Kalbine Teslim Ol

263 38 50
                                    

Tekrar mı kandırılmıştım. İhanet... Yine mi?
"Hayır, sen olamazsın. Sen güvendiğim tek kişisin. Elime silinmemesi için yazdığım kişisin!" dedim avucumu Natsuya gösterirken. İç çekti.
"Hafızanı kaybetmeden önce yaptıklarımın bir bahanesi yoktu Luce... Sen unutmuş olsan da ben unutmadım. Beni affetmeni asla istemedim." dedi. Tekrar bana baktığında gözleri dolmuştu. Zaten dağınık olan saçlarımın arasına elimi geçirdim.
"Natsu! Yeter anlamıyor musun? Bu kadar mutsuzluk yeter. Mutlu olmak istiyorum." dedim. Elimi tuttu.
"Bu mutlu olmanın tek yolu. " dedi. Bağırıp çağırmak ve bunun tek yol olmadığını söylemek istiyordum ama ağzımdan sadece bu cümleler döküldü.

"Sende bencillik edip beni bırakma. Bunu bana yapma Dragneel. Sakın!" dedim titrek bir sesle. Cevap vermedi. Mümkün olduğu kadar cezasını çekmek istediğine eminim ama bunu bana yapamazdı. Ne yaparsam yapayım mutlu olamayacaktım bunu biliyordum. Örülmüş bir kaderdi benim için kaçınılmaz belki de sonu olmayan. Benim lanetimdi bu ama bana yaklaşan herkesi içine hapsetmişti. Bana yaklaşan herkes ağa yakalanıyordu. Kaderimle örülü kanlı bir aga. Ölüm ve ihtişamla dolu bir hayatım olmuştu ve belki yarın her şeyi unutacaktım... Natsuya baktım. Kadere karşı gelemez miydik? Her şeye rağmen... Benim sonum annem gibi mi olacaktı? Delirip kendimi mi öldürecektim? Bunu istemesem bile olacaktı değil mi? Belki sevdiklerime zarar vermektense sadece kendi başıma kalmalı ve yüzleşmeliydim. Korkmamalı ve kaçmamalıydım. Beni almasına izin vermeliyim. Kim olduğumu unutmazsam, karanlıktan kaçamazsam, güvende olamazdım.

"Ne yaptığımı hatırlıyor musun Luce?" diye sordu Natsu. Afalladım ama çok geçmeden cevapladım.
"Öğrenmek istemiyorum." dedim çocuk gibi.
"Hayır, beni affedememekten korkuyorsun." dedi. Buna verecek bir cevap bulamamakla başımı eğdim.
"Sana tecavüz ettim. " dedi. Ama beynim sözleri sansürlüymüş gibi hışırtı şeklinde bana yolluyordu. İdrak edemiyordum sanki... Bunu bana yapmış olamaz. Öyle değil mi? Hafızamdan sonra bile tam anlamıyla güvendiğim kişi bana böyle bir şey yapmış olamazdı.
"Yalan söylüyorsun, böyle bir şey yapmazsın." dedim. Kızarmış gözlerini benden öte yana çevirdi. Bana bakamıyordu bile...
"İntihar etmek istedim ama bu telafi etmezdi Luce. Kaçmak olurdu ve ben kaçmak yerine sana teslim oluyorum." dedi. Ne demeye çalışıyordu? Hiç bir şey anlamıyordum. Sanki sözcükler bilmediğim bir dile aitmiş gibiydi...
"Ne yapmamı istiyorsun?" diye sordum fazla soğuk bir sesle.
"Ne yaparsan razıyım... Yüzüme bakmasan hatta beni öldürsen bile buna karşı gelmem-" diyecekken sözünü kestim.
"Peki neyi kanıylamaya çalışıyorsun ha!" diye bağırınca bana baktı.
"Neyi ispatlayacaksın?" diye sordum tekrar.
Konuşmak için ağzını açtı ama konuşmadı.
"Öyle bir şey yaptığını kabul etsemde bunu isteğinle yapmadığını tahmin ediyorum. Bir şey oldu değil mi?" diye sordum. Fazla sakindim ve bu beni korkutuyordu.
"O gün... Öğleden sonra Gajeel ile bir şeyler içtik. Sonra her zamanki gibi seni kontrol etmeye geldim ama sonrasında kendimi kontrol edemiyordum..." dedi. Sarhoş mu olmuştu belki de ilaç?
"Bekle! İlaç? Gajeele ne kadar güveniyorsun?" diye sordum. Şaşkınca bana baktı.
"Daha bu yıl tanıdım." dedi sonra varmak istediğim noktayı anlayınca daha fazla düşünmeye başladı.
"Tesadüf değil di değil mi? Bir komplo belki de?" dedi. Başımı salladım.
"Babamın intihar mektubunu hatırlıyor musun? Katili yani jellali gönderen babam değilmiş. Peki ya jellal tek değilse?" dedim. Sırıtıp bana baktı.
"Tabiki de tek değildi. Jellal öldürme kısmını yapıyordu birinin de cesetleri hazırlaması gerekiyordu değil mi?" dedi. Karmakarışık durumun içinde başım iyice ağrıyordu. Natsuya döndüm.
"Her şeyi unutursam bana hatırlatmakla uğraşma Natsu." dedim. Anlamamış bir şekilde baktı.
"Ne demeye çalı-" diyecekken sözünü kestim.
"Benim intikamımı sen al. Lütfen, artık kendimde bu gücü bulamıyorum." dedim. Natsunun sonraki gülüşü kanımı dondurmuştu.
"Zevkle." dediğinde intikamı benden çok onun istediğini fark etmiştim. Gülümsedim.
"Sanırım artık seni affettim..." dedim. Gülümsemesi ince bir çizgi şeklini alırken konuştum.
"Sıra sende. Sende kendini affetmelisin." dedim. Başını salladı.
"Bu oyun biter bitmez affedeceğim." dedi. Evet. Oyun bitiyordu değil mi? Artık tamamen huzurlu olacaktım. Belkide geri kalan hayatımda hiç bir şeyi hatırlamadan sadece gülümseyecektim. Acı yoktu keder yoktu. Vardıysa bile hatırlamayacaktım... Belki artık mükafatım olacaktı. Natsunun elini tuttum. Parmaklarımı geçirirken bundan sonraki hayatımda sadece Natsunun yanımda olmasını istiyordum. Sadece Natsu...

Adım adım finale gidiyorum. Yeni bir nalu kitabı yazma fikri var kafamda konusu belli yazayim mi??

•Peri Tozu•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin