✴9. Bölüm✴

14.6K 693 57
                                    

Oy ve yorumlarınızla ailemizin büyümesine destek olabilirsiniz.:)
Medya Açelya

Bundan böyle sizlerleyim.
Yeni bölüm Pazar günü gelecek.

***Keyifli Okumalar Bir Tanelerim***

Atakan’la burun buruna gelmek kendimi toparlamak için pekte iyi bir yöntem değildi.
Onunla yemek için anlaşıp uyuya kalmak tabiki beni hatamdı, yine de uyuya kalmak için haklı sebeplerim vardı, Nazan hanım ve melekleri ile tüm gün alış veriş yapmak beni ölesiye yormuştu, bu yüzden bahane üretmeye gerek yok doğruyu söylemek en iyisi.

“Bak ben gerçekten özür dilerim, böyle olsun istemezdim ama çok yorgundum gerçekten elimde olmadan uyuyakalmışım,” dedim üzgün sesimle.

“Üzerini giyinip gel, sonrada çıkalım seninle konuşmak istediğim şeyler var,” dedi tek düze sesiyle bir anda sinirli hali düşünceli bir hal almıştı.

“Peki, hemen giyinip geliyorum,” Atakan odadan çıkar çıkmaz üzerimi değiştirip saçlarımı taradıktan sonra çantamı alıp rekor sürede aşağı indim.

Salonda babamla birlikte oturuyorlardı, soğuk tavrı yüzünden ikisinde konuşmadan bekliyordu, bu sıkıcı hava nedeniyle gergin görünen babama ufacık bir bakış atıp Atakan’ın karşısına dikildim.
“Ben hazırım çıkabiliriz,”
“İyi akşamlar efendim,” dedi babamdan tarafa bile bakmadan. Oturduğu yerden kalkıp seri bir şekilde kapıya ilerledi.

Arabaya bindiğinizde tek kelime etmeden arabayı çalıştırdı, acaba ben onunla konuşmaya çalışsam ne olur? Geç kalma meselesi yüzünden sinirli bunu anlamak zor değil ama insan en azından nereye gideceğimizi söyler ama nerede Atakan’da o düşünce!

Anlaşılan Atakan beyimizi sinirlendirmemek için geç kalmamak özen göstermeliyim, sonunda onunla uğraşan ben olacağım. Araba bol ışıklı bir yoldan ilerlerken etrafını inceledim, bir otelin önüne gelmeyi pek tabi beklemiyordum, tamam yanımdaki adam cehennem zebanisi olabilir şayet bana istemediğim bir şey yapmaz.

Kızar bağırır ama kesinlikle bana dokunmaz, onu ne kadar az tanırsam tanıyayım bunu biliyorum.

Arabadan inip içeriye geçtik, resepsiyona ilerledi hiç bir söylemen, el mahkum bende takip ettim. “Hoş geldiniz efendim, her zamanki odanızı mi istersiniz?” diye soran görevli sayesinde Atakan’ın buraya sık geldiğini anladım. Ah onunla ilgili ne biliyorum ki.
“Evet her zamanki odam olsun, biraz acele ederseniz,” dedi sabırsızlıkla bir yandan sağ sola bakıp duruyordu.
“Buyurun efendim iyi geceler,” diyen görevlinin elinden oda kartını aldığı gibi asansöre ilerledi.

“Kapalı alan fobim var, belki unutmuş olabilirsin diye diyorum. Odam kaçıncı katta ben merdivenlerden gelirim,” dedim kabul etmesini umarak.

“On sekizinci kat, 1842 numaralı oda bana ait, çok fazla bekletme beni sabrımın sınırındayım,” dedi bıkkınlık dolu sesiyle ve doğruca gelen asansöre binip 18. Latin düğmesine bastı. Ben mi ne yaptım merdivenleri bulup tam on sekiz kat çıktım, her beş kat ilerledikten sonra durup soluklanmama rağmen nefessiz kalmıştım, kesinlikle spor yapmaya başlamalıyım, kalbimdeki hızlı atış bu kararımı destekler cinstendi.

On sekizinci kata geldiğimde Atakan’ın odasını aramaya başladım koridorun sonundaki odaydı, neden en uzak köşedeki olmak zorundaki?

Kapıyı çalıp açması için bekledim, kapıyı açıp kenara çekildi içeri girdiğimde fazlasıyla büyük bir oda ile karşılaştım, sanki odanın içinde başka bir oda var gibiydi. Derince soluklandı kendimi tek kişilik koltuğa attım, bunun için izin istemeye gerek görmedim.

✴ Aşk Başa Düştü! ✴KİTAP OLACAK✴Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin