۝ B: BTBP || 9

11.6K 728 19
                                    

-9-

Verandada oturmuş gazetesini okuyordu yaşlı adam. Günlerdir hatta haftalardır aklında tek bir düşünce vardı, Burç parası kesildiği halde neden ortaya çıkmamıştı? Geçimini nasıl sürdürüyordu? Kaçmaya çalışırken başına bir şey gelmiş olabilir miydi? Son zamanlarda Orhan Beyin kafasını sürekli bu tarz şeyler kurcalayıp dururken karşısındaki sandalyeye oturan eşi her şeyi gözlerinden okumuş gibi bakarak "Sence şuan nerededir?" diye sordu. Bilmiyordu Orhan Bey. Nerede olabilirdi ki? İlk başlarda en yakın arkadaşı Burak'ın gizli gizli ona yardım etmiş olabileceğini düşünüyordu ancak uzun süredir Burak'la da çok yakın temas içerisindeydi ve çocuk da bu duruma anlam veremiyordu. Hem ettiği tehditlerden sonra Burak denen o züppe Orhan Beyin lafından zor çıkardı. "Bilmiyorum. Yine sürtüyordur bir yerlerde."

"Yapma Orhan. Öyle olmadığını çok iyi biliyorsun." Kendinden emin ifadesinden ödün vermedi kadın. "Sen de biliyorsun ki serserilik için bile paraya ihtiyacı olur. Ve biz onun para musluklarını kestik. Burak dışında kimden para alabilir ki? Hiç kimse... Burak bile para vermiyorsa..."

"Ne bileyim ben!" Sesi öfkeli çıksa da karısına hak verdiği aşikârdı. İster istemez endişeleniyordu son zamanlarda. Burç daha önce hiç kendi ayaklarının üzerinde durmadı ki, dedi kendi kendine. Şimdi nasıl idare ediyor olabilirdi? "Burak biliyor mudur sence?"

"Sanmam. İyice gözünü korkutmuştun, öyle bir şey yapabileceğini sanmıyorum. Zaten benim endişelendiğim de bu ya! Burç daha önce hiç..."

Cümlesinin sonunu getirmekte zorlanan karısına yardımcı oldu Orhan Bey. "Daha önce hiç parası olmadan bu kadar süre başının çaresine bakamadı."

"Sence endişelenmeli miyiz?" Kocasıyla göz göze geldiğinde aynı tedirginlikle karşılaştı. O an eve dama sığamaz olmuştu. Derin nefesler alarak oturduğu yerden kalktı ve "Yok, ben hiçbir şey olmamış gibi duramayacağım böyle!" diye söylendi.

"Ne yapacaksın Ferhunde?"

"Taçmin ağabeyiyle konuşmuş olmalı. Konuşmadıysa bile bir kontak kursun, iletişime geçsin! En azından iyi olup olmadığını bilelim."

"O entrika faresi bize yardımcı olur mu dersin? Yoksa ağabeyinin sırlarını yutan bir kara kutuya mı dönüşür?"

Hayatında belki ilk kez bu kadar otoriter bir tavır takınmıştı kadın. "Onu ben doğurdum, elbette yardım edecek! Hele bir etmesin..."

♚ ♔ ♚

O büyülü gecenin ardından yalnızca 3 gün geçmişti ama Alara için de, Burç için de her şey çok değişmişti.

Alara, adamın bu itirafını bekliyor gibiydi. Heyecanlan kalbinin ne kadar hızlı çarptığının farkında olmasına rağmen arkasını dönüp gidebilmişti. Çünkü bazen bir yolun sonunu görebilmek, gidişatı tamamen değiştirebiliyordu. Genç kız için de gerçekleşen olay tam olarak buydu. 1 haftalık bu süre zarfında Burç'la karşılaşmamak için neredeyse odasından hiç çıkmamıştı. Kahvaltısını, öğle ve akşam yemeğini odasında yemiş, Burç'un çalıştığı saatlerde dolaşmak için dışarı çıkmıştı. Buna rağmen birkaç kez karşılaşmışlardı ve o zamanlarda ya kaçmış, görmezden gelmiş ya da hiçbir şey olmamış gibi merhabalaşıp gitmişti. Her seferinde sohbeti kısa kesip yanından ayrılıyordu. Bu kendisi için de çok zordu ama yapabileceği bir şey yoktu. Elinden gelenin en iyisi buydu. Kırılmaktan, üzülmekten korkuyordu ve kendini aşk acısından korumak için böyle bir yol bulmuştu. Yaptığı yanlış olabilirdi, ama umurunda değildi. Çünkü bildiği daha iyi bir çözüm yoktu. Bu zamana kadar gönül işlerine dair tüm acılardan kendini bu şekilde korumuştu.

BODRUM: Bir Topuklu, Bir Papyonlu ღBİTTİღWhere stories live. Discover now