Dikkat Öküz Var !!

"Siktir Git..."

"Merhaba, güzellik." adama tip tip bakmaya başladığımda sırıttı. Hayır yani hangi gerizekalı tanımadığı birini durdurup sırıtırdı ? Yoksa tanıyor muydu ? Ben daha önce hiç görmemiştim sanki. Ya da görmüş müydüm ? Saçmalama Erva. Nerede göreceksin ? Yoksa insan kaçakçısı mıydı bu herif ? Ya bana bir şey yaparsa. Off bir paranoyak olma da sor adama.

Belki de hiç konuşmadan yanından gitmeliydim. Bana bir şey yapabilirdi.

"Pardon ?" kolumu ellerinden çekip bir adım geriye gittim. Kumral saçları, yeni çıkmış sakallarıyla birleşince, değişik bir yüz hatlarını ortaya seriyordu. Mmm. Yakışıklı mı diye soruyorsanız, hayır değil. Üstelik itici bir tipi vardı. Berke ile karşılaştıracak olursam, tabiki de Berke'ydi. "Berke'nin İrem'den sonra bir kızla daha birlikte olacağını düşünmemiştim." alayla güldüğünde yüzümü buruşturdum. İrem de kimdi ? Üstelik bu adam Berke'yi nereden tanıyordu ? Ve tabikide en önemlisi benimle ne ilgisi vardı ? "Dediklerinizi anlamıyorum." dedim nefesimi vererek. Ah hadi ama, nereden çıkmıştı bu adam ? Tam da tatlı almaya giderken. Geç kalırsam Berke kızabilirdi. Yine gerizekaliligi tutup beni sinir edebilirdi. Evet gerizekalı diyorum çünkü gerizekalı.

"Ovv. Sevgilin sana İrem'den bahsetmedi mi ?" güldüğünde gözlerimi devirdim. Sevgilim mi ? Acaba bu adam hangi hayal dünyasında yaşıyordu ? Belki de akıl hastanesinden kaçmış bir deliydi. Arka tarafım titremeye başladığında dudaklarımı araladım. Heyy ! Popoma kim ell- hee telefonmuş ya.

Bay Hayvanat Arıyor...

Adamın yüzünde bakışlarımı gezdirdikten sonra telefonu açtım. Bir ayfonumuz yok ki hava atalım. Ay pardon İphoneydi değil mi ?

"Efendim."

"Alt tarafı bir tatlı alacaktın, nerede kaldın ?" adam kollarını göğsünde bağlayıp beni süzmeye başladı. "Geliyorum Berke." dediğimde önümde bir kıpırtı hissettim. Adam elini uzatıp "Telefonu ver." diyerek salladı. Kaşlarım yavaşça çatılınca telefonu elimden aldı. "N'apıyorsunuz ?" ellerimi öne doğru uzattığımda beni durdurdu. Hangi cürretle böyle bir şey yapabilirdi. Yemin ediyorum, bütün dangalaklar beni buluyor.

"Naber Berke ?" Adamı izlemeye başladım. Berke'nin ne söylediğini duyamadığım için her hareketini takip ediyordum. Keyifliydi. Hem de oldukça keyifliydi. Sadece bir tatlı alacaktım, şimdi başıma gelenlere bir bakın !

"Sevgilin geliyor." telefonu elime koyup güldü. Allah rızası için sen gülme. Tır çarpsa yeridir suratının ortasına yani. Bir iki dakikaya kalmadan Berke, ellerini sıkmış, saçları dağınık bir şekilde göründü. Bu kadar sinirlenmesinin sebebi neydi ? Ben neden hiçbir sorunun cevabını bilmiyorum ? Berke hızlı adımlarla yanımıza ulaşıp, bileğimden tuttu. Arkasına alınca adam kafasını yere eğdi. "Vay vay. Berke Tuğlu sevgilisini koruyor."

Biri şu adama sevgili olmadığımızı söylesin !!! Berke sessiz kalıp garip bir ifadeyle adama bakmaya başladı. "İrem ' e iha-"

"Kes." Bileğimi bırakıp adama doğru bir adım attı. Boyları hemen hemen aynıydı. Evet Berke iri yarıydı ama, karşısındaki adam ondan daha kalıplıydı. Bir kavga çıksa, hangi tarafın galip geleceğini kestiremiyordum. "Senin gibi bir pislik İrem'in adını ağzına alamaz."

İrem denen kız kimse, Berke'nin değer verdiği biri olmalıydı. Kahretsin, olaylara çok yabancıydım. Adam sırıttı. Gözlerini bana çevirdi. "Sakin ol dostum." ellerini kaldırıp Berke'nin omuzlarına koydu. Berke bir anda geri çekilerek adamın kollarından kurtuldu. "Siktir git Anıl."

Anıl hala sırıtıyordu. O sırıttıkça Berke burnundan soluyordu. Onları durdurmak istesem de yapamazdım. Zaten ufak tefek bir şeydim, öldürür vallahi bunlar beni. "Sevgiline hiçbir şey anlatmamışsın galiba. Benim anlatmamı ister misin ?" beni süzüp gözlerini tekrar Berke'ye çevirdi. Şuan da bir pense alıp adamın her tarafını koparasım gelmişti. O kadar sinir bozucu bir insan olabilir miydi ya ? "O benim sevgilim değil." sakinleşmek istercesine gözlerini kapatıp derin nefes aldı. O nefes alırken, bende onunla beraber aldım. "Sadece evimde çalışan bir hizmetçi."