~6~

209 111 138
                                    

Hepinize Merhabalar
Nasılsınız? Umarım iyisinizdir.

Keyifli okumalar...

&

Sarıldığın kollar bırakır mıydı insanı? İhanet eder miydi güven duygusu? Özlem yakar mıydı ruhu?

Ruhun fısıldadığı kelime özlemden ibaretti. Özlem kalbe battı, can yaktı. Ardından kalbe verilen savaşta galip çıktı. Kollarını sardığı Erkut Bey sessizce nefesler yudumluyordu çaresiz bedenine. Yorgun ruhuna rağmen kollarını babasına sımsıkı sarıyordu Yüsra. Yeşil hareler döküyordu yavaşça damlalarını. Kalbe indirilen hançerler bir bir yerlere düşüyordu. Fakat ruh kanıyordu. Canı çok yanıyordu. Çok yorulmuştu. Ama babası yaralarını sarıyordu işte. Kaç defa affetmişti bu yıkık adamı bir kere daha affedebilirdi.

Sahi affedecek miydi?

Hafifçe çekti kafasını Yüsra. Gözlerini kızıllar kaplamış, kalbi kor olup yanmıştı. Erkut Beye baktı uzunca. İçindeki yaraları anlatmak istercesine.

Sarılan yaraların izi kalır mıydı?

Ne kadar derin yara varsa ruhunda o kadar izi kalırdı. Her yara bir gün iyileşirdi, insanoğlundan izler bırakarak.

Can kırıkları batıyordu kalbe. Efsuni güneşin ışıkları görülmüş yüzleri aydınlatıyordu. Bir defter daha kapanıp yükseliyordu semaya.

Erkut Bey' in eli evin kapısına dokunmadan bir hışımla açıldı kapı geriye doğru. Bir beden dikildi karşılarında kollarını uzattı öne doğru ve çekti genç kızı kendisine doğru. Sessizce kokusunu yudumladı ciğerlerine doğru. İçeriye doğru adımladı genç kızla beraber kollarından tutup geniş salona doğru getirdi ve kendi bedeniyle beraber yavaşça bıraktı elinin altındaki çelimsiz bedeni.

Doyamadan biraz daha sarıldı. Kalbinden çıkan feryatlar etrafa dağıldı. Yüzünü yaklaştırdı ve öptü naifçe yanaklarından.

" Annem güzelim iyi misin kızım?"

Güzel gözlerinden bir damla firar edip aktı çenesine doğru. Oradan kalbine indi. Ruhuna damladı birer birer. Yüsra bir nefesi ciğerine heba edip ağzını araladı.

" Halacım iyiyim ben bişey yok sadece biraz tansiyonum düşmüş o kadar. Neden habersiz geldin?"

Eyşan hanım genç kızın dağılmış uzun saçlarını biçimli ince uzun parmaklarıyla geriye doğru itiyordu. Durmadan nefesler çekiyor kokusunu içine hapsediyordu. Bir süre sessizce kızını izledi. O sırada Erkut Bey ellerindeki gelirken markete uğrayıp aldığı poşetleri mutfak tezgahına bırakmış içeriye salona geçmişti.

" Kızım bak kendine dikkat et. Her baban aradığında benim canımdan can gidiyor annem." diyerek genç kızı göğsüne bastırıyordu. Erkut Bey ellerini şakaklarına doğru bastırıp kafasını yere doğru eğdi. Öğlen güneşinin çok da yakıcı olmayan güneşi odanın Aralık camlarından içeriye dolup ortalığı aydınlatıyordu.

" Tamam halacım. Dikkat ederim ben kendime eniştem gelmedi mi? "

Eyşan hanımın gözyaşları durmuş sessizce haykırıyordu ruhunun batağına doğru. Yüsra'nın çökmüş gözaltlarına, yemek yemeyi bırakmaktan epeyce kilo vermiş bedenine baktı ellerine çelimsiz ellere kilitleyip, gözlerini yeşil harelere sabitledi.

" Yok kızım enişten gelmedi. İşleri vardı. Biz haftaya beraber gelecektik ama baban dün arayınca aceleyle arabayı aldım geldim ben hemen."

Genç kız anladığını onaylarcasına kafasını aşağı yukarı salladı ve Eyşan hanımın ellerini dudaklarına götürüp bir buse bıraktı bu güzel kadının parmak uçlarına.

Uçurumdaki Sen Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin