Teklif

30 5 0
                                    

Özgür ün gözünden;

"Dile benden ne dilersen!"

Böyle büyük bir teklifte bulunduğum için aklımı kaçırmış olmalıyım.
Ama asıl akıl sağlığı yerinde olmayan ben değilmişim.
Büşra şaşkın şaşkın yüzüme bakıyordu.

Böyle bir açık çeki geri çevirecek kaç kişi vardır etrafınızda.
İşte onlardan biri benim karşımda duruyordu.

"Yaşa!" dedi "Sadece yaşa!"

Karşımdaki Genç kız bir yıldız gibi parlamıştı sanki aniden. İki kanat bulsak birde kafasına parlak bir halka. Alın size bir melek!
İçimden geçirdiğim düşüncenin dilimden döküldüğünü bile farkedemiştim.

"Sen bir meleksin!"

"Ne dedin?" diye sordu.

"Yok! Yok birşey! Gel seninle anlaşalım." dedim.

"Nasıl?" diye sordu.

Biraz düşündükten sonra yanıtladım.

Yaşarım! Eğer sen yanımda olursan!

"Ne demek bu. Senin hayatınla benim ne ilgim var?"

Sesi yumuşacıktı. İçten ve sıcak.

"Bilmiyorum ama sanki varmış gibi geliyor. Sen gelmeden önce benim için herşey karanlıktı. Hiç bir amacım veya beklentim yoktu. Sonra sen çıkageldin beni yaşatmak için uğraştın. Senin birileri yada bir şey tarafından gönderildiğini düşünmek istiyorum. O yüzden bende senin için birşeyler yapmak istiyorum."

"Buna gerek yok! Ben senden bir karşılık beklemedim ki. Sadece yapmam gerekeni yaptım!"

"Bunu biliyorum. Sen istedin ve yaptın. Şimdi de ben istiyorum."

"Ne kadar bencilsin. Böyle istiyorum diye bir şey varmı? "

Sesindeki yumuşaklık kaybolmuştu. Emrivakiden hoşlanmadığı belliydi.

"Bencilmiyim Ben sadece sana seçenek sunuyorum. Benim yaşamamı istiyorsun! Bırak bende sizi yaşatayım."

Susuyordu. İkna etmek için başka birşey bulmalıydım.

"Baban ne iş yapıyordu?" Diye sordum.

Sorum onu şaşırttı. Bunun ne alakası var der gibi omuz silkti.

"Peki ben yanıtlayayım. Çiftçi!"

"Evet ne olmuş?"

" Biraz açayım. Baban eskiden çiftçilik yaparmış. Üç yıldır çalışamıyor."

"Nerden öğrendin?"

"Sabah bir dostuma bilgilerini verdim. Oda bana istediğim bilgileri!"

"Nasıl? "

"Çantan çamaşır makinasının üzerinde açık  duruyordu."

"Sende kurcaladın öyle mi?"

Şimdi gerçekten sinirlenmiş ti.

"Kurcaladım sayılmaz kimliğin orada duruyordu."

"Bu sana beni araştırma yetkisi vermez!"

"Benim evimdeydin. Buda bana kısmen  iznini veriyor."

"Başka ne öğrendin peki ?"

"Baban böbrek hastası. Haftada iki gün diyalize giriyor. Annen  tarla işçisi. Evin geçimini şimdilik o sağlıyor."

Erkek gibi kadındır benim annem!"

Annesinden bahsederken nasılda gururlandı.
Ben anlatmaya devam ettim.

"Sekiz ve on iki yaşında iki kız kardeşin var. Sen en büyüksün? Onlarda belediyeden eğitim yardımı alıyor."

Başıyla onayladı.

"Yani mutlu bir hayatın yok ve acil bir yardıma ihtiyacınız var."

"Hayatımdan memnun olmadığımı kim söyledi. Ben böyle gayet mutluyum. Kimsenin fino köpeği olamaya da niyetim yok! "

Çok kesin konuşmuştu.

"O ne demek şimdi? Amacım boynuna tasma takmak değil, sırtındaki kamburu almak.

"Sırtında kambur mu var?"

"Tabi ki yok ama zamanla olacak ailenin durumu ortada. Muhtemelen senin okulunu bitirip onlara destek çıkacağın günü iple çekiyorlar.
Zaten onlar istedi diye sevmediğin bir bölümde okuyorsun.  Birde istemediğin  işi yapmanın  zorluğunu gör! Buda yükünü daha da arttıracak. Kendin için değilse bile ailen için kabul etmelisin! "

Susuyordu.

"Bırak size yardım edeyim. Mutlaka mutlusundur. Neden daha iyi olmasın?"

"Nasıl?" diye sordu. "Aileme ne derim?"

"Henüz nasılı bende düşünmedim.
Sen tamam de açıklama kısmını  sonra düşünürüz. "
Başıyla beni onaylarken, nihayet! Sonunda kazanmıştım.

Tutun BanaWhere stories live. Discover now