KRİSTAL GİBİ KIRILGAN,ELMAS KADAR GÜÇLÜ-SASUKE

591 67 36
                                    


Kadın deliydi.

Buna hiç şüphe yoktu, delirmiş olmalıydı. Tek makul açıklama buydu, yoksa hangi aklı başında insan benim gibi bir ölüm makinesini onun gibi kırılgan bir şeyin karşısına çıkarırdı dövüşmek için?

Sakura bir deniz kadar hırçındı, evet. Ama bu onu bir deniz kadar güçlü yapmıyordu. O bir şifacıydı, manyak mıydı bu kadın!

Haruno Umi. Yeryüzündeki en güçlü kadın ünvanının sahibi. Onunla bizzat tanışıncaya kadar bu ünvanın anlamını anlayamamıştım.

Tavırlarının aksine, aurasının da ötesinde, bana hissettirdiği...

Tsukiya-sama gibi değildi, sakin bir göl değildi.

Ichijou-sama gibi de değildi, bir tsunamiden fazlasıydı.

Sakura'dan farklıydı, ona çok benziyordu ama bir deniz değildi.

Hatta Sara-san'dan da farklıydı. Bir buz fırtınasına benzeyen Sara-san'ın sessiz ölümcüllüğünün aksine...

Haruno Umi okyanustu.

O, her şeydi.

Asla tahmin edilemez, dizginlenemez bir güç, korkunç bir fırtınanın habercisi gibi...Anlatması zor bir şeydi.

Ve hiç şüphesiz manyaktı.

Öğlen güneşinin sıcağı beni terletirken devasa bir şemsiyenin altında, mutlu bir şekilde içeceğini yudumlayıp annemle sohbet eden kadına bakarken onun bir manyak olduğunun kesin kanıtları yine gözümün önüne geliyor.

1.Yanaklarımı sıktı (o anki şokla tepki veremediğimi inkar etmeyeceğim)

2.Sakura'yla dövüşmemi istiyor.

İçimi tek rahatlatan şey Naruto-baka'nın bu halimi görmüyor olu-

-SASUKE-TEME, SAKURA-CHAAAN!

Siktir ordan.

Naruto ve salak abisi aynı gerizekalı gülümsemeyle bize doğru koşarlarken tanrılara tüm bu saçmalığı haketmiş olmak için ne yaptığımı sormak istiyorum. (y.n:cevap veriyorum, bunlar hep Sakura'yı süründürmenin intikamı)

Yarı yolda Deidara yönünü Haruno Sasori'ye doğru değiştirirken Naruto-baka maalesef yanıma gelmişti.

-TEME! SAKURA-CHAN SENİN KIÇINI TEKMELEYECEKMİŞ DİYE DUYDUM, İZLEMEK İÇİN GELDİM!

-Gerizekalı diye mırıldandım. Abim kıkırdadı. Ona bakarken birden sonunda onun ve Sara-san'ın dövüşünü açıkça ilk kez göreceğimi farkettim. Dövüşleri her zaman savaş alanında olur ve o kadar etrafı dağıtıp tozu dumana katarlardı ki bir şey görmek pek mümkün olmazdı.

-Hey teme! Bir kız tarafından yenileceğin için gergin misin? Gerizekalı tekrar konuştu.

-Sen buraya nasıl girdin? diye sordum. Sizin gibi iki salağın kapıdaki ikizleri yenebildiğine inanamam. 

Ben ve abim için bile zor olmuştu.

-HEY VELET, SEN BİZİ KİM ZANNEDİYORSUN! Deidara yine gereksiz gürültü yapmaya başlayınca Haruno Sasori iç çekerek onu yakasından tutup bizden uzaklaştırdı.

-HEY VELET, SEN BİZİ KİM ZANNEDİYORSUN! Deidara yine gereksiz gürültü yapmaya başlayınca Haruno Sasori iç çekerek onu yakasından tutup bizden uzaklaştırdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


-Ha? Ne ikizlerinden bahsediyorsun, biz içeri normal kapıdan girdik.

Normal kapı mı?

-Hayır yani...Şelalelerin olduğu su kapısından girmediniz mi?

Naruto boş boş bana baktı.

-Yoo niye oradan girelim ki, normal karadan girdik işte. Oradan sadece gemiler falan geçiyor zaten, siz niye oradan girdiniz ki?

YANİ KARA KAPISI SAKLI FALAN DEĞİL MİYDİ? YA DA AİLEYE ÖZEL??

-Nii-san...

Abim gülümsedi.

-Sanırım bize gösterişli bir karşılama hazırlamak istediler, öyle düşünmüyor musun Sasuke?

Daha çok bizi küçük düşürmek istemişler gibi.

Kaşlarımı çatarak tekrar ailelerin oturduğu devasa şemsiyeye baktım. Haruno Umi annemle konuşmayı bırakmış Sakura'ya bir şeyler söylüyordu. Gözlerimi kıstım, Sakura sıkıntılı görünüyordu.

Onunla ilgili hoşuma giden şeylerden biri de ailesinin aksine çok daha kolay anlaşılabilir oluşuydu. Çok sevimli ve sinir bozucuydu. İnsan ona karşı bir savunma duvarı oluşturamıyor gibiydi. Bu kadar açık oluşu, savunmasızlığı beni endişelendiriyordu.

-PEKALA MİLLET, HADİ BAŞLAYALIM! Haruno Umi mutlu bir şekilde ellerini çırparak bağırdı. Babam ve Haruno Ichijou gözlerini ona diktiler, ikisi de sinir olmuşa benziyorlardı (her ne kadar Ichijou-sama'nın yüzünden bir şey anlaşılmasa bile).

-Hazır mısın teme? Naruto bana sırıttı. Ona pis pis baktım. Gülerek abimle beraber kenara geçti. Saha boşaltılmıştı, şimdi sadece ben ve Sakura vardık. İlk biz başlıyorduk. 

Keşke önce nii-san ve Sara-san başlasalardı, belki sahayı mahvettikleri için biz savaşmak zorunda kalmazdık.

-GÖSTER ONA GÜNÜNÜ SAKURA-CHAN!! 

İkimiz de kenarda çığırıp duran aptala baktık. Ne salak ama.

Deidara Sasori'nin dürtmesiyle ayağa kalktı, görünüşe bakılırsa hakemliği o yapacaktı. Tarafsız biri istenmişti. (Gerçi bunun için Deidara gibi Sasori düşkünü bir salağın seçilmesi ayrıca saçmaydı, ama neyse)

-Başlayın-unn!

Ve böylece, hayatımın (Haruno Umi-sama'dan sonra) ikinci şokunu yaşamış oldum.



Uzuuun bir aradan sonra tekrar merhaba, beni ıslak odunla dövmek isteyen, "NEREDE LAN YENİ BÖLÜM?!" diye çığırmakta sonuna kadar haklı olan arkadaşlara selamlar. Yazma azmimi kaybettim ama çabalıyorum başka bi diyeceğim yok sayın hakim. Saygılar.




HARUNO&UCHIHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin