1-) That's how it works

Start from the beginning
                                    

"Catwalk yapmaya falan gitmiyoruz, kafeye gidiyoruz, yarım saat bekletiyorsun Bells?" dediğimde söylenmeye başladı. "Mads... dolapta aradıklarımı bulamıyorum! Bok kadar paran var, sadece kıyafetlerine harcadığın parayla New York'un yarısını satın alırsın diyeceğim ama zaten New York'un yarısı babanın. Sen şu kıç kadar evde neden kalıyorsun?!"

Gözlerimi devirdim. "İstemiyorum Bells, yeter artık bunun sebebini 3 yıl önce anlatmıştım ayrıntısıyla, bıkmadın mı!? Bu arada çok terbiyesizsin." Omzunu silkti. Zaten odanın iki duvarı dolapla kaplıydı boydan boya. Ben moda tasarım okumuştum ve son yılımdı. Bella ise moda okumamasına rağmen stilden çok iyi anlar ve güzel giyinirdi.

Trafikte sıkışmış bir yarım saatin sonunda kafenin önüne park ettim. "Maddie yürüyerek gelseydik daha hızlı olacaktık! Kalkmışlardır bence." Dudaklarımı büzüp arabadan indim. Arkamdan Bella da indiğinde birlikte Gloria Jeans'e girdik. Yazın hep burada buluşurduk. Bu Niall ve Harry'nin eviyle bizim evlerimizin tam ortasında ve şehrin merkezinde güzel bir kafeydi. İçeriye göz attığımda gerçekten kalabalık olduğunu farkettim. Kısa süre sonra Kendall'ın bize el salladığını farkettiğimde Bella'yı dürtükleyip o tarafa doğru ilerledim. Kendall'a sarıldıktan sonra hızlıca önce Harry'i, sonra Niall'ı ve en son Louis'yi öptüm. Bella da aynı seromoniyi tamamladığında Kendall'ın sağına ben oturdum, soluna Bella oturdu.

"Nasılsınız gençlik?" Soruma karşılık hepsi gülen yüzlerle cevap verdi. Bella yine sadece Louis'ye bakıyordu ama ben Louis'nin Bella'nın bizimle olduğunu farkettiğinden bile emin değildim. Arka masadaki sarışınlara bakıyordu. Umutsuzca iç çektim.

"Ee Harold, nerede şu eski ama bizim yeni tanışacağımız arkadaş?" Eliyle lavobonun kapısını işaret etti. "Orada Maddie, sizi beklerken çiçek açıyorduk biraz, lavoboya gitmişti." Ona dil çıkarıp gelen kişiyi süzdüm. Sarı saçları vardı ama boyaydı. Beyaz tişört, skinny yırtık dizli jean, üstüne giydiği ince bir palto, ellerinde ve tişörtün yakasının açık bıraktığı yerlerde gördüğüm dövmeler. Vay canına, baya iyiydi.

Bella ve benimle ufak bir göz teması kurarak tam karşıma, Harry'nin yanına oturdu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bella ve benimle ufak bir göz teması kurarak tam karşıma, Harry'nin yanına oturdu. Bella "Harry görüyor musun senin beyaz tişört-skinny jean kreasyonunu çalmış." dediğinde çakma sarışın çocuk gülerek elini Harry'nin omzuna attı. Harry de gülerek karşılık verdikten sonra "Zayn, Maddie ve Bella. Kız kardeşlerim diyebilirim. Kızlar bu da Zayn, anlattığım gibi liseden arkadaşımız." dedi.

Niall başını sallayarak onaylayınca "Louis?" diye sordum. Kafasını masaya çevirdi. "Ha dalmışım!" Evet dedim içimden. Arkadaki sarışının dekoltesine dalmışsın. Bella kafasını diğer tarafa çevirip ayaklarını sallamaya başladı. Bunu morali bozulunca yapıyordu. Teşekkürler Louis.

Gece boyunca sohbet ettik, yaklaşık 3,5 saat oturuk kafede. Zayn oldukça iyi bir çocuğa benziyordu, hatta Bella ve benim çilek kremalı frappucinolarımızı o ısmarlamıştı. Çocuk demeyeyim aslında, Harry, Niall ve Louis ile aynı yaştalardı. Yani 26 yaşındaydı. Ben ve Kendall 21, Hailey ve Bella da 20. Liseyi de New York'da okumuş Zayn, ve Columbia Üniversitesinde Uluslararası ilişkiler okumuş olması benim, onun üstün zekalı olduğunu düşünmeme sebep olmuştu. Son iki yıl içinde İngilitere'de kalmış.

A Bad Liar || ZaylenaWhere stories live. Discover now