Nenem

1K 102 21
                                    

"Nerdeyim lan ben?" dedim etrafa bakarak. Sanırım dönercideydik.

"Ekmek var yen mi?" dedi Suat. Hakan'sa Ted Smile yaparak, "Dönercideyiz. Adı da Gün Olur Devran." Kafamda birleştirdim. Gün Olur Devran Döner oluyordu. Hahaha ne kadar da komik.

"Sadece 5 günde nasıl bu kadar iyileştin anlamıyorum." Gözlerimi devirdim. Çünqü gözlerim kule .s

"Çünkü benim özel güçlerim var ve kendi kendimi iyileştirebiliyorum. Çünkü ben Eylül'üm." Suat inanamayarak bana baktı.

"Ohaa. Bunu niye daha önce söylemedin?" Hakan kafasına bir tane daha vurdu.

"Çünkü az önce uydurdu gerizekalı." Kafamı onaylayarak salladım. "Hatta aslında dünyanın kontrolü benim elimde ve yaz tatilini istersem 365 gün yapabilirim."

"Yeter Eylül çok dalga geçtin benle. Poseidon'un kızı mısın yoksa?" Elimin tersiyle alnıma dokundum ve bir oyuncu edasıyla, "Yıkıldım.çünkü ben binayım." dedim.

"Ya ben tokum. Annemi istiyom. Şimdi bir zombi falan atlıcak tepeme korkuyom." O sırada Theo James'a benzeyen garsonu görünce fikrimi değiştirdim.

"Sanırım açım. En azından gözüm aç. Biraz daha kalabiliriz yane." deedim ve düşünen adam pozisyonuna geçip çocuğu kesmeye başladım. Aklıma, bir caps geldi. Caps şöyleydi, matematik öğretmeni sence 4 nerede olmalı diyordu. Kız da yatak odamda diyordu :D Uyumsuz farkı.

"Bıçak lazım mı Eylül?" diye bir ses duydum. Gözümü HD görüntümden ayrımadan, "Neden?" diye sordum.

"Çocuğu kesmek için diyorum. Maşallah kes kes bitiremedin."

"Napiim, Uyumsuz'a gidemedim özlem gideriyorum." Hakan'ın telefonu çalınca ayağa kalkıp gitti. Tabi gittiği gibi hemen geri döndü.

"Çabuk çabuk kalkın! Vakumlar geliyor." Suat hızla ayağa kalkarken ben hani uykulu bir halde annen bir şeyler söyler, ne diyo bu kadın diye bakarsın ya, aynı o tipte bakıyordum.

Suat dibime girip, "Vampirlere vakumlar diyoruz. Diğerleri anlamasın diye,"

"Zombiler de süpürge falan heralde. Teallam ne biçim uzaylısınız siz." Suat gülümseyip kafasını eydi ve geleneksel "Eyvallah Bacım." Hareketini yaptı. Ben daha orada durmak istesem de Hakan şu kendini bed boy sanan ana kuzularının yaptığı gibi bileğimden tutup beni çekmeye başladı.

"Maşallah çek çek kopacak. Sanki fantastik 4'lüdeki uzayan adamım. Oğlum bıraksana elimi pislik!" Hakan bileğimden çekmeye devam edince, günah benden gitti deyip elini ısırdım.

Dişlerini sıkıp elini salladı. Ben de fırsat bu fırsat deyip Suat'ın yanına gittim.

"Eylül. Dua et ki şu an kaçmamız lazım. Yoksa kız mız bakmaz suratına iki tane çakardım ama!" İçimden Ayet-el Kürsi okumaya başladım. Ne olur ne olmaz, bed boy sonuçta bir bildiği vardır.

Öndeki dangalak koşmaya başlayınca Suat ve ben de koşmaya başladık. Arabaya yaklaşınca hızlı hızlı gidip ön koltuğa bindim. Haha! Ezik Suat.

"Emniyet kemerini takmayı unutma Suat'cım. Biz şimdi sana bisküvi de alırız. Aman aman kusma kırıntı yapma daha yeni temizledik arabayı." dedim. Hakan hala daha beni takmıyordu ki bu iyi bir şeydi. Kumpir sonuçta mazallah napacağı belli olmaz. Bir salataya bular feleğim şaşar sonra.

Hakan telefonunu sonunda cebine soktu ve arabayı çalıştırdı. Şimdi siz hıphızlı gittik hatta ben korktum ve lütfen yavaş git dedim sanırsınız ama öyle olmadı.

Adam bildiğin arabayı kağnı gibi sürmeye başladı. Bir ara şoför koltuğuna geçmeyi bile düşündüm yani!

"Niye bu kadar yavaşız? Kaplumbağa mıyız biz?" dedim. Hiç kimse bana cevap vermeyince telefonumu çıkardım ve Alexander Rybak-Oah açtım.

"ŞU VAMPİRLER KİM? İSİMLERİN, VERİN BANA İSİMLERİNİ. BENİM ENİŞTEM ASTEĞMEN." dedim bağırarak. Çünkü son ses müzik dinliyordum. Duyulabilecek en ufak bir sesi kaçırmamak için şarkıyı kapattım.

"Hepsi üçümüzün peşinde."

"Sahi ya bizden başka Kumpir var mı?" diye sordum. Hakan sırıttı ve, "AVM'lerde var canım. Tuzlu tuzsuz seç kafana göre. Dükkan senin." dedi. Ona hıhı sen çok biliyon bakışımdan attım ve Suat'a döndüm. "Şimdi Kumpir'ler de vampirler kadar hızlı ya, nereden biliyorsunuz? Koşu yarışı mı yaptınız?" Diye sordum. Suat da, "Heya, biz böyle arada turnuvalar falan yapıyoruz dostça. Ve hiç bir kumpir ölmeden kalıyor. Kızım sen harbi salaksın." Gözlerimi kıstım ve, "Ben salaksam sşz neysiniz? Uzaylı ucubeler." dedim.

Suat'la pis pis bakışırken aniden sağdaki camın kırılmasıyla çığlık attım. Birinin eli camdan girmişti ve saçımı tutuyordu.

"Bırak! Bıraksana salak, ben o saçı yapmak için ne kadar uğraştım biliyor musun sen? Tabii erkek milleti hepiniz aynısınız. Tara saçı çık." Adamın eline tırnağımı batırdım ve Hakan sonunda arabayı hızlı götürmeyi akıl etti.

Tabi ben o yavaşlıktayken emniyet kemerini çıkardığım için direk öne yapıştım ve gözümün önünde uçan kelebeklere bakmaya başladım.

"Yeniden her şeyi iki tane görmem iyi bir şey mi?" dedim. O sırada Suat ve Hakan hararetli hararetli konuşuyorlardı.

"Yakalandık. Napacağız?" diyen Suat'ı Hakan'ın iğrenç sesi cevapladı.

"Tabi ki Güvenli Eve gideceğiz." Kafam az buçuk yerine geldiğinden ben de konuşmalarına, "Ne güvenli evi yaw? Oturun oturduğunuz yerde. Daha ikram yapmıştım ben onları verecektim size." dedim 32 diş sırıtarak. Hakan bana küçümseyerek baktı. Suat'sa, "Güvenli evimiz senin büyük annenin evi oluyor Eylül."

Ha? Nenem mi? Nene napıyon lan sen?

Sevgilim Bir Kumpir!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin