Egemen

42 11 10
                                    

ARDA'DAN
"Evet. Yani şu an için öyle. Ona açılmadım henüz. O sadece bana yardım etmeye geldi. Haberi bile yok onu sevdiğimden. Ben onu bir kere kırdım. Bu sefer olmayacak. Ne ben ne de siz onu üzemeyeceksiniz." dedim ve odadan ağır adımlarla çıkıp ilerledim. Adımlarımı hızlandırmaya çalışsam da annemin bana yetişmesine engel olamadım. Arkamdan hızlıca geldi ve beni kolumdan tutup sertçe kendine çevirdi. Canım acımıştı. Yüzümü buruşturmuş olacağım ki annem de canımın acıdığını anlamıştı.

"Özür dilerim oğlum. İsteyerek olmadı. Canın çok acıdı mı? "diye sordu.

Bu sırada yanımıza Asya da gelmişti. Onu görmemle yüzümü düşürdüm.

" Asya benim yakınlarımda olduğu sürece iyi olmayacağım anne. "dedim.

Asya belli etmemeye çalışsa da bu sözlerim onu üzmüştü. Ama tabi ki bu benim umrumda değildi. O bana hayatı zehir eden kadındı çünkü. Tüm sevgimi verdiğim halde bu onu tatmin etmemişti. Hırslarının kurbanı olmuştu. Ben de onun için bir hırstan ibarettim sadece. Artık onun hırslarının esiri olmayacaktım. Ben onu gerçekten severken o beni bir oyuncak gibi kullanmıştı. Hevesi geçtiğindeyse fırlatmıştı bir köşeye.

Ama artık buna izin vermeyecektim. Yeteri kadar üzmüştü beni. Beni üzdüğü gibi Bahar'ı da üzemeyecekti. Artık bu hastaneden ve Asya'dan uzaklaşma vakti gelmişti. Arkamı dönüp çıkacakken kolumu tutan bir el ile irkildim. Hızla arkamı döndüm. Suratı ağlamaklı olan Asya'yı gördüm.

"Lütfen bize bunu yapma. Sen ve ben... "

Sözünü bitiremeden kestim.

"Sen ve ben diye bir şey yok. Bunu kafana soksan iyi edersin. Biz yokuz. Asla da olamayız. Ben seni sevmiyorum. Bizi sen bitirdin. Bizi sen yok ettin!" dedim ve hızla kolumu elinden çekip yoluma ilerledim.

Yavaş adımlarla hastaneden dışarı çıktım. Gelen bir taksiyi durdurdum ve taksiye binip yoluma devam ettim.

BAHAR'DAN

Bu muydu sebep? Arda'nın o kızı ilk gördüğü anı hatırlıyorum da şok olmuştı. Adeta cin görmüşe dönmüştü. Onun bu kadar şaşırmasının sebebi buymuş demek ki. E peki neden bana bu kadar yakın davrandı ki? Duygularımla oynamak bu kadar mı mutluluk veriyor ona? Ya benim salaklığım. Her seferinde nasıl da inanıyordum ona?

Hem böyle düşünüyor hem de gözlerimden akan yaşlara mani olmaya çalışıyordum. Ama tabi ki nafile. Akmasını engelleyemiyordum. Çünkü durmaksızın ağlıyordum. Gözlerimden akan yaşlar net görmemi engelliyordu. Yürüdüğüm yolda çarpmadığım bir Allah'ın kulu kalmamıştı. Arkamdan bağırmaları umrumda bile değildi. Oysaki ben insanlara karşı hep çok saygılıydım. Yoluma karşı tarafta devam etmek istediğim için karşıya geçmeye yeltendim. Hala bulanık görüyordum. Bu sebeple karşıdan gelen arabayı görmemiştim. Sadece fren ve lastik sesini duyabilmiştim. Evet az kalsın araba çarpacaktı bana. Niye çarpmadı ki? Ne güzel uyurdum şimdi. Ya da ne bileyim ölmüş falan olurdum. Ama beynimin tüm devreleri yanmazdı. Zaten ölmüş olsam yanacak bir devre de olmazdı.

Böyle dalgın dalgın ne olduğunu anlamaya çalışırken arabadan biri indi. Ben onun beni azarlayacağını düşünürken, o bana nasıl olduğumu sordu.

"Hanımefendi iyi misiniz? Hastaneye gitmek ister misiniz? Offf!!!"

Bense cevap vermeden yüzüne bakıyordum. Bu iyi kalpli adamın kim olduğunu merak ediyordum. Normalde hatalı olan benken o benden daha da endişelenmişti. Benim şok geçirdiğimi anlamış olacak ki beni kucağına alıp arabaya oturttu. Bense hala çevreye göz gezdiriyordum. Beni oturttuktan sonra kendisi de şoför koltuğuna oturdu ve bize en yakın hastanenin önünde durdu. Beni kucağına alacakken mani oldum. Bu sefer elimi omzuna yerleştirdi ve eliyle belimi sardı. Bu hareketi beni ikinci bir şoka sokmuştu. Ama bir şey diyememiştim. Hastanenin içerisine girdiğimizde hemen beni bir odaya aldılar ve muayene ettiler. Doktor sadece bir şok geçirdiğimi ama kısa süre içinde düzeleceğimi söyledi. İsmini bilmediğim kişi ise bunları duyunca rahatlamıştı. Doktor odadan çıkınca odada yalnız kalmıştık. Ben hala konuşmamkta ısrarcıydım. O ise yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. Gözlerini gözlerime dikmesi tuhafıma gitse de ne yapmak istediğini anlamaya çalışıyordum.

"Sana bir şey olacak diye çok korktum. "demesiyle şaşıp kaldım. Sanki kırk yıllık tanıdığım gibi davranıyordu. Bu düşüncelerimden kurtulup konuşmaya çalışsam da nafileydi. Kelimeler ağzımdan kerpetenle dahi alınamaz gibiydi. Ama yine de pes etmeyip konuşmaya çalışmıştım.

" Be-b-benn... "

Bu şekilde konuşmam onun komiğine gitmişti. Bunu şirin gülüşünden anlamıştım. Çok tatlı bir gülümsemesi vardı. Onun gülmesi beni gıcık etse de ona ayak uydurmayı tercih etmiştim. Onunla birlikte ben de gülümsemiştim . Tam o sırada mavinin en koyu tonundaki gözleriyle kahverengi gözlerime bakıyordu. Bakışları çok delici olsa da güldüğünde o delicilikten eser kalmıyordu. Onun yüz hattını neden bu kadar incelediğimi bilmesem de onu incelemeye devam ediyordum.Bu durumu o da biraz garipsemişti. Ama bana belli etmemeye çalışıyordu.

💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮💮

Artık eve gitme vakti gelmişti. Oturduğum yerden kalkıp kapıya doğru ilerledim. İsmini bilmediğim kişi de benimle geliyordu. Hastaneden dışarı çıktığımızda ona görüşürüz demek için elimi havaya kaldırdım. Ona el sağlayacaktım. Ama o buna izin vermedi. "Olmaz. Evine kadar eşlik etmek isterim" dedi. Ben ise bunu duyunca birden dilim çözüldü.
İstemsizce ona cevap verdim. "Yok deve. İstersen evin içine gitseydin. Tamam saol yardım ettin ama niyetinin ne olduğunu bilmiyoruz ki. Dedim. Bunları söylememle ağzımı ellerimle sımsıkı kapattım." Ben çok özür dilerim. Öyle demek istemedim. "desem de zaten o bu laflarıma alınmamış gibi duruyordu. Hatta bu söylediklerime gülmüştü. Bu beni rahatlattı." Bakıyorum da dilin açıldı. 'demesiyle gerçekten dilimin açıldığını farkettim. Ama yine de bu olayın daha fazla uzamasını istemedim. "Gidelim mi?" dememle teklifini kabul ettiğimi anladı. Ve hızla arabaya doğru ilerledik. Arabaya binip yola koyulduk. Ona evimin yolunu tarif ettim. Yola devam ederken aklıma Arda'nın yaptıkları geldi. Bu adam bir süre de olsa olan tüm olayları unutturmuştu bana. Gözlerimin dolmuş olduğunu farkeden tek ben değildim. "İyi misin?" diye sormasıyla birden irkildim. "I-iyiyim. Yok bir şey" dedim. Ve sonunda evin önüne gelmiştik. Ben hemen arabadan indim. O da indi. "Ben artık eve gitsem iyi olur. Size iyi günler" dedi . Tam arkamı dönüp eve giderken "Tanışmadık" demesiyle duraksadım. Hakikaten tanışmamıştık. Arkamı dönüp "E-evet ben Bahar. Senin adın nedir?" dedim. " Ben de Egemen. Tanıştığımıza memnun oldum Bahar." "Ben de memnun oldum. "dedim. Bu sırada cebinden bir kart çıkarıp bana verdi." Bu benim kartım. İstediğin zaman arayabilirsin. "dedi. İçimden arayacağımı hiç zannetmiyorum diye geçirsem de nezaketen kartı aldım. Teşekkür edecekken birden silahlar patlamaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken Egemen elimi tutup beni çekiştirmeye başladı....

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 06, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DENGESİZWhere stories live. Discover now