Sonsuz bir savaşı bitirmek uğruna...
Narin su ejderhaları sonsuz bir zarafetle süzülür, kızgın Ateş kaplanları ise ezici bir güçle...
Başından sonuna dek, zarif Ejder ve güçlü kaplan dövüşmeye devam eder...
Zarafetin ve nezaketin simgesi sonsuz su e...
Sonunda kavgayı kaçınılmaz bir çıkmazla bitirdiğimizde (ki Sakura bundan hoşlanmışa benzemiyordu, fakat kavganın böyle bitmesi iyiydi) birbirimizin gözlerine baktık.
Ona ilk defa bu kadar yakın oluşumdu. Gözleri beni içine çekiyordu, insanı içinde kaybedecek derinlikte gözler olmamalarına rağmen. Tam tersine yemyeşil bir elmanın rengine benziyorlardı, açık ve parlak. İçlerinde binlerce yıldız barındırıyorlar gibiydi. Ona neden böyle dik dik baktığımı merak ediyor olmalıydı, ama konuşma yeteneğimi kaybetmiş gibiydim, gözleri beni hipnotize etmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Haruno Umi neyse ki tam bu anda konuşmayı seçerek beni gerçek hayata geri döndürdü.
-Çok iyi, çok iyi diye bağırdı mutlu bir sesle.
-Harika bir gösteriydi, değil mi? Ben çok beğendim, siz ne düşünüyorsunuz?
Onaylayan mırıltılar geldi. Bu arada biz de birbirimizden uzaklaşarak sahanın iki zıt köşelerine (yani ailelerimizin yanına) doğru yürümeye başladık.
Haruno Umi-sama tatmin olmuş gibi başını salladı.
-Çok iyi. Acaba davetsiz misafirlerimiz bu gösteri hakkında ne düşünüyorlar?
Davetsiz misafir mi?
Ağaçların arasından altı tane siyah giyimli figür atladı ve doğruca Haruno Sakura'ya doğru koşmaya başladı.
İkimiz de otomatikmen dövüş pozisyonu aldık. Fakat birbirimizle dövüşümüz bizi yormuştu.
Daha kimse tepki veremeden adamlardan biri Sakura'yı kolundan yaraladı. Biri bir çığlık attı.
İçimde bir yanardağın patladığını hissettim, içimde yorgunluktan eser kalmamıştı şimdi.
Ne cesaretle ona dokunurlardı!
Düşünmeden öne atıldım, adamlardan biri beni durdurmaya çalıştı.
Saniyesinde boğazını kestim ve duraksamadan ona doğru koşmaya devam ettim.
Gözümün ucuyla birkaç tane daha siyah giyimli figürün ağaçların arasından çıktığını ve Haruno Sara ve abimin onları indirdiğini gördüm.
Sakura da kendini yaralayanı bayıltmış, başka bir tanesiyle dövüşüyordu. Ona doğru koşan bir tanesi tam zamanında hallettim ve onu belinden tutarak geriye çektim, ardından hızlıca dövüşürken engel olmasın diye omzuma attım. Dövüştüğü pisliğe sert bir tekme attıktan sonra diğer taraftan gelen bir tanesine kılıcımı fırlatarak tam alnına saplanmasını izledim. O sırada Sakura'yı hafifçe döndürerek bir diğerinden uzaklaştırıp onu da yüzünden yakalayarak elektrik şoku verdim. Kaç tane vardı bu adamlardan?!
