Seni de Kaybettik Yavrum...

2.1K 141 26
                                    

Yaklaşık 2-3 dakika düşünceli bir şekilde durdum. Sonra aniden gidip Hakan'a sarıldım. Bu hareketimle irkildi ve, "Biz ayrılmadık mı? Bana niye sarılıyorsun?" Dedi. O sırada içimden uzun hava söylemeyi kestim. Birkaç adım geri çekildim.

"Seni de kaybettik be yavrum. Çok dizi izlersen böyle olursun işte... Seni ihbar etsem kızmansın değil mi?" Hakan bıkkın bir şekilde havayı içine çekti ve konuşmaya başladı.

"Az önce olanlar sana oyun gibi mi geldi? Şöyle bir anda tuvalette belirmem falan?" Aptalca sırıttım ve, "Belki çişin gelmiştir. Bazen bizim müdür de böyle oluyor. Son ana kadar çişini tutarsan tuvalete uçarak bile gelebiliyorsun." Dedim ve güldüm. Hakan yine bıkkınlıkla bana yaklaştı ve bileğimdeki tırnak izlerini gösterdi.

"Bunun ne olduğunu biliyor musun?"

"Kör değilsen görüyorsundur. Tanıştırayım, kendileri tırnak izi oluyorlar." Dedim. Gülmemek için dilimi ısırdım. Sanırım dilimin kanaması yakındı.

"Bunu kim yaptı?" Alaycı bir şekilde gülümseyerek ona baktım.

"Ayşe. Sümüklü olan. Allah'ım yaa. Sana hesap mı vereceğim? Beynin yerinde mi? Sevgiliyken bile sana hesap vermiyordum." Cık, cık, cık -,-

"Bir iki dakika mantıklı cevap veremez misin sen?" Utanıp sustum ve içimden sövmeye başladım.

"Bak, tırnak izini yapan kişiyi aslında biliyorum. Hande yaptı değil mi, senin dershanedeki sıra arkadaşın?" Kafamı olumlu anlamda salladım. O ırıspı yapmıştı.

"Sen aslında bir Kumpir'sin. Kurt adam ve vampir melezi. İki tür de bizim türümüzün hata olduğunu düşünüp bizi yok etmeye çalışıyorlar. Hande de bir kurt adam. Ne mallıksa, kolunu tırnaklayıp büyük ihtimal zehir enjekte etti. İlk olarak zehri çıkarmamız gerek." Söylediklerini anlamaya çalışsam da, beynim sürekli bunlar ancak filmlerde olur! Seni kandırmaya çalışıyor! Diyip duruyordu.

"Sana inanmıyorum." Kaşlarımı kaldırdım ve havalı bir bakış attım. O anda kapı açıldı ve içeriye 2 ysşlı teyze girdi. Yaşlı teyzeler ama öyle bir giyinmişler ki sanırsın ablamız manken. Biri Hakan'a doğru garip bir bakış attı. Ben de hemencecik aradan sıyrılıp elimi yıkamaya gelmişim de Hakan'ı tanımıyormuşum gibi yaptım.

Pullu pullu tişört giyip deri görünümlü tayt ve topuklu ayakkabı giyen teyze konuşmaya başladı. "Bre terbiyesiz velet, bayanlar tuvaleti ya burası. Yanlış gelmişsin sen! Dışarı çabuk dışarı! Kim bilir beler söylemişsindir hanım kızıma! Bak rengi atmış kızcağızın! Seni elime geçirdiğim gibi şikayet edeceğim haddini bilmez velet!" Teyze beni kendine çekip sarıldı. Ben kafamı olabildiğince uzak tutmaya çalışırken Hakan'a dil çıkarıyordum. Diğer teyze ona laf söylerken hemen dışarı çıktım.

Olabildiğince hızlı koşuyordum çünkü Hakan her an yanıma ışınlanıp bana şizofren şizofren şeyler anlatabilirdi. Vampir ve kurt adam meleziymiş. Ameleye bak ya, vampiri kurt adamı gördük de onların melezi kaldı. Cık cık cık -,-

Tam havalı bir şekilde ayağımı AVM'nin dışına atmışken çantamdan uygulanan öküz gücüyle geri çekildim. "Ayyy! Bıraksana pis sapık!" Diye cırladım. Hakan'sa parmağını dudaklarına götürüp hemşire lafı haraketini yaptı.

"Dışarıda kurt adamlar var." Dedi. Ben de kafamı dışarı uzatıp gözlerimi bön bön açarak kurt adam görmeye çalıştım. Onlardan birini görürsem herhalde kucaklarına atlar ve "Beni değğğ dönüştürüğnnn!" Diye böğürürdüm.

"Dışarıda kurt adam falan yok ama senin gözlerinde bir bozukluk olduğu kesin." Üç parmağımı kapattım ve, "Bu kaç amele sümüğü?" Diye sordum. Hakan'sa bir gizli ajan edasıyla etrafa bakıp büyük ihtimal zihninde yarattığı olası düşmanları bulmaya çalışıyordu.

"Bizi mi arıyordun Hakan? Yoksa çoktan ölmeye başlayan Eylül'e gerçekte ne olduğunu mu anlatmaya çalışıyordun?" Arkamdan gelen sesle irkilerek Hande ırısıpısına döndüm. Her zaman kıskandığım sarı saçlarını savurup bize bakıyordu. Arkasında gördüğüm en iyi arkadaşım ve sınıfın ineğinin pençlerini görünce ne kadar şaşırdım anlatamam.

"Doğruyu söyleyin. Ben kimim?" Demek istesem de ağzımdan, "Doğruyu söyleyin. Hangi kanal?" Oldu

Sevgilim Bir Kumpir!Donde viven las historias. Descúbrelo ahora