30.BÖLÜM~KARANLIK~

9.7K 433 147
                                    


Keyifli okumalar😊

•Erva•

Omzumun yerinden çıkacak şekilde dürtülmesiyle gözlerimi araladım. "Batuhan azıcık daha uyuyayım lütfen." Tekrar uykunun kollarını kucaklayacakken "Kızım ne Batuhan'ı uyan. " Aynur'un sesi kulaklarımda yankılandı. Sanırım derste uyuya kalmıştım. Uyuşmuş olan  kollarımın arasındaki kafamı kaldırdım. "Derdin ne senin? İnsan gibi kaldırsana omzum çöktü be!"

"Birde söyleniyor. Batuhan Uyutmadı mı dün gece seni?" İmalı imalı sırıtıyordu. "Ağzının tam ortasına bir çarpıcam. Sonsuza dek sen uyuyacaksın."

"Kes homurdanmayı hadi kahve içelim kalk." Dedi ve kolumdan çekiştirip kaldırdı. Arkasından beni sürüklemesine izin verdim.
Gerçekten güçlükle ayakta duruyordum. Sabahın erken saatinde yola çıkmıştık. Çünkü önemli bir sınavım vardı. Ama masal gibi iki gün geçirmiştik.
"Neye gülüyorsun sen? Liseli aşıklar gibisin. Görende yeni sevgili oldunuz sanır yada." Dedi ve gözlerini kıstı. "Ah yandık. Nasıl yaparsın? Ya ayrılırsanız."
Saçma sapan mimiklere girip beni kolidorun köşesine sıkıştırmıştı.
Yok Cengiz abi dün gece ne yaptıysa bu kızın aklı yerinde değildi. "Aynur bir susar mısın? Ne diyorsan adam gibi söyle deli dana gibi dolanıp duracağına  neden söylemiyorsun?"

Endişe kapladı yüzünü. Gözlerini sıkıca yumup açtı. "Yattınız dimi?"
Sorduğu soruyla dün geceyi hatırladım. Yanaklarımın ısındığını hissetim. Nerdeyse birlikte olucaktık."Saçmalamayı kes Aynur öyle bir şey olmadı."
Tam yürüyecekken tekrar kolumdan tuttu. Gözlerimin içine baktı. "Doğru mu söylüyorsun?"
"Muayene et istersen Aynur." Kızmıştım. Sırtımla bütünleşmiş duvardan sıyrıldım. Hızla kolidorda yürümeye başladım.
Arkamdam geldiğini adım seslerinden anlayabiliyordum.
"Dur dur tamam özür dilerim." Dedi ve bana yetişip koluma girdi.
Yanağımdan öpünce kızgınlığım geçmişti gülümsedim. "Asıl sen anlat dün gece Cengiz'le ne yaptınız?" Bir anda sinirlenmişti.
"Bana Cengiz deme lütfen."
Anladığım kadarıyla durum gerçekten vahimdi. Kantine geldiğimizde birer kahve aldık.
Cennet'te arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Bizi görünce yanımıza geldi. Onu görünce sabah ki manzara canlandı zihinimde. İçeriye adım attığımda şok geçirmiştim.
Onur Cennet'in dizinde uyuyordu.
Ve sadece altında pantol vardı.
Batuhan bu tabloyu görürse kesinlikle büyük olay çıkardı.

İyiki ondan önce eve girmiştim.
Oda korumalarla konuşuyordu.
Ve kaşları çatılmıştı. Kapıyı aralık yapıp eve girecekken karşısına dikildim.
"Ne yapıyorsun çekilsene Erva."

"Şey Batuhan ya arabada telefonum düşmüş sanırım. Alır mısın?"

"Git kendin al." Dedi arabanın anahtarına basıp kilidini açtı.
"Ben çok sıkıştım tuvalete gitmem lazım." Söylenmeye başladı. "Tamam adamlardan biri alır hadi sen altına etmeden, bende sinirlenmeden girelim."

Telaşlanmıştım kesin kan çıkıcak.
"Yok olmaz askılı bir bluz ile resmim var ekranda adamlar görür."

"Allah'ım sen sabır ver Onur itide burdaymış zaten. Olay çıkarmış dün gece." Dedi ve homurdanarak arabaya ilerledi. Hızla içeri girdim. Cennet'ti kaldırıp. Anlatmama sorgulamadı bile "Eyvah Batuhan abi." Deyip cansız merdivenleri çıktı. Batuhan içeri girdiğinde."Sen benle dalgamı geciyorsun hani telefon?"

"Ah aptal kafam montumun cebi delinmiş içine kaçmış." Dedim gülümsemeye çalışarak. Yalan makinesine döndüm Allah'ım sen affet. "Yarın git yeni bir mont al." Onur'u gördüğünde gözleri yerinden fırlayacak sandım.
"Erva gözlerini kapat." Şu an resmen Onur'dan kıskanıyordu.
"Lan Onur yetersiz." Çocuğu sümsüklüyordu. Onur küfür ederek gözlerini araladı. "Batuhan Çocuğu sümsüklemeyi keser misin?" Bana döndü bu kez. "Bakmasana kızım."

Masumiyet (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin