"...Benim bebeğim."

En başından başla
                                    

"La bi söyle."

"Duymadın mı ?"

"Neyi ?"

"Gerizekalı." Dediğimde kaşlarını çatarak bana baktı. Bana efendim dedirtmeye çalışıyordu. Sanki ben onun kadar salaktım anlamayacaktım.

"Her neyse." Elini sallayıp geçiştirdi. "Bir kaç saate arkadaşlarım geliyor. " gözlerini sünger boblu şortuma dikip yüzünü buruşturdu. "Şu garip kıyafetini değiştir. Mutfakta bir şeyler hazırlayalım." Yataktan kalkıp gittikten sonra kollarımı iki yana açarak bağırdım. Napim be ? Genleşiyorum işte. Dolaptan bir kaç parça kıyafet alıp yüzümü yıkadım. Üstümü çıkarıp diğerlerini giymek üzere yatağın diğer tarafına geçtim.

"Erva baharatları nere-"

"Aaa pis sapık. Kış." Kenarda duran yastıkları attığımda Berke hala çıkmamıştı. Resmen karşısında sütyenle duruyordum !! Bu sefer komidinin üstünde duran surahiyi aldığımda elini kaldırıp "Hey hey. " diye bağırdı. Hemen yatağın üstündeki yorganı üzerime tuttum.

"Sen ne ayısın ya. İnsan bi kapıyı çalar. Girebilir miyim der. Pat diye hayvan gibi dalmaz. Bir bayanın odasına giriyorsun." Daha fazla çirkefleşmeyerek derin bir nefes aldım. Orangutan beyinli böcek. "Başlatma bayanına. Kitleseydin kapını beynine tükürdüğüm."

"Ya bak düzgün konuş." Elimdeki vazoyu kaldırarak kaşlarımı çattım. "Vallahi atarım hee. Beyninin pekmezi akar böyleee."

"Erva sus ! Delirtme beni bi. Baharatları nereye koydun onu söyle."

"Fırının üstündeki dolapta." Arkamı dönerek yerdeki şortumu aldım. Fakat üstümde iç çamaşırlarım olduğunu unuttuğum aklıma gelince, hemen önümü döndüm. Berke sırıtarak bana baktı. "O göte, bülbül öte. Benim olsun yarısı, takayım şeffaf peçe." Yerde tepinerek saçlarımı çekmeye başlamıştım ki, "Tamam tamam. Zırlama." Deyip odadan çıktı. Yine rezillik, yine utanç. Allahım neden ben ? Anamın karnındayken bahtsızlığım belliymiş yemin ediyorum.

***

"İrem Hanım verin ben keserim." Elimdeki bıçağı ve tavuğu alarak beni kenara itti. Hay Allahım, çattık deliye ya. "Ben de yapabilirim git sen evi topla." Diyerek tavuğu kesmeye çalıştı. Gerizekalı işte. Berke' de bana bakarak gülüyordu. Kesin beyefendinin çok hoşuna gitmiştir. Mutfaktan çıkınca Berke' de arkamdan geldi. "İrem yemek yapacaksa dışardan söyleyelim." Ona yan bakış attım. Evet sen tam bir .... Bakışı. "Senin sevgilin. Öğretseydin." Kısa bir kahkaha attı. Allahım sana geliyorum. Bi laf sokacaktım. Ama gülünce, elimi çeneme koyup izleyesim geliyordu. Eline telefonu alıp bir şeyler yazdıktan sonra bana baktı. Koltuktaki yastığı alıp ona fırlattım. "Elindeki telefonun senden daha akıllı olması zoruna gitmiyor mu ?" Dediğimde telefonu bana fırlattı.

"Ohaaaaa."

Lan iphone fırlattı Gerizekalı. Allahtan iphone yerine kafam kırılıyordu. "Olum sen mal mısın ? Aklını sandviçin arasına koyduğun kaşarla mı yedin ? Ya da İrem mi demeliydim ?"

"Merak etme o senin kafanın içi gibi boş değil. Kırılmaz." Diyerek güldü. Kapı çalınca İrem mutfaktan çığlık atarak çıktı. "Berkeeeeeğğ tavuğu kesemedim. Misafirler geldi. Ve şu hizmetçi bozuntusu toplamak yerine buraları dağıtmış."

"Tamam İrem cırlama. Önemli değil."

"Bende kapıyı açayım bari." Derin bir nefes alarak kapıyı açmaya gittim.

"Berke kanka naber ya ?" Gevşek ağızlı bir çocuk içeri girerek Berke'yle el sıkıştı. Ardından 4 kişi daha girdi. Hadi bakalım maraton başlasın. İrem yüzüne yılan gülüşünü yerleştirerek Berke' nin koluna girdi. Havuç saçlı çocuk bir İrem' e bir bana bakarak "abi senin işin zor valla. Bir fıstık burda, diğeri şurada." Dedi. Berke havuç saçlı çocuğun ensesini tutarak "fıstıklar götüne girsin Ali." Deyince yanındaki kısa saçlı kız kahkaha attı. Hepsi birlikte kanepelere oturunca Berke bana "gel" anlamında el işareti yaptı. Gözlerimi devirerek yanına gittim.

"Evet gençler, Erva benim çalışanım." Karşımda duran havuç saçlı çocuğu göstererek "bu Ali." Dedi.
Onun yanın oturan kısa saçlı kızı gösterdi ve sırıttı. "Bu Irmak."
Bacak bacak üstüne atmış tırnaklarını inceleyen, saçlarını havaya dikmiş havalı çocuğa yastık atıp bize bakmasını sağladı. "Bu Burak" ikili kanepede oturanları göstererek "Furkan ve Mete." Dedi. Hepsini benimle tanıştırması garipti. Ama hoşuma gitmişti. Demek ki beni önemsiyordu ki, onlarla tanıştırma ihtiyacı duyuyordu. İşaret parmağını İrem' e doğrultup "Bu da arkadaşım İrem." Diyerek diğerlerine İrem'i tanıttı. Gözlerimi İrem' e çevirdiğimde Berke'ye sinirli bir şekilde bakıyordu. Ohh iyi oldu sana. Karşımda duran  havuç saçlı çocuk üstümü süzüp kahkaha atınca kafamı eğip üstüme baktım. V yakalı tişört ve şort giymiştim. Gülecek ne vardı ki ?

"Abi memesiz kızlar V yaka giymesin yaaaa." Berke hariç herkes kahkaha atınca kaşlarımı çattım. İrem' de onlarla birlikte anırmıştı. "Sanane ya, ben sana boxer giyme diyor muyum ?"

"Oooovvv." Herkes havuç saçlı çocuğa bakıp güldü. En çok Berke kahkaha atmıştı. Ve kulağıma eğilip "işte benim bebeğim." Diyerek burnumun ucuna vurdu. Bebeğim mi demişti ? Benim demişti laaan. BENİM demişti. Yani onun oluyordum değil mi ?

Ayy "Benim bebeğim" seni yesin hayvanat.

Ehuehuehuehu.

Merhabalarrr. Uzun zamandan beri bölüm atamadığım için çok üzgünüm. Ama aksilikler işte. Bu bölümü pek sevemedim. Yani ilham perilerim gelmedi diyebilirim jdkaw. Umarım beğenirsiniz, görüşleriniz ve yorumlarınız benim için çok önemli. Kendinize iyi bakın. 💕💕

Dikkat Öküz Var !!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin