JASMİNE (MEREDİTH) STONE

85 7 14

--Mess-- tarafından

--Mess-- tarafından

(Le Yazarın Notu:Ma dead baby)

*Ad:* Jasmine Meredith
*Soyad:* Stone
*Lakap(varsa):* Believer,Jass
*Kökenleri (doğduğu yer ve nereliyse):* Çin kökenli bir Alman(baba Alman,annesi Çinli)

*Yaş:* 19 yaş görünümlü ama öleli 3 yıl oldu.
*Doğumgünü:* ? (Hatırlamıyor)
*Kilo:* 42
*Boy:* 1.63
*Hastalık(varsa):* O ölü.

*Cinsiyet:* Kız
*...Dere?(varsa):* ?
*Cinsel tercihi:* Heteroseksüel
*Sevgilisi;* Head Hunter ( Laywa_Layamatsu )

*Kişiliği:* Genellikle sessizdir,biraz fazla staklmayı sever dkdjk Birine taktığında veya sevdiği kişiler ile beraberken çok yumuşak, şefkatli ve inançlı
*Takıntıları(varsa):* Kırmızı ceketi
*Ek bilgiler:*
✓ Kardeşini korumaya çalışırken öldü. (Deşildi)
✓ Budisttir.
✓ Budist olduğu için,tekrar dirildiği zaman sevdiği çocuk onu kandırdı,psikolojisini bozdu ve onu tren yardımı ile öldürdü.
✓ Ölü olduğunu biliyor,sadece nasıl öldüğünü bilmiyor.

*Hikayesi (kısaca veya hiç):* Bu biraz karışık, sırayla iki hayatını da anlatayım.

Jass ilk hayatında sıradan,liseli bir kızdı.Ödevler, sınavlar, arkadaşlar derken zamanın nasıl geçtiğini anlamayan normal biriydi.

Depresif bir ergendi.Kollarına, bacaklarına faça atar, olması gerekenden fazla ilaç alırdı.Herkese gülümsemeye çalışır,iyi olduğunu göstermeye çalışırdı.Niyeyse pek işe yaramazdı.

Çok ağlardı.Göz yaşları kuruyana kadar ağlardı diyebileceğim kadar çok hem de.Sonra odasının kapısı çalınır, içeri minik kardeşi girerdi.Portakal kabuğu rengi kıvırcık-dalgalı saçları vardı, meraklı yeşil gözlerini ablasına dikerdi ve ağladığını fark edince yanına gider,onun o altın rengi saçlarını okşayıp şunu derdi;
"Hepsi geçecek abla."

İki yıl kadar sonra, kardeşi bir öğrenci yurdunda kalmak zorundaydı.Okuduğu okul eve çok uzaktaydı ve ailesi eğitime önem verirdi.Jas istemeye istemeye kardeşinin gitmesine izin vermişti.

O gün okuldan eve olan servislerin tamir günüydü.Ama Jas kardeşini görmek istiyordu.Bir otobüse atladı ve uzun bir yolculuktan sonra yurda resepsiyondakiler kardeşinin birkaç saat önce ayrıldığını söylediler ve Jas kardeşini aramaya çıktı.Onu gördü bir sokağa girerken.Peşinden gitti ve gördüğü manzara ile midesi bulandı, dehşete düştü.Bir ayin yapıyor olmalıydılar.Hepsinin bileklerinde Satan'ın işareti vardı.Kardeşini bağlamışlardı ve bedeninden akan sıvının boya olmadığına emindi Jas.

Onlara bağırıp engel olmaya çalıştı.Onlar da Jas'i yakalayıp ayin için onu kullandılar.Onu kardeşinin önünde deştiler, organlarını dışarıya döktüler.Sonra da kardeşini öldürdüler.

Gözlerini açtığında bir yatakta yatıyordu Jas.Önünde bilim dergileri vardı ve yorgun hissediyordu.Sonra kapı eşiğine yaslanmış genci gördü.Batan güneşin son ışıkları onun gözlerine ve saçlarına vuruyordu,ona gizemli bir hava katıyordu.Genç sessizce konuştu.
"Bebeğim..Seni seviyorum."

William onu raylara yatırdı,Jas korkuyordu.William da yanına yattı.Ellerini tuttu onun.
"Bebeğim, şuan bir rüyada olduğumuzu unutma.Ölmeyeceksin.Sadece uyanacaksın."
Sonra gülümsedi William.Jas korkuyordu ama William'a güveniyordu.Bir rüyadaydı,evet.
"Gözlerini kapat,sevgilim."
Diye mırıldandı raylar titrerken William.İkisi de gözlerini kapattı.
"Şarkı söylersen rahatlarsın Jas."
Jas başıyla onayladı ve şarkı söylemeye başladı.Elinde oluşan soğukluğa anlam veremedi ve gözlerini açtı.William'ın ayakta olduğunu ve raylardan uzaklaştığını gördü.Göz göze geldiler ve trenin kafası üzerinden geçmesi ile her şey karardı.

Zalim Tanrı.

Jas tekrar gözlerini açtı.Bir evin bahçesinde, çimlerde yatıyordu.Yağmur yağıyordu ve hava soğuktu.Bedeni uyuşmuş gibiydi.

Yavaşça doğrulurken midesindeki ağrıyı fark etti, başını eğmesi ile kusmak istemesi bir olmuştu, tişörtü kan içindeydi ve karnının olduğu yer yırtıktı tişörtte, karnındaki yarayı görebiliyordu.Sonra elini kendi kafasında gezdirdi,hafif izi hissediyordu.İşte o zaman tekrar yaşadığını anladı.

Ama yarı ölü olarak.

Jasmine