Çıkmaz Sokak.

3.1K 137 49
                                    

"Yunan ordusunun talimatı ile seni tutukluyorum." Leon yavaşça silahını kaldırıp; Mehmet'e doğrulttu.

"Zorluk çıkarma."

Mehmet yutkundu. Hala kapının eşiğinde duruyor, ona doğrultulan silaha bakıyordu. Kasılmış yüz ifadesinden gerginlik akıyordu.

"Çıkarırsam ne olur Teğmen?"

Gülümsedi Leon, gözlerini adamdan hiç ayırmadan. Kehribarlarda sadece tehlike değil, ölüm vardı..

"Ateş açmak zorunda kalazağìm." Gülümsemesi daha da genişledi. "Zevkle."

Hilal'in korkuyla büyümüş gözbebekleri, endişeyle daha çok açıldı. Bir adım attı Teğmen'e doğru.

"Onu tutuklarsan onu asarlar!" Leon Hilal'in orda olduğunu yeni hatırlar gibi baktı kıza; sesinde işittiği endişeyle kıstı gözlerini.

"Cezası neyse çekecek." Mehmet'e doğru yürümeye başladı. "Bunu hak ettiğini gayet iyi biliyorsun."

Hilal ani bir hareketle Leon'un önüne geçti, durdurdu onu. İzin veremezdi buna; Yine bir arkadaşının ölmesine; yine bir cana kıyılmasına izin veremezdi.

"Ne sebeple Leon? Ne yaptı da böyle konuşabiliyorsun!"

"Başbakan yardımcısını karşılama töreninde Türk bayrağı açan oydu!"

Bir sessizlik oluştu. Genç kız derin bir nefes aldı, sonraysa kararlı bir ifadeyle tamamen geçti Leon'un önüne. Eğer bir suçlu aranıyorsa, kendisi de suçluydu. En az Mehmet kadar..Silahı doğrultan parmakları kavradı usulca..

"Orada ben de vardım Teğmen. Eğer tutuklayacaksanız, eğer vuracaksanız... Eğer asacaksanız.. Beni de asmanız lazım gelir."

Kararlı bakan mavi gözler, öfkeyle parlayan kehribarlara değdi. İkisinin de nabzı hızlandı istemsizce. Hilal yine meydan okuyordu; yine onun karşısında cephe almıştı.. Leon tehditkar bir sesle fısıldadı.

"Çekil önümden Hilal. Bu benim görevim!"

"Görevinse eğer; beni de alacaksın Teğmen."

Teğmen'in aldığı soluk, boğazını yaktı. Yine yapmıştı Hilal; yine köşeye sıkıştırmıştı onu. Yine hareket edemedi. Öfkeyle kavruldu bedeni; hareket edememenin, bir yolunu bulamamanın öfkesiyle.

Hilal hızla seslendi arkasında duran genç adama.

"Mehmet çabuk git burdan!"

"Gitmem Hil-"

"KAYBOL MEHMET!"

Dişlerini sıkan genç adam, mantığı ile hareket etti. Birkaç saniye sonra kayboldu ortadan.

Hilal yavaşça Teğmenin elindeki silahı indirdi, gözlerini gözlerinden hiç ayırmadan. Öfke vardı kehribarlarda, çokça öfke.. Biraz da kıskançlık. Hilal ise karışık duygularla baktı adama. Minnet vardı, şaşkınlık... Rahatlama ve biraz da korku. Sessizce konuştu.

"İzin verdin.. Gitmesine."

Genç adam sıkıntıyla soktu silahını yerine ve cevap verdi.

"Senin gitmene izin verdim Hilal. Bir dahaki sefere... Onu vurazağım. Ve o buğulu bakan mavilerin bile bana engel olamayacak, endaksi?"

Leon'un soğukkanlılığı ve sesindeki tehlike ürpertti kızın bedenini.
Kocaman gözlerle baktı gitmeye koyulan Teğmen'in peşinden.

"Leon... Teşekkür ederim.."

Adam dönmedi arkasını. Öfkeden titreyen ellerine baktı ve sonra sessizce fısıldadı. Kız yutkundu.

"Etme...
Bunun öcünü alacağım."

Esaret.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin