46.BÖLÜM~GÜZ SANCISI~

5K 290 79
                                    



Keyifli okumalar 😊

•Erva•

Bir rüzgarın estiğinde kulağa dolan o eşsiz melodi insanlığın bütün dertlerini fısıldar aslında. Küçük bir kız çocuğunun elinde tuttuğu bir uçurtmanın ipini sıkı sıkı tutuşu sonra peşinden savruluşu elinden kaçırdığındaki hayal kırıklığı ve hüzün, hayatın acımasızlıkları insanların acılarına göre değişiyor.

Sırtımı yasladığım soğuk fayansa üşüsemde aldırış etmedim. Tüm kaburgalarım birbirine geçmişti. Sıcak suyu açmak için ince parmaklarımla soğuktan buğarlamış olan musluğu çevirdim. İlk önce başımdan aşağı inen soğuk suyla irkilsemde sonra ılınması ile tüm vücüt kaslarımın gevşemesine izin verdim.

Suyun altında ne kadar süredir duruyorum bilmiyorum ama kafamda beynimin içini kemiren minik böcekler vardı adeta sorunlar bir bir gün gösteriyordu.Bir hafta olmuştu Batuhan bitti diyeli okulda ve arkadaş ortamın da karşılaşsakta iki yabancı gibiydik. 'Nasılsın ?' ve 'iyiyim' konuşmamız bundan öteye gitmiyordu. Bu ona alışmış benliğimi o kadar rahatsız ediyordu ki küçük bir karıncanın büyük emeklerle taşıdığı bir parça ekmeğin elinden alınması gibiydi. 'Bu ayrılığı sen istedin. Erva.' Evet ben istemiştim.
Oda isteğimi önüme sunmuştu. Ne bekliyordum. Benim peşimde dolanmasını mı ? Tabii ki de hayır ama bitti derken ettiği sözler. Bir kadının aşkının inkar edilmesi. Gözler kalbin aynasıdır nasıl görmüyordu gözlerimde.

Aşkın bitti. Diyordu bana yine beni bir şeyle suçluyordu. Oysaki kalbimde hala hükmü devam etmekte o benim tüm benliğime sahip olmuş tek adam ve son adam olarak kalacaktı. Ne sanıyordu, başka bir adamı sevebileceğimi mi ?

Yanılıyordu.

Bir kadın bir adamı kirpiğine kadar seviyorsa onu nasıl unutabilir ki ?

Peki ya o ? Bu düşünce zihnimde derin bir sarsıntı yaratıp karnıma kramplar sokmaya yetmişti. Acı ile yutkundum. 'Beni unutup başka bir kadını sever miydi ?' Başka bir kadına dokunması değil. Bunu aklından geçirdiğini düşünmek bile yüreğimdeki prangaları sıkılaştıryordu.

Suyun altında tenim buruşmaya başlamıştı. Çıkma vaktimin geldiğini anladığımda usulca kabinden çıktım. Siyah yumuşak bornuzuma sıkı sıkı sarıldım. Sıcaklığa alışmış tenime kuzey rüzgarı estiğini hissettim.

Avuçlarımda tuttuğum sıcacık kahvemin kokusu banyodan sonra iyi gelmişti. Elimde tuttuğum krem rengi kupamı burnuma yaklaştırıp o eşsis kokusunu içime çektim.
Anlıkta olsa bu duygu bana iyi hissettiriyordu.

Yalnızlığa alışıyordum. Bu çok tehlikeli bir duyguydu yalnızlığı fitursuzca sevmek. Karanlığı sevmek gibiydi. Bir baykuş gibi tüm geceye yalnız başına meydan okumak geceye konuşmak gibiydi. Aslına bakılırsa ben hep yalnızdım. Dünyaya gözlerimi açtığımda istenmeyen ayakbağı olan evlat olarak çoktan ilan edilmiştim. Annem beni terk etmişti. Kardeşimide buna sürgün etmişti. Babamı sığınağım sanardım. Onunda yanlış bir seçim olduğunu sonradan acı bir şekilde öğrenmiştim.

Batuhandı tek yalnızlığımı gideren. Gecemin karanlığını aydınlatan. Ay'ım, yıldızım. O da gökyüzümden kaydı gitti. Tutamadım avuçlarından çeresizce gidişini seyir ettim. Bir güz yaprağının sararıp savruluşu gibi tüm yaz boyu ağacın dallarına sıkı sıkı tutunurdu. Sonra sonbaharın acımasız yeli onu benimsedi damarından ayırırdı.

Kafamı olumsuz yönde sallayıp bir soluk almak için oturduğum yerde doğruldum. Odada yankılanan tek ses çıplak ayaklarımın parkede bıraktığı tok sesti. Balkona bir adım atacağım sırada yine karşıdaki yüzü belirsiz silüeti belli olmayan adamı gördüm.

Masumiyet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin