"Ayrılık."

3.4K 225 88
                                    

Merhabalar! Esaret için çok bekletiyorum, farkındayım. Ama artık görüyorum ki, hikaye çok az etkileşim alıyor. Okuma sayısı azaldı ve yorumlar oldukça az. Biliyorum çoğunuz artık "Sıla Özlemi"ni bekliyor; ama bu hikaye benim ilk göz ağrım. Insan gerçekten üzülüyor ve yazası gelmiyor artık... Bu yüzden lütfen yorum atmayı, beğenmeyi ve fikirlerinizi beyan etmeyi unutmayın. İnanın elimden geleni yapıyorum. Aşkla kalın🌹💕

________________




Soğuk İzmir gecesinde koşuyordu genç kız. Bembeyaz ince elbisesini aldırmadan koşuyordu; diken diken olan tüylerini, ürperen vücudunu ve göğüs kafesinden çıkacak gibi atan kalbini hiç düşünmeden koşuyordu.
Saçları soğuk havada dağılmış; gözleri akıttığı yaşlardan kızarmıştı.



Leon.

Leon.

Leon!



Bir kelebek gibi hissetti on an.
Çaresizce kanatlarını çırpıyordu;
Çaresizce ona hayat verecek ışığa ulaşmaya çalışıyordu. Gözlerini alan, yüreğini sızlatan o ışığa...
Fakat biliyordu ki;
Işığa kavuştuğu an, yanıp kavrulacaktı.
Kahrolacaktı sıcaklığında, kül olacaktı.
Etrafında pervane olup, kaybolacaktı onda.

Leon gidiyordu.
Savaşmaya gidiyordu, belki de ölmeye gidiyordu. Bu düşünce kalbine saplanan hançeri daha da derine itti. Nefes alamadı genç kız. Şimdiye dek hissetmediği büyüklükteki acıyla titredi bedeni. Son sözleriyle zehir akıtmıştı, keder ve hüzün akıtmıştı kehribar rengi gözlere. Leon bu sözlerle gidiyordu.


Leon Hilal'in küçük yüreğinin onun için attığını öğrenemeden gidiyordu.



Tekledi kalbi.
Şimdiye dek kendine bile itiraf edemediği o duyguyu sonunda tanımlamıştı.



{Aşk mı?

Aşk.}





Hilal Leon'a muhtaçtı. Ona sevmeyi öğreten adama, ona aşkı, acıyı, sevinci, mutluluğu öğreten adama muhtaçtı. Yeri geldiğinde onu kızdıran, utandıran ve yanaklarının al al olmasını sağlayan adama... Yeri geldiğinde ise ona sadece kokusuyla huzuru tattıran adama. O an zihninde yankı etti bir sözcük, dökülüverdi titrek dudaklarından.



"Aşeka..."




Aşk kelimesinin kökeniydi aşeka..
Ağacı saran bir sarmaşık, onunla beslenen bir canlıydı. Zaman içinde onu emen, bitiren...
Zehrini içine akıtan...
Kurutarak öldüren o sarmaşık.

Leon mu Hilal'in sarmaşığı idi?
Yoksa Hilal mi akıtıyordu zehrini içine? Hangisi şifadı, hangisi hastalık...



Ah Aşeka,
Nasıl bir sarılmaktır bu?
Kalbim kendi içinde yalnızlaşıyor mu?
Ah Aşeka..
Seviyor musun beni?
Yoksa öldürüyor mu?


Tren garına adımını attığında, nefesini tuttu. Neredeydi? Leon neredeydi?

Korku içinde kocaman açtı gözlerini; akan yaşlar hızlandı ve kız dönüp durdu boş istasyonda.

Kimsecikler yoktu.

Aradı..

Aradı..

Aradı.

Takatsiz attığı adımlar daha da hızlandı. Nefes almayı unuttu; soluksuzca bir bir aradı trenleri. Kimseye aldırmadan, kimseyi görmeden. Sadece bir çift kehribara yenik...

Esaret.Where stories live. Discover now