12. Çıkmaz Sokak

Start from the beginning
                                    

"Gel aman aman yanıma
Kıyma bu yazık canıma
Bir kara kaşın bir kara gözün 
Değer dünya malına"

Değerdi gerçekten. Halit'in bir kara kaşı bir kara gözü Nazenin için her şeye değerdi, bedeldi. O kara gözlerde sevgi kırıntısı görmek, işte o çoğu şeye değerdi.

Nazenin türküsünü bitirince yan tarafına bağlamayı koydu. İçi yanıyordu. Kendisini yine üzmüştü, yine verdiği sözden dönmüştü. Olsun dedi Nazenin. Uzun zamandır gözlerine böyle uzun uzun bakamamıştım, olsun...

Herkes ağzına sağlık derken Halit artık dayanamadığını her şeyin üstüne üstüne geldiğini hissediyordu. Sandalyesinden hızlıca kalktı, ceketini eline alıp baş selamı verip çıktı dışarıya.Herkes durumu az çok biliyordu artık. Nazenin gözüne dolan yaşları tutmaya çalışarak yalancı tebessüm gönderip yerinden kalkıp, dışarıya çıktı.

Gitmek üzere olan Halit'in kolundan tutup onu durdu.

"Nereye gidiyorsun" Nazenin kendine engel olamadan döküldü sözcükler.

Halit gözlerini kapatıp derin nefes aldı. Bir süre öyle durdu. Ardından gözlerini tekrar açtı. Nazenin'in kolundaki elini çekti.

"Nazenin yapma anlıyor musun yapma! Kaç defa söyledim sana. Söylemesem bile hareketlerimle belli ettim. Ben senin istediğin gibi bir adam değilim. Benim içim virane. Kırık dökük enkaz altında. Benim yüküm sana ağır gelir taşıyamazsın altında ezilirsin Nazenin. Yapma Nazenin"

"Senin yükünü ben almaya çalışırken, içindeki yaran bende sızlasın derken tereddütsüz söylüyorum Halit. Belki ben düzeltirim o enkazı. Belki o virane dediğin yerde papatyalar açtırırım. Dünyam yok diyorsun ya sen benim keşfetmek istediğim dünyasın Halit"

"Bak denemeye çalıştım ama olmuyor Nazenin. Bir yerden sonra kalıyorum öyle. Çıkar yol bulamıyorum. Yazık olur bize. Benim içimde sana gelen sokakların hepsi çıkmaz sokak"

Nazenin gözyaşlarını tuttu. Ağlamayacaktı. Ağlamak istemiyordu. Yüzüne alaylı gülümsemesini yerleştirdi.

"Sen gelmek isteseydin, o sokakların hepsi bana çıkardı Halit."

~~

"Doldurayım mı abi"
"Doldur koçum"

Halit bardağına doldurulan rakıyı tek yudumda içti. Bardağı masaya sertçe koydu. Nazenin'in sözlerinden sonra soluğu Necip Ustanın meyhanesinde almıştı. Tek başına gelmişti buraya. Kafasını dinlemeye en çok da kendini dinlemeye ihtiyacı vardı.

Ne olacaktı bu hali ? Ne zamana bitecekti içindeki karamsarlık, güvensizlik, yeniden sevme korkusu ? Ne zaman tam anlamıyla Halit olup, yaraları kapanacaktı? Öyle bir yerdeydi ki hiçbir sokağın adı yoktu. Bütün sokakları çıkmaza çıkıyordu.

Nazenin geldi aklına, benim sana gelen sokaklarımın hepsi çıkmaz sokak demişti. Nazenin de, eğer gelmek isteseydin o sokakların hepsi bana çıkar demişti. Haklıydı. Bunu çelişkiye düşmeden söylüyordu. Ama kimse sormuyordu ki Halit'e neden sokaklarını çıkmaza sürüyorsun diye ? Tutturmuşlardı herkes güven sorunu yaşıyor, herkesin yarası oluyor. Ama bak hayat devam ediyor felsefini bağırıp duruyorlardı. İyi de bunların hiçbirine itirazı yoktu zaten. Hayatın devam ettiğini, herkesin yaraları olduğunu hepsini biliyordu, Halit.

Ama bir şey daha vardı ki aslında en büyük sorundu bu Halit için. Halit korkuyordu. Küçücük bir çocuğun karanlıkta kalıp çaresizce ağlaması gibi korkuyordu. Sevmekten korkuyordu. Yine tek başına bırakılmaktan hayallerinin yıkılmasından korkuyordu. Cesareti kalmamıştı.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now