1.Bölüm - YÜZLEŞME

Start from the beginning
                                    

"Örneğin?" diye sordum başımı kaldırırken. Kaşlarımı hem alaycıl bir şekilde hem de meydan okurmuşçasına kaldırdım. Dudaklarımda iddialı bir gülümseyiş vardı. Silemediğim bir gülümseyiş...

"Mesela," dedi Gökay düşünürcesine. "Sırf baban sana 'Nefes' diye hitap ettiği için o ismini kullanmıyorsun. Derin'i kullanıyorsun."

"Bu normal olan bir durum."

"Evet normal olabilirdi. Ama sen sana Nefes diye hitap eden herkese çok büyük tepkiler veriyorsun. Bu, olayın normal olmadığını gösterir." Gökay'a gözlerimi devirdim. Uzman psikolog gibi konuşmayı acilen bırakmalıydı. Çünkü psikolog falan değildi. Değindikleri konu zaten can sıkıcıydı, Gökay'ın analizleri ve konuşma şekli de bunu arttırıyordu.

"Abarttığınız kadar büyük tepkiler vermiyorum. Sadece bana 'Nefes' ismiyle hitap edilmesini sevmiyorum, istemiyorum." dedim saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırarak. Gökay bana inanmadığını belli edercesine başını iki yana salladı.

"Büyük tepki vermiyorsun mu?" dedi Bahar gözlerini fal taşı gibi açarak. "Üniversitede Beril Hoca sana 'Nefes' diye seslenince, kadının kafasına sandalyeyi geçirip, disiplin cezası alan benim zaten değil mi?"

Hatırlatmasa olmayacaktı. Sırıttım. Dengesizdim, bu aşikar olan bir şeydi. Bahar, Gökay ve ben ayrı üniversitelerde okumuştuk fakat Bahar okula beni ziyaret etmeye geldiğinde disiplin cezası aldığımı öğrenmişti. Tabii ki hemen bunu Gökay'a yetiştirmişti. Üniversiteden mezun olalı üç sene olmuştu. Hâlâ unutmamışlardı.

"Bak bir de sırıtıyor!" Gökay enseme şaplağı geçirdiğinde inleyerek onu geriye ittirdim. Eli epey ağırdı. Tüy gibi zayıftı, nasıl bu kadar güçlü olabiliyordu?

"Sizin eviniz yok mu?" Gökay ve Bahar aynı anda göz devirdiklerinde dizlerimi kendime doğru çektim. "Evimden hiç çıkmıyorsunuz."

"Sen bizi mi kovuyorsun?" dedi Gökay ayağa kalkıp gömleğini çekiştirdi.

"Madem evimde kalıyorsunuz, ev işlerine falan yardım edin."

"Aşk olsun, Derin." Bahar alınmışçasına yataktan kalktı ve Gökay'ın koluna girdi. "Biz bu saatte kalkalım, senin için kahvaltı hazırlayalım. Sen bize çemkir!"

"Harbiden mi?" diye atıldım. Yataktan kalkıp sırıttım. Bahar başını havaya kaldırıp Gökay'ın kolundan çıktı.

"Harbiden, Derin Hanım." dediğinde gülerek yanına yaklaştım ve yanaklarını sıktım.

"Seni seviyorum."

"Yağcı, inanma kız sen buna." dedi Gökay odadan çıkarken.

"Çıkarcı." diye söylendi Bahar. Omuzlarımı silkerek somurttum.

"Çıkarcı değilim. Sadece yemek yapmayı bilmiyorum." Bahar elini salladı.

"Evde kalacaksın."

"Sorun etmiyorum." dedim ben de onun gibi elimi sallarken.

"Sabah sabah bu kadar gevezelik yeter. Elini yüzünü yıka, dişlerini fırçala, saçlarını tara, pijamalarından kurtul ve masada ol." Bakışlarımı baygınca Bahar'ın üzerinde gezdirdim.

Spor kıyafetlerini giymişti. "Sen neden okula gitmedin?"

"İlk saat dersim yok. Dersim öğleden sonra." dediğinde başımla onu onayladım. Bahar özel bir kolejde beden öğretmeniydi. "Hadi şimdi marş marş!"

Ofladığımda burnumu sıktı. Gülerek burnumu Bahar'ın parmakları arasından kurtardım. Bahar odadan çıktığında giysilerimi hazırlayıp banyoya girmiştim.

BARINAK MESELESİWhere stories live. Discover now