Uyanış

48 6 0
                                    

Özgür ün gözünden;
Boğazımda müthiş bir yanmayla uyandım. Yarı uyur, yarı ayık susuzluğumu gidermek için yatağımdan kalkıp, mutfağa doğru ilerledim.
Son hatırladığım tezgahın bulaşıkla dolu olduğu ve evin darma dağınık haliydi. Şimdi ise bir sihirli değnek demişti sanki. Buz gibi koca bir şişe suyu içip, biraz beynimi zorlayınca dün gece olanları hatırlamaya başladım.

Ben sarhoştum ve Büşra denen kız gelmişti.
"Ben sarhoştum. Bir dakika koltuğa mı kustum?"
Evet hatırlıyordum.
Gerçekten de bunu yapmıştım!
"Ne utanç verici."
O kızı köşeye sıkıştırdığımı  hatırlıyorudum. Korkuyordu. Onunla birlikte odama gitmiştik.
Sonrasını ise hiç hatırlamıyordum. Küçük bir kız çocuğuna zorla sahip olmadığımı umarak, kendimi teselli etmeye çalıştım.

"Çok da küçük değildi. Üstelik benim evime o geldi değil mi?"

Kız uyandığımda yanımda yoktu.
Nereye gitmişti o zaman?
Üst kata çıktım. Oda kapılarını tek tek açıp baktım.

Sonunda bulmuşdum.
İşte orada.
Üzerine sıkı sıkıya sardığı havlu ile sere serpe yatıyordu. İyi görünüyordu. Ona zarar vermediğimi görünce, içim rahatlamıştı.
Bir gecelik saçma bir istek için canını yaksaydım eğer, yolun başındaki bir goncayı da kendimle birlikte dibe çekmiş olurdum.

Çok masum görünüyordu. Üzerini örterek, sesizce odadan  ayrıldım.

Saat henüz çok erkendi. Ancak uykum çoktan kaçmıştı bir kere. Yüzümü yıkamak için banyoya girdiğimde kurutucudaki ışığı farkettim. Kapağını açtığımda içindeki eciş bücüş olmuş kıyafetleri gördüm. Giyilmeyecek kadar buruşuktular ve o kız uyanınca birşeyler giymek isteyecekti.
O an son isteyeceğim şey evimde çıplak dolaşan bir kadın görmekti sanırım. Hemen kolları sıvadım.

İç çamaşırlarını görünce kesin kararı verdim. Bu kızın amacı kesinlikle beni ayartmak değildi. Peki neydi?
Ütüyü bitirince de kahvaltı hazırlığına giriştim.
Uzun zamandır ilk kez ziyaretçi  gelen evimde elimden gelenin en iyisini yapmak istiyordum.
 
Üst kattan gelen kapı sesini duydum. Küçük misafirim sonunda uyanmıştı.

Biraz bekledim. Çamaşırlarının yerini söylemek için arkasından gittiğimde tuhaf bir manzarayla karşılaşmayı beklemiyordum.

Genç bir kız üzerinde sadece bir havlu, çamaşır makinasına yaslanmış arkasına eğiliyor!. Fantazi dergilerinden fırlamış gibiydi.
Ne yaptığını anlamaya çalıştım. Ancak  tüm bacakları görüş  alanımdayken  için fazlasıyla gıcıklanıyordu. Üzerindeki havlu bir iki santim daha yukarı çıksa...

Tam bu sırada konuştu.
"Bu mühendislerin Allah cezasını versin!"

Sonra anladım gerçekten makinanın çamaşırlarını yuttuğuna inanmıştı. 
Bu kız uzaylı mı acaba? diye geçirdim içimden. Uzaydan gelen bir kurtarıcı olabilirdi mesela. Yada bir huri...
Pek hayalimdekilere benzemese de güzel genç bir huri. Biraz alım eksik sadece!

Düşüncelerimi duyduğunu sanmıyorum ama bakışlarımdan utandığını anlaya bildim. Çamaşırlarının yerini söyleyip ayrıldım yanından.

Kısa bir süre sonra kahvaltı masasındaydık.
Sohbet ederken birden sinirlendi. Önce anlamadım ne olduğunu. Farkettiğimde de biraz geçti.

Gariban bir kıza, zengin beynimle akıl verince, oda beni param kadar  dövmüştü.

Toparlama sırası bana geldi. Yaptığım hatayı telafi etmeliydim. Doğru soru şuydu sanırım.
Nasıl?

Tutun BanaWhere stories live. Discover now