18. BÖLÜM "KAOS"

Începe de la început
                                    

Yağız boş yolda arabayı kenara çektikten sonra bana doğru döndü ve iki elimi de avuçlarına hapsederek yüzüme baktı. "Yanılıyorsun. Sen, Melis, Beren, arkadaşlarım, sevdiklerim... Siz benim zaafım olarak beni güçlü bir adam yapıyorsunuz. Eğer siz olmasaydınız bu kadar güçlü olamazdım. Senin tanıdığın Yağız, seni seven Yağız. Sen bu Yağız'ın sevdiği kadın olduğun için benim yeterince kötü olmadığını sanıyorsun." Derin bir nefes alarak alnıma ufak bir öpücük kondurdu. Sessizce onu dinliyordum.

"Ne kadar kötü bir insan olabileceğimi görmek istemezsin Deren. Ben böyleyim, gerçek bu. Herkese karşı bu kadar sevgi dolu olduğumu düşünmüyorsun değil mi?"

Sözlerine karşılık vermeden yalnızca kafamı salladım. Aslında haklıydı. Onunla ilk karşılaştığımda ne kadar sert ve korkunç gözüktüğünü hala hatırlıyordum. Acımasız davrandığı çok olmuştu. Zamanla birbirimize alıştıkça onun daha dikkatli davrandığının farkındaydım.

Ellerimi bıraktıktan sonra arabayı yeniden çalıştırdığında bu kez araba da benim telefonumun melodisi yankılandı. Mesaj gelmişti.

Arka koltuğa uzanarak partiden kalma küçük çantamdaki telefonu aldım. Mesaj Eliz'den gelmişti.

Kaşlarım çatıldı. Gittiğimden beri Eliz bana ilk kez ulaşıyordu. Aklımdan geçen ilk şey acil bir durum olduğuydu. Mesajı açtığımda arka arkaya iki mesaj attığını gördüm. Hepsini şimdi fark ediyordum.

Gönderen Eliz:
*DEREN!*

Gönderen Eliz:
*Hey sana diyorum, artık telefonuna bakacak mısın?*

Acele ile cevap verdim.

Gönderen Deren:
*Özür dilerim, özür dilerim! Gerçekten çok zor ve yoğun bir zamandayım.*

Gönderen Eliz:
*Aptal!*

Gönderen Eliz:
*Senin için ne kadar endişelendiğimi biliyor musun?*

Gönderen Eliz:
*Aylar geçti ve tek bir haber alamadım senden.*

Gönderen Eliz:
*Öylece gittin ve son bir haftadır bir şeyler dönüyor farkındayım.*

Arka arkaya gelen bildirim sesi Yağız'ın dikkati çekmiş olacaktı bakışları beni buldu. "Kiminle mesajlaşıyorsun sen?"

"Ah, şey eski bir arkadaşımla." Yağız kaşlarını kaldırarak konuştu. "Hangi eski arkadaşın?"

"Eliz." diye mırıldandım. Onu tanıyordu fakat hikayemizi bilmiyordu. "Senin yanına gelmeden önce onun evinde kalmıştım. Sonra bir not bırakarak kaçtım. Beni aramaması gerektiğini söyledim ama şimdi önemli bir şey olmuş olacak ki, bana ulaştı. Bir haftadır bir şeyler olduğunu söylüyor."

"Pekala, neyden bahsediyor?"

Omuz silktim. "Bilmiyorum şimdi öğreneceğim."

Gönderen Deren:
*Ne? Neyden bahsediyorsun sen?*

Gönderen Eliz:
*Bunu ancak seninle görüştüğümde anlatacağım.*

İKİ YABANCIUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum