herşeyiyle uygun.Oyun bilgisi,yeteneği,gücü.Onu büyük turnuvada yanımda görmek beni kesinlikle güvende hissettiricekti.Buna içten içe emindim.Ben bu düşünceler içerisindeyken Zeon Connor'a bir kaç ders veriyordu.
-Çok bekliyorsun Redkill.Çok düşünüyorsun ve ıskalamaktan korkuyorsun.Korkma.Sadece nişan al ve ateş et.Seni görebilen ya da yerini bilen herhangi bir oyuncu yok zaten.Olsa bile yanında seni koruyacak iki oyuncu var.Rahatla ve gevşe sadece nişan al ve tetiğe bas.Gerisini silahına bırak.Ne kadar çok düşünürsen ıskalama yuzden o kadar artar.
Connor derin bir nefes aldı ve gözünü scooptan ayırıp savaş alanına baktı.Gerçektende vücudundaki gevşeme gözle görülebilir seviyedeydi.Kastığı bacakları ve kolları bir anda düştü sanki ve derin bir nefes verdi.
-Tamam.O zaman sadece ateş etmeye odaklanıyorum.Iskalasam bile siz buradasınız.
Bana döndü.Bende ona kafamı sallayarak karşılık verdim.Buradaydım ve onu korumaya hazırdım.
Yaklaşık bir 20 dakika boyunca daha pencerenin kenarında durup ateş etmeye devam ettik.Fakat artık meydandaki oyuncu sayısı bayağı azalmıştı.Hatta hiç kalmamıştı diyebilirim.Sadece 2-3 tane oyuncu yorgunluktan boylu boyuna uzanıyorlardı.Savaş bitmişti.En azından bu meydanda.Çok fazla oyuncu bugün oyundan silinmişti.Kat sanki temizlenmiş ve arındırılmış gibi geliyordu bana.Aşagıda hayatta kalan 2-3 oyuncu ve bizim dışımızda kimse yokmuş gibi.
-Tamam bu kadar yeter.Anlaşılan buradaki savaş bitti.
Connor scoopdan gözünü çekti ve savaş alanına baktı.
-Vay canına.Herkes öldü mü?Yoksa kaçtılar mı?
Burada Zeon devreye girdi.
-Öldüler.Binlerce oyuncu hemde.Uzun zamandır böyle bir olaya şahit olmuyordum.Hatta hiç şahit olmadım da diyebilirim.Kesinlikle bir soruşturma başlatılıcaktır.Kayıplar çok büyük.Bana kalırsa katın bu bölgesinde her yerde çatışmalar sürmüş olmalı.Şu an bu bölgede 100 oyuncu olduğunu bile düşünmüyorum.
-Oyun tarihine geçecek bir olaydı.
-Bencede.dedi Zeon.Sonra da küçüğüne camları geri getirmesini söyledi ve yatağa bıraktı kendini.
-Çok fazla cephane harcamış olmalısın.
Konuya nasıl gireceğimi bilmiyordum.Connor'da bulunduğu yerden kalkmamış sadece sırtüstü dönmüştü.Silahını bile kaldırmamıştı.En çok o zorlanmışda bugün.Bu oyundaki daha ilk günü ve oyun tarihine geçecek bir savaşın ortasında kaldı.
-Evet neredeyse bitti.Ama sorun değil.Tekrar 3.kata çıkacaktım zaten oyundan çıkmadan bir uğrar.Tekrar doldururum.
-Bugün burada kalsan daha iyi gibi.Dışarısı hala tehlikeli olabilir.
-Sanmıyorum ama burada kalsam iyi olucak gibi.
Kafasını camlara çevirdi ve dışarıyı izlemeye başladı.
-Saat bayağı geç olmuş olmalı.Burada çıkış yapıp yarın hallederim.İsterseniz sizde burada kalabilirsiniz.Karakterleriniz burada güvende olucaklardır.
-Çok teşekkur ederiz.Burada kalmak bizim de işimize gelir.Bütün olanlardan sonra.
Connor tavana bakarak konuşmaya başladı.
-Normalde oyundan çıkışları nerede yapıyorsunuz?Birde biz oyundan çıkınca karakterlerimize ne oluyor?
-Diğer katlarda silah kullanmak yasak olduğu için oyuncular istedikleri yerde çıkış yapabiliyorlar.Tabii karakterlerimiz bir süre çıkış yaptığımız yerde savunmasız kalıyor.Oyun sürücüleri çıkış yaptığımızı anladığında ise karakterin oradan kaldırılıyor.Tekrar oyuna girdiğinde ise kaldığın yerden devam ediyorsun.
-Anladım ama neden bir süre orada kalıyor?
-Her oyunun kusurlu tarafları vardır.Buda bu oyundaki sorunlardan biri.Internetten kaynaklıda olabiliyor ama.
Zeon yatakta bağdaş kurarak oturdu ve'aslında tam olarak sebebi internet değil.Evet internet tabii kide bir etmen ama asıl sorun oyunda çok fazla oyuncu olması ve sürekli gelişen bir açık dünyaya sahip olması.Bir dakikada sürücülere o kadar çok bilgi aktarılıyor ki.Her bir oyuncunun yaptığı hareketten yapılan turnuvalara,hasar verilen yerlere kadar.Sürekli oyuna girip çıkan oyuncular.Çok fazla bilgi aktarımı bu gecikmenin asıl sebebi.Çözümü ise yok.Yani var aslında ama kurucuların bu riski alacağını sanmıyorum.
-Nedir bu çözüm?
-Oyuncu veya kat sayısını azaltmak.Bu sürücülere daha az bilgi aktarımına sebeb oluyor ve bu tarz gecikmeler yaşanmıyor.Ama kurucular bunu yapmıyor.Çünkü oyun artık milyarlara ulaştı.Bu tarz küçük sorunlar için oyunun bir bölümünü silmek daha büyük sorunlara yol açacaktır.
-Anladım.Kulağa çok mantıklı geliyor.
-Bu kadar şeyi nereden ögrendin?Bu soruyu soran Connor'dı.
-Araştırarak diyelim.
Bu çocuk kesinlikle hayalimdeki ekip için düşündüğüm oyuncu kriterlerine sahipti.Onu kaçırmamalıydım ve tam burada,onun dairesinde sohbetimiz derinleşirken ve omuz omuza bir savaştan yeni çıkmışken konuyu ona açtım.
-Zeon.Sana bir teklifim var.
-Hmm ne teklifi?Evlenmemi teklif edeceksin yoksa.Üzgünüm ama erkeklerden hoşlanmıyorum.Kadın gibi mucizevi bir varlık varken.
Ahhh tabii şu esprilerini düzeltmesi gerekiyordu ama yeteneği,gücü ve zekası kesinlikle benim ekibimde olmalıydı.
-Hayır tabii ki.Benim ekibime katılmaya ne dersin?
-Ne?
Hem Connor hemde Zeon aynı tepkiyi vermişti.Şaşkın ve sorgulayan gözlerle basit bir 'ne' sorusu.
-Gayet açık bir soru sordum.Benim ekibime katılmaya ne dersin?
Connor araya girdi ve'Haytham senin ekibin mi var?'dedi.
-Dostum bana biraz izin ver açıklayacağım.Ama önce Zeon'un cevabını duymalıyım.
-Hangi ekipten bahsediyorsun.Seni çok iyi araştırdım Haytham.Sen bir ekibin üyesi değilsin.
-Büyük turnuva için bir ekip topluyorum.Eminim duymuşsundur.Gelmiş geçmiş en büyük turnuva ve en büyük ödül.Sende benim ekibimde yer almak ister misin?
-Evet o turnuvayı biliyorum.Cidden bayağı büyük bir turnuva uluslararası bir organizasyon.Çok büyük olucak ama oyuncular kafalarına göre katılamıyor diye biliyorum.Kurucular teklifde bulunuyor.Yani seçili kişiler o turnuvada kapışabilir.
-Evet evet biliyoruz.Artık sorumu cevaplasan var mısın yok musun?
-Haytham bir ekipden söz ediyorsun.Ama ben hiç bir oyuncu göremiyorum.Ekiplerde tanklar olur.Medicler,suikastçiler.Senin ekibin nerede?Hangi oyuncular?Hangi sınıftalar?
-Aslında o dediklerinin hiçbirine sahip değilim olmakda istemiyorum.Şu an iki kişiyiz.Sende gelirsen 3.cü kişi olucaksın.Bugün ki yaptıklarını gördüm.Yeteneklisin.Seni bir rakip olarak değilde sırtımı kollucak bir dost olarak o turnuvada yanımda görmeyi çok isterim.
-Diğer oyuncu kim?Hangi tip bi karakter?
-O oyuncu Redkill.Oyuncu tipini biliyorsun.
Connor şok olmuş bir şekilde yattığı yerden kalktı.
-Ben mi?
-Şaka yapıyor olmalısın.O daha gold sınıfı.Oyun hakkında bilgisi bile yok.Üstelik o da bir keskin nişancı sende.E bende bir keskin nişancıyım.Oyunun en büyük turnuvasına 3 nişancı olarak mı katılacaksın.Üstelik bir noobla.Dalga geçiyor olmalısın.Ha birde turnuva için teklif alma meselesi var tabii.
-Birincisi turnuva için teklif aldım.(Bu cümlemden sonra ikisininde yüzünün aldığı şekil özellikle Zeon'un tarif edilemezdi.)İkincisi turnuva 2018'in ilk günü başlıyor.Yani daha 3 ay var.3 ayda Connor master sınıfına kadar yükselebilir.Ona olan inancım tam.Üçüncüsü turnuvaya 3 tane keskin nişancı ile değil 4 tane keskin nişancı ile katılmayı planlıyorum.4.cu kim olacak peki dersende bilmiyorum.3 ayda bulmayı ümit ediyorum.Tabii sen ekibime katılmayı kabul edersen.
-Bu delilik.4 tane keskin nişancı ve sadece seçilmiş oyuncuların katılabildiği bir turnuva.Ne kadar zor olacağının farkındasın dimi.
-Hiçbir turnuva kolay değil zaten.
-Sen kafayı yemişsin.
-Bak senden beni eleştirmeni istemedim.Basit bir soru sordum.Evet mi hayır mı?
Bir bana birde Connor'a baktı.Yataktan kalkıp cam kenarına gitti ve bir süre orada öylece durup dışarıdaki sanal dünyayı seyretti.Dışarıda halen bazı yerlerde toz bulutları gökyüzüne yükselsede yağmur tamamen durmuştu ve şehir ürkütücü bir sessizliğe bırakmıştı kendini.Zeon sırtı bize dönük bir şekilde konuşmaya başladı.
-Bu iş hiç kolay olmıyacak ama sonuçta sen Turnuva Fatihi Haythamsın.Ne olursa olsun bir yolunu bulup kazanıyorsun.Eminim bu seferde aklında bildiğin bir şey vardır.Yani umarım öyledir.Yoksa fena çuvallıcaz.
-Yani kabul ediyor musun?
Yüzünü bana çevirdi ve 'evet'dedi.

SADECE BİR OYUNWhere stories live. Discover now