31.BÖLÜM

14.3K 898 890
                                    

Herkese merhabaa

Yeni ve uzuun bir bölüm ile karşınızdayım.

Multi-medya : Özgür Doğan

İyi okumalar :")

ÖZGÜR DOĞAN

"Gökçe grupları belirledim. Sen Melih ile, Özgür de Hazan ile beraber yapacak. İkisinin de şiire karşı ilgisi var bu yüzden ikisinin karşılaştırılmış düşüncelerini görmek istiyorum." Enis hocanın sözlerinden sonra Hazan'a bakışlarımı tekrar çevirdim. Haftalardır aldığım en iyi haber bu olsa gerek. Bana bakıp kısa bir tebessüm ettikten sonra önüne döndü. Klinikten iki gün önce çıkmıştım. Kendimi yeniden buralara adapte etmeye çalışıyordum. Nefes gittikten sonra daha da çekilmez bir hal almıştı orası. Enis hocanın komutu ile test kitaplarımı çıkarttım. Bir yandan test çözüp bir yandan da göz ucuyla Hazan'ı takip ediyordum. Elindeki telefon ile biriyle mesajlaştığı gözümden kaçmamıştı.

Dersler bittikten sonra eve gitmek için otoparktaki arabama doğru yönelmiştim. Çardakta tek başına oturan Hazan'ı görünce arabama doğru gitmekten vazgeçip onun yanına doğru adımladım.

"Bu soğukta ne yapıyorsun burada?"

"Birini bekliyorum. Beni almaya gelecekti." Dediği şey ile etrafa bakındım Yağmur ortalıkta yoktu. Fırsattan istifade edip yanına oturdum. Onunla tek başıma birkaç dakika geçirsek hiç fena olmazdı. Aklıma gelen ilk şey ile muhabbete başladım.

"Tamam, şu ödevi nasıl yapalım?"

"Ders bitiminden sonra kütüphanede yapabiliriz diye düşünmüştüm. Fazla vaktimizi almaz diye tahmin ediyorum."

Bu ödev işi çok iyi olmuştu. İki hafta boyunca her gün Hazan ile vakit geçirecektim. Kütüphane fikri her ne kadar hoşuma gitmese de
"Olur bana uyar" demek durumunda kalmıştım. Bir anda gözlerimin üstünde hissettiğim baskı ile ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Ben kimim?" Nefes. Ne işi vardı onun burada?

"Nefes çek şu ellerini. Çocuk muyuz?"

Ellerini yavaşça gözlerimden çekince ayağa kalktım.

"Ne işin var senin burada?"

"Beni gördüğüne mutlu olursun sanmıştım." Dedi ve bakışlarını ellerine çevirdi. Bu tepkime üzülmüştü. Benden bir hafta önce ayrılmıştı klinikten. Yaklaşık on gündür görüşmemiştik. Aslında garip bir şekilde onu özlemiştim. Bir anda sert tepki verdiğimi fark ettim. Karşımda Hazan varken böyle çocukça davranışlarına devam etmesineydi aslında bu tepkim.

"Asma şu suratını tamam mutlu oldum seni gördüğüme." Sarılmak için kollarımı açmıştım ama Nefes'in takıntılarını unutmuştum. Saniyelerce ayrılmak bilmedi. Hazan bu durumu yanlış anlayabilirdi.

"Nefes tamam bırak artık beni"

"Sekiz, olmaz, on, onbir, oniki, onüç tamam" demesiyle sarılmayı bırakacağını anladım. Üç sayısına takıntısı vardı. Üç, onüç, yirmiüç, gibi sayılarla kendince takıntı oluşturmuştu. Sarılmayı bırakmasıyla Hazan'a elini uzattı tanışma amaçlı.

"Nefes ben. Özgür'ün sevgilisi." Dediği şey ile kaşlarım aniden çatıldı. Nasıl böyle bir şey söylerdi? Kendince yapmaya çalıştığı şakayı Hazan gerçek zannedebilirdi. Hemen bir şeyler söylemem gerekiyordu Hazan yanlış anlamamalıydı.

"Sevgilim falan değil. Ne saçmalıyorsun gene sen?" Sinirlendirmişti beni bu söyledikleri. Sert bir şekilde tepki vermiştim. Bu tepkimden Nefes korkmuştu.

HAZANWhere stories live. Discover now