BÖLÜM 23

7.1K 241 11
                                    

Aradan geçen uzun zaman sonunda mübarek ramazan ayının ilk sahuru başlamıştı. Bu zaman kadar neredeyse altı ay geçti. Derya hamile kaldı. Mirhan sevinçten neler yapacağını şaşırmış vaziyette karısını da alıp Istanbul'a gezmeud gitti. Gizem bunlar olurken artık psikolojik olarak kendi kendisini yemeğe başlamıştı. Yaşadığı en azından kendi içinde yaşadığı büyük aşk ona ağır gelmeye başlamıştı. Yatağının altında bavulunun içinde yazmaya başlayalı iki ay olmasına rağmen tuttuğu günlükler, Mirhan Ağasına yazdığı aşk dolu mektupları saklıyordu. Birisi bukur diye çok korkuyordu. Ama yazmak ona iyi gelmeye başlamıştı. Ilk zamanlar bunun farkını çok daha fazla anlasa da arartik anlayamıyordu. Yılmıştı, yıkılmıştı.

Mirhan ile Derya ise Istanbul'da; Eminönü'ne, Sultan Ahmet'e,Eyüp Sultan'a, Topkapı Sarayına ve daha nicelerine gitmişlerdi. Ama en sonunda dayanamamışlardı. Kınalı Adaya da gittiler. Her ne kadar daha yeni hamile sayılsa da deniz kokusu midesini bulandırmıştı. Vapur da dış tarafa oturmuşlardı. Martılara simit atmıslardı. Sessizce durup denizin dalga sesini dinlemişlerdi. Adaya vardıklarında sahil kenarında yürüdüler. Oradaki evlere bayıldılar. Kendi evleri kadar büyük olmasa da küçük tatlı duruyorlardı. Dışarıdan bakıldığında böyle duran evlerin içlerini de merak etselerde sadece merak etmekle kaldı. Mirhan kiraladığı iki bisikletle Derya'nın yanına geldi. Derya bisikletleri görünce bir an korktu. Çünkü bisiklete binmeyi hiçbir zaman öğrenememişti. Mirhan da dalga geçecek diye bunu ona söyleyemedi. Havamda değilim canım istemiyor bebeğe birşey olur dese de buna inanmayan Mirhan karısını zorlamaya başlayınca, Derya durumu anlattı. Bisiklet sürmeyi beceremediğini, büyüdükçe de korkmaya başladığını anlatınca Mirhan karısını keyifle gezdireceğini söyledi. Derya anlamıştı. Küçükken de abisi onu hep bisikletin ön tarafına oturtup gezdirirdi. Mirhan gidip bisikletin birini geri iade etti. Karısının yanına gidince, Derya'yı ön tarafa oturtup adada gesmeye başladılar. Ada çok sakindi. Küçük gibi dursada büyüktü. Bir saat bisikletle gezdiler. Derya'nın bayır aşağıya inmek çok hoşuna gitmişti. Aşağıya yaklaştıkça sanki birazdan denizin dibinde kendisi bulacakmış gibi heyecanlanıyordu. Bisikletleri bıraktıktan sonra adada yürüyerek gezdiler. Yemek yediler. Ellerine aldıkları dürümle sahil kenarına oturup dalgalarin ayaklarını ıslatmalarına izin verdiler. Dönerkende aynı şekilde vapur da dış tarafa oturup batan güneşe karşı gözlerini kapatıp dinlendiler. Geri geldiklerinde herkese aldıkları hediyelerini bıraktılar. Mirhan ile birlikte bu geziyi tekrarlama kararı aldılar. Gizem ise Mirhan’ın geldiği gün özenle giyinmiş hazırlanmıştı. Konaktakiler farkına varmışlardı. Ama bir kaç gündür rahatsız olduğunu söylediği için düzeldiğini düşünüp Gizem adına sevindiler.


Bunlar olup biterken Fera ve Behram' ın bebekleri Mirzan ve Fırat 7 aylık olmuşlardı. Ek gıdaya başlamışlardı. Ama yemek yemeleri tam bir komediyken Fera için sinir geçiyordu. Yemek yemiyorlar aksine yemeği püskürtüyorlardı. Behram ise onların bu haline mutfak kapısında durup onları hem izlemekle hem de gülmekle yetiniyordu. Herkesin hayatı gayet normal bir şekilde ilerliyordu.

Gelelim günümüze

Sahuru bekleyen kadınlar bahçede oturmuş konuşuyorlardı. Hem de sahur için börek yapıyorlardı. Fera devamlı odaya çıkıp inmekten yorulmuştu. Mirzan ağlıyordu. Mirzan susunca Fırat ağlamaya başlıyordu. Artık bebekler hareketlendikçe o da yorulmaya başlamıştı. Yade ise artık iyice yaşlandığı için bebekler için koşturamıyordu. Vadesinin dolmaya başladığını hissetse de kimseye bir şey demiyordu. Neredeyse her akşam rüyasında rahmetli kocasını görüyor. Onu gelip alacağını bildiriyordu. İftara ilk olarak Lale gelicekti. Zaten Fatih ona evlenme teklifi ettiğinden beri hemen hemen her akşam Yade küçük gelinini onlara çağırıyor, yalnız kalmasını istemiyordu. Sonuçta evde yalnız bir kız korkardı. Başına olmadık işlerde gelebilirdi. Isteme konusunda da bir karara varmışlardı. Fera'nın ailesinden Lale'yi isteyeceklerdi. Lale de Fatih'te bu durumu kabul etmişlerdi. Ama bir tarih belirlememişlerdi.


Hemencecik sahur yapıp kısa bir bölüm daha yazdım. Yarın yola çıkacam. Arabada da yazmayı planlıyorum. Kac aydır yazmadığıma çok pişman oldum. Çok özlemişim hikaye yazmayı. Sizleri seviyorum Hayırlı geceler 😊😊🙏❤

MARDİN-İ BERDELHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin