Bölüm 45

702 27 3
                                    

Yine yeni yeniden sev derler ya bende öyle sevdim güneşi her battığında doğucağını bilerek bekledim ama asla vazgeçmedim sevmekten ....
Gamze'nin ağzından;
Gözlerimi aralamak zorun da olmak gibisi yok bu dünyada. Şişmiş gözlerim morarmış altları ve sevmeden yatağımdan kalkışım acı veriyordu bana gece boyu ağlamış olmam hiç bilmeden dinlemeden ağlamam normal miydi bilmiyorum sabah olduğunu dışarıdan gelen çığırmalar sayesinde anladım gözlerimi tamamen açtığımda saatin her zaman ki gibi geç olduğunu algılamam uzun sürmedi. Yatağımdan kalkıp bir köşeye fırlattığım kapalı olan telefonumu elime aldım ve istekle telefonumu açma tuşuna bastım kısa süre sonunda telefon kendine gelmiş ve açılmış oldu. Yaklaşık 79 çağrı bu ne üçüncü dünya savaşı çıkmıştı da benim mi haberim yoktu bi Melis bi Eren aramaların işin de aradığım isim yoktu olamazdı da nerdeydi selim o adam nerdeydi. Telefonumu tekrar kapama kararı almıştım ki yeniden çalmaya başladı artık aramalarını istemediğimden isteksizce açtım "alo" sesim bile yabancı gibiydi hemen konuşmaya başlamıştı Melis " meleğim nerdesin lütfen yapma artık bi aydan beri yıprandın Eren'de bende çok merak ediyoruz lütfen gel artık " konuşmayı bitirdiğinde konuşmak için boğazımı yormak bile zor gelmişti " tamam " sadece bunu demiştim konuşmak o sesi duymak istemiyordum " nasıl tamam gelcek misin olur mu yolluyorum Eren'i hemen gelip aldın seni ama dur önce konum atmalısın nerdesin sen neden bilmiyorum " heyecanlanmıştı doğal olarak bende özlemiştim onları ama aklıma pek gelmemişlerdi bu zamanlarda " gelmesin ben gelirim kapatıyorum " diyip hemen kapadım telefonu. Yatağıma oturup en baştan düşündüm neden buradaydım neydi beni böyle yapan neden böyle olmuştum kim ne yapmıştı bana. Bi şey yapan yoktu aslında düşünüyorum en başından. Annem aramıştı o gece ertesi gün onu aradığımda Selim'i öğrendiğini artık eve dönmemi bu ilişkinin olmaması gerektiğini söyledi bende bavulumu toplamıştım tabi çok itiraz etmiş ama annemi ikna edememiştim bu konuda gözlerimi kullanmadan tam bir ikna özürlüsüyümdür. Biletimi almış otobüsle yola çıkmıştım uzaklaşıyordum sevdiğim anılarımdan. Sevdiğim adam bırakmamıştı peşimi tabi otobüsten inip arabasına bindirmişti hızla ilerlerken kazq yapmış olmalıydık ve sonrası muamma gözlerimi açtığımda hastanedeydim selim ise yoğun bakımda tüm suç benim olduğundan kendimi dağ evine atmış bir ayı geçen bi süreden beri gün ışığı görmemiş kendim kapamıştım. Ve şuan hala hastanede benim yüzümden yatan sevdiğim kalmıştı arkamda onu hiç ama hiç unutmamıştım her zaman kontrol etmiştim hatta şimdi ise yeniden anılarımızı yaşadığımız o yere dönmek acı vericiydi nasıl gidebilirdim onunla olduğum yerlere şuan yalnız başıma o boylu boyunca yatarken kendimi hiç affetmeyecektim biliyorum ama onu asla bırakmayacağım da. Baştan sona her şeyi incelediğimizde elde olan bir hiçti benim hiçlerim ....
                                 ******
Kahvaltı yapmadan direk bavulunu hazırladım anahtarı attığım yerden bulamadım aynı zamanda bunun verdiği sinirle bi hışım odamdan çıkayım derken iyi mi bir de kapıya çarptım. Kafamın verdiği acı ile hiç beklemenmedik bir şekilde fısıltıyla bir şeyler söyledim o değilde ben evden evin anahtarı olmadan nasıl çıkıcağım. Etrafa saçılmış eşyaları yara yara ilerleyerek başka yerlere daha bakmaya başladım aklıma gelen her yere baktığımda aslında anahtarın sadece bir aptalın göremeyeceği yer de olduğunu fark ettim neden bu kadar ahmaktım biri bunu açıklayabilir mi. Bir kaç eşyayı daha itekleyerek askılığın bir askısına asılmış daha doğrusu gelişi fırlatılmış ve oraya zorla tutulmuş olan anahtarımı alıp odama ilerledim bavulum hazırdı anahtarı bulmuştum eksik olan bir şey var mıydı diye düşündüm tabi hımm evet sormadığım en önemli soru peki ya ben hazır mıyım aynaya geçtim yağlanmış saçlarım iğrenç bir şekil almışlardı akmış olan makyajım kim bilir ne zamandan beri yüzümdeydi resmen kalıcı olacaklar yahu biraz daha kalsalar yüzümde. Şu halime bakıp imrendim bir daha asla böyle olmayacağım diye geçirdim içimden aynı zamanda gülümsedim hafiften. Hemen biraz da olsa toplu odamdan makyaj temizleyicimi alıp şu yüzümdeki lanet boyayı çıkardım pardon kazıdım ardından hemen banyoya geçip suyu ayarlayarak kısa bir duş aldım. Sevdiğim elbisemi giyerek mutlu olabileceğim diye düşünerek onu alıp hemen üzerime geçirdim bir kaç dakika içinde de makyaj çantamı bulup yeniden ayna karşısına kuruldum çok abartmaksızın doğal masum kız havalarında sadece rimel ve far ağırlıklı bir makyaj yaparak dudak rengi rujumu sürdüm kendime uzaktan geçip baktığımda her zaman güzel olduğumu düşünürken az önce ki halimi ve şuan ki halimi bir kıyasladım da iğrenç miydim ben az önce. Bavulumu almadan ayakkabılarımı giyip anahtarı alarak kapıya yöneldim peşimden sürüklediğim bavulumla. Kapıyı kilitleyip bir süre orda öylece durdum neden mi arabayı nereye park etmiştim ben kahretsin lanet beynim ne ahmak biriyim gerçekten hafifçe kafama vurdum ve gülümsedim veya gülümsemeye çalıştım. Sonunda evin etrafında biraz dolaştıktan sonra arabamı buldum ve bavulumu kurup sürücü koltuğuna kuruldum arabayı çalıştırıp seri bi şekilde kendimi yollara attım.
********
Melis'in ağızından;
Heyecanla kapıyı gözlüyordum. Ne olmuştu bize de böyle özlemle merakla bekliyorum böyle Gamze'yi bir koltukta ben bi koltukta Eren oturmuş merakla sessiz bir şekilde kapıya bakıyorduk emir bahçede hiç bi şeyden habersiz komşumuzun çocuğu ile oynuyordu. Gamze'yi bugün aramamın sebebi de vardı aslında selim eve çıkmıştı artık kendini toparlamaya başlaması gerekiriyordu ve Gamze'de buna yardım etmeliydi yukarda misafir odalarından birinde uyuyordu selim de Eren hiç düşünmeden bize getirmiş ve bunu yaparak çok iyi bir şey becermişti sevgili kocam diye söylemiyorum çok iyi plan yapar sonrada Gamze'yi çok aramak ve onu buraya getirmek gelmişti aklımıza. Kapı zili çalmıştı ben düşüncelerimden kurtulup Eren'e mutlulukla baktım ikimizinde yüzünde koskocaman bir gülümseme belirmişti hemen ikimizde kapıya koştuk Eren elini omzuma attı ve kapıyı açmaya yöneldikçe beklemeden de açtık işte beklenen melek hemen atılıp boynuna yapıştım o muhteşem parfümü ciğerlerime dolarken hissetmek bambaşkaydı artık göz yaşlarımı tutamamış serbest bırakmıştım " nerelerdeydin köpek nasıl özledim " tabi Gamze de ben ağlarken duramamış her zaman ki gibi ağlamaya başlamıştı "özledin mi beni fıstık " kollarımdan sıyrılıp bana bu manasız soruyu sormuştu hafifçe kafasına vurdum kıkırdamaya başladı " aptal mısın tabi ki hayır köpekleri sevmem ben " bende ona gülümsedim kolundan tuttuğum gibi içeri soktum onu ve ardından itekleyerek yukarı çıkardım Eren'e sarılmasına izin vermeden çünkü benim kuzenim sadece ben sarılabilirim tabi Selim'i saymazsak aklımdan geçenlere bi son verip Gamze'ye döndüm " ama seni benden bizden herkesten özleyen biri var " odanın önüne gelince durdum " asla ağlamak yok doyasıya öp ama aile olduğunu unutma köpek bu iyiliğimi yazdım bir kenara " kapıyı açtığımda Gamze'nin gözlerindeki ışıltıyı görebiliyordum bana dönüp sarıldı gözlerinden akan yaşları sildim " sen var ya her zaman yanımda olduğun için teşekkürler kuzen her ağladığımda yanımdaydın şimdi yoktun ama sesimi duymuş gibi yetiştin sen var ya senin yaptığın her şeyi hiç unutmayacağım " yanağına küçük bir öpücük kondurup kapıyı gösterdim " yeter benle ilgilendiğin git ve selime bak " o da beni öptükten sonra odaya bir adım attı ve kapıyı tutup kapattı seviyom bu kızı ya kuzencimcim benim
Gamze'nin ağızından;
Odaya girip kapıyı sessizce kapadım sanki kokumu almış gibi gözlerini araladı " hiç bi zaman unutamadığım o güzel koku ve sen gerçek olman gerek yoksa özlediğimden mi bu " zorlukla tuttuğum göz yaşlarıma rağmen küçükte olsa gülümsemeye çalıştım. Hemen yanına bir sandelye çekip oturdum öyle özlemiştim ki ne diyeceğimi ne söyleyeceğimi bilemedim " eşşeksin " diyebildim hafifte gülümsedim Selim'de zorla olsana gülümsedi " nedenmiş " sesine bile o kadar özlem duymuştum ki " eşşeksin niye geliyorsun ki boşver ben annemi halledip gelecektim zaten bak mutlu musun şuan yara izleriyle dolu bir vücûda sahipsin güzel mi oldu yani " ben kendimi tutamayıp cırlamaya başlamıştım bile " hastayız şurda hala cırlıyosun kızım ayrıca ben onlarla mutluyum senden bana kalan izler diyelim " göz kırptı şu hali işe bile nasıl tatlı olmayı başarıyodu nasıl bu kadar iyisin çocuğum sen diyecek bir şey bulamayıp kafamı önüm eğmiştim elime değen eliyle yeniden gözlerim gözlerine geldi " üzülme bak senleyim elim elinde gözlerim gözlerinde daha ne olsun hala seviyorum seni eksilen bir şey yok " elimi daha sıkı kavrayarak " hastayız burda naz yapma " elimi çekip hızlı bir şekilde sımsıkı sarıldım " ben suçluyum böyle olmamalıydı bir ay böyle yatmamalıydın hepsi benim yüzümden " göz yaşlarım artık içimde kalmayı başaramamıştı güçlü olamıyordum bu konu da ağlamayı sevmezdim ama bu bambaşka bir şey olmuştu her gün her gece ağlamıştım " saçmalama bak bana " kollarımı gevşeterek yüzümü ona döndüm göz yaşlarımı sildi " hemen iyileşirim ben bünyem kuvvetlidir merak etme zaten en fazla ölürüm canım " ağlamamdan zevk alır gibi sırıttı hafifçe geri çekildim " salak salak konuşma Allah'ın cezası " göz yaşlarımı dindirmeyi başardığımda selim uyumuş bende yanından sessizce kalkıp kapıyı kapatıyordum her şeyden çok ama çok seviyordum bu çocuğu yapılacak bir şey yok ....
Yeniden geldim ve inşallah beğeneceğiniz bir bölümle karşınızdayım. İşte yine dönüp dolaşıp aynı yerdeyim baya özledim sizi zaten dün gece girdiğimde gelen bildirimlerin verdiği hoşnutluk sayesinde bu bölüm seviyorum sizi yaaa 💙💙

Ilk Ve Tek Olacaksın Where stories live. Discover now