9. BÖLÜM

23K 1.5K 381
                                    

Multi Can Değirmen

İyi okumalar :")

Gözlerimi birkaç defa kırpıştırdım. Bir omzumda duran ele bir de ona bakıyordum.

Can?

Bu çocuğun burada ne işi vardı? Yüzünde bir de mahcubiyet bakışlarıyla bana bakıyordu. Bir hışımla olduğum yerden kalktım. Elini ittirdim.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen? Hangi yüzle yanıma gelirsin? Hiç utanman yok mu senin?" Diye bağırarak soru yağmuruna tuttum.

"Hazan ne olur dinle." deyip elini tekrar bana doğru uzattı. Geri çektim kendimi.

"Neyi dinle Can he? Neyi dinle? Beni nasıl en yakın arkadaşım ile aldattığını mı?"

"Hazan lütfen. İki dakika dur ve beni dinle ne olur. Eğer sonra istemezsen giderim." laftan da anlamıyordu.

"Can git buradan. Hala karşıma geçmiş seni dinlememi istiyorsun. Senin yüzünden hastahanede ne acılar çektim haberin var mı? Ölümden döndüm ben. Tek suçum sana güvenmekti. Şimdi bir de hiçbir şey olmamış gibi karşımda duruyorsun. Can kusura bakma ama karaktersiz bir insanın önde gidenisin." Diyerek bütün gücümle bağırdım. Sinirden kulaklarımın kızarıp, alev almaya başladığını hissettim. Nefes al Hazan. Derin nefes al.

"Hazan ben.. ben bu kadarını bilmiyordum. Pişmanım. Sana söyleyecektim. Yemin ederim söyleyece.." Daha fazla onun bu zırvalıklarını dinlemeyecektim. Sırtımı dönüp bir an önce çardaktan uzaklaşmak istedim. Nefes al Hazan. Kolumu kavrayan parmakları ile olduğum yerde kaldım.
"Can bırak kolumu." Diye bağırdım. Parmaklarının tutuşunu iyice sıklaştırdı.

"Daha söyleyeceklerim bitmedi. Beni dinlemeden hiçbir yere gitmiyorsun." dedi. Bir de tüm bu yaptıkları yetmezmiş gibi emir veriyordu.

"Can çek şu elini bileğimden. Canımı yakıyorsun." Dedim. Bu çocuk ile mi bir yıldır sevgiliydim ben? Gözlerimden yaşlar firar etmeye başlamıştı. Boşta kalan elim ile onları silmeye çalıştım. Ağladığımı görmesini istemiyorum.
Dediğimi sanki duymamış gibi parmaklarını iyice sıktı. Parmak boğumlarının beyazlaştığını gördüm. Canım cidden acımaya başladı. Ağzımdan birden "Ahhhh" diye acı bir çığlık çıktı.

O anda Can'ın parmakları bileğimden ayrıldı. Ve bu sefer onun ağzından bir inilti yükseldi.

Acıyan bileğimin Can'ın parmaklarından kurtulması ile ovuşturmaya başladım. Gözümden hâlâ istemsizce yaşlar akıyordu. Ne olduğunu anlamak için arkamı döndüm. Karşılaştığım manzara ile şaşkınlığımı koruyamamıştım. Can burnunu tutmuş bir vaziyette karşısında duran Özgür'e bakıyordu. Bir dakika Özgür?

"Kız konuşmak istemiyor. Anlamıyor musun lan." Diye Can'a çıkıştı Özgür.

"Sana ne oluyor lan? Onunla benim aramda bu." diyerek karşılık verdi Can. Burnundan gelen kanı eliyle iteleyerek. Bu dediği Özgür'ü anlam veremediğim bir şekilde kızdırmıştı galiba. Elini yumruk yapıp Can'ın suratına bir kez daha indirdi.

"İşte bu oluyor. Şimdi s*ktir git burdan" dedi.

Bana döndü ve "Gel buraya." deyip acıyan bileğimden tuttuğu gib ilerlemeye başladı. Yine bir acı inilti çıktı boğazımdan.
"Ahhh" Özgür duraksadı. Canımın acıdığını anlamış olacak ki bakışlarını bileğime çevirdi. Elini gevşetip diğer kolumdan tutarak beni peşinden sürükledi. Daha yeni ne olmuştu öyle?
Arkamı dönüp Can'a baktım. Burnundan akan kanı eliyle silmeye devam ediyordu. İkinci darbenin etkisiyle kanın şiddeti haliyle artmıştı.

HAZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin