HARUNO&UCHIHA

DUYGU DEĞİŞİMLERİ ÇOK KAFA KARIŞTIRICI-NARUTO

Kafamı sallarken bunları neden bana anlattığını merak ettim. Hinata-chan gerçekten çok utangaçtı, doğru, fakat bu onun mutluluğunu nasıl etkileyebilirdi ki? 

-Bu yüzden dedi kaşlarını çatarak. Senin yardımını isteyeceğim, umutsuz vaka olduğunu bilsem de...

-Yardım istediğin birine hakaret etme seni pislik dedim sinirle gülerek. Ama tam olarak ne yapmamı istiyorsun, anlamadım.

Bana soluk lavanta gözleriyle baktı, itiraf etmeliyim ki Hyuuga klanının gerçekten güzel gözleri var.

-Elbette ki onu kabuğundan çıkarmanı ve onunla ilgilenmeni istiyorum seni aptal dedi sinirle.

-Ha dedim bende sinirlenerek. Daha açık konuş o zaman! Hem bunu bana değil abime söylemen gerekmiyor mu?

-Neden abine söyleme gereği duyayım ki?!

-Çünkü şu an Hinata-chan'la gülüşüp fısıldaşan o seni salak dedim öfkeyle. Neye öfkelendiğimi bilmiyordum, ama birilerine bağırmak cidden rahatlatıcıydı.

-Onunla gülüşüp fısıldaşmasının bir önemi yok be! Ben senden istiyorum! Hinata-sama için özel olan sensin!

-Hiç öyle gözükmüyor ama! Daha çok abimmiş gibi!

-Hayır değil seni salak! Tanrım, neden senin gibi bir özürlü olmak zorundaydı ki.

-AA yeter ama seni pislik herif, hakaret edip duruyorsun! Hinata-chan'la abimin arasına girmemi istiyorsan açıkça söyle!

-Seni gerizekalı! Aralarına girmene gerek yok, çünkü aralarında bir şey yok!

-Nereden biliyorsun ki!

-Çünkü Hinata-sama'nın duygularını biliyorum!

-Ah tamam o zaman dedim birden bütün öfkemi kaybederek. Cidden saçmalıyordum, bu anlık duygu değişimleri de nereden geliyordu?

Yoksa hamile miydim?

Kendi kendime şakama sırıtırken Neji-teme alnını ovuşturdu, benimle uğraşmak onu cidden bıktırmış gibiydi. Sonunda sakin kalmaya zorlanıyormuş gibi (ya da daha çok kabız olmuş gibi,kim bilir) bir yüz ifadesiyle tekrar konuştu.

-Naruto, cidden...Burada senden çok önemli bir şey istiyorum tamam mı? Hem zaten abin bu konuşmaya nasıl geldi?

-Şey dedim ellerimi başımın arkasında birleştirerek. Son zamanlarda Hinata-chan'la yakın görünüyorlar, bu yüzden ben de aralarında bir şeyler başlamış olabilir diye düşündüm.

-Hayır, hayır başlamadı. Sadece arkadaşlar açıkçası dedi elini uzakta hala konuşup gülüşen (ki anlamsızca beni sinir ediyorlardı) ikiliye uzatarak. 

-Hey, açıkçası derken? Hiç de açıkça belli olmuyor.

-Pekala, sen ne düşündün onlara bakarken? Kollarını kavuşturup bana baktı.

Emin olamadan sırıttım.

-Belki de birbirlerine aşık olmuşlardır diye düşündüm dedim sorar gibi.

-...Sen...

-Ne var?

-Hayır bir dakika dedi alnını ovuşturarak. Bu kadar salak olduğunu fark etmemiştim, biraz şok oldum.

-Hey!

-Daha ne kadar gerizekalı olabilirsin diye düşünüyordum ama bu kadar kör olmak...senin için bile biraz fazla değil mi?

-Seni pislik dedim dişlerimi sıkarak. İnsanlara hakaret etmeyi kes kuş beyinli herif!

-Hayır dedi elini kaldırarak. Yeniden anlamsız bir tartışmaya girmeyeceğim. Otur, söylediklerimi düşün, Hinata-sama'yla vakit geçir ve hislerini dinle tamam mı? Sen bile o kadar salak olamazsın sonuçta.

-Hey! Sen bile der-

Vee ortadan kayboldu.

Kaşlarımı çatarak az önceki tüm konuşmanın anlamının ne olduğunu düşündüm ve bir türlü işin içinden çıkamadım. Bu aptal Hyuuga ne demek istemişti cidden? Hiçbir fikrim yoktu.

Belki de basitçe Hinata-chan'ın daha fazla arkadaş edinmesini istiyordu?

Ama bu çok saçmaydı, ben zaten onun arkadaşıydım, değil mi?

AH! Belki de Hinata-chan bunun farkında değildi! Bu olabilirdi, Neji pisliği onun çok mütevazı olduğunu söylemedi mi?

Kafamı sallayarak Hinata-chan'a onun kesinlikle arkadaşım olduğumu söylemeyi kafama not ettim. Ayrıca Neji-teme onunla vakit geçirmemi istemişti. Sonra da duygularımı dinlemeyi.

Cidden, neden herkes bilmece gibi konuşuyor ki-debayo?

Sonunda omuzlarımı silktim, üzerinde çok düşünmenin anlamı yoktu sonuçta. Şimdilik Hinata-chan'la Neji-teme'nin dediği gibi vakit geçirmeye karar verdim. Sonrasını sonra düşünürdüm.

Bu karmaşayı çözmenin rahatlağıyla sırıtarak Hinata-chan ve abimin oturduğu tarafa doğru koşmaya başladım. Hinata-chan'la vakit geçirme işine hemen başlayabilirdim sonuçta.