Bölüm 22~

10.6K 972 110
                                    

Neyse buyrun bakalım :P 2 parta biter max elimdeki yalnız sonra yazardan bölüm bekleyeceğiz ah ah. Keyifli okumalar~supernaturel~~

BÖLÜM 22

Jongin’in yüzünde üzgün ve muhtaç olduğunu gösteren bir ifade vardı. ‘Üzgünüm, rahatsız etmemeliydim…’

Soo çocuğu kolundan tuttuğu gibi içeri çekmişti.

‘Sırılsıklamsın!’

Elleri hala çocuğun kolundayken kapıyı hızla kapadı.

‘Baba?’

Minsoo gözleri kapalı, abisinin omzunda ağır ağır nefes almaya çalışıyordu.

Babası hızla mutfaktan gelip tek kelime etmeden Minsoo’yu abisinden almıştı.

‘Ateşi bir türlü düşmedi. Aslında iyileşmişti.. Ben üzgünüm.. ben…’

‘İçeri gel Jongin.’

Çocuğun ayakkabılarını çıkarmasını bekledikten sonra onu oturma odasına sürükleyerek oturttu. Yüzündeki koca yarayı görünce göğsüne bir yumru oturduysa da bu konu hakkında tek kelime etmemişti.

‘Burada bekle.’

Babası yavaşça Minsoo’yu abisinin yanındaki koltuğa bırakıp ateşine baktı.

‘Ateş ölçer banyoda mıydı? Ben bakayım bir.’

Soo da bu sırada hızla odasına gidip birkaç havlu aldı. Döndüğünde Jongin’i kardeşinin başında endişeyle elini tutarken bulmuştu. Çocuğa havluyu verince kendi yerine önce kardeşini kurulamaya başladı Jongin.

‘Ben yaparım Jongin, sen kendinle ilgilen.’

‘Üzgünüm, gidecek başka bir yer gelmedi aklıma. Büyükanne de hastaydı ve…’

‘Sorun değil, ikinizde burada güvendesiniz.’ diyerek elini çocuğun omzuna koydu.

Jongin kafasını sallayıp yüzünü ve saçlarını kurulamaya başladı.

Babası ufaklığın önünde diz çöküp ateşini ölçtü. ‘Üstünüzü hemen değiştirmelisiniz. Soo, Jongin’e uyacak bir şeyler ver ve Minsoo içinde ayarla.’

‘Tamam odama gidelim o zaman, Minsoo’da orada yatabilir.’

Babası çocuğu kucaklayacakken Jongin buna engel olmuştu. ‘Ben yaparım, teşekkürler.’

Adam kafasını sallayıp Jongin’in omzuna koydu elini. ‘Ateşi var, gidip ilaç alayım ben.’

Soo, çocuğun hala ağır nefes alan kardeşini sırtlamasına yardım etti. Endişeyle çocuğun saçlarını okşamıştı, Minsoo için endişeleniyordu.

Odaya girince Jongin çocuğu yatırırken o da onlara uygun bir şeyler arıyordu.

‘Sanırım bu olur.’ Soo kıyafetleri verince, Jongin hızla ufaklığın üstünü değiştirmeye başladı.

‘Kyungsoo?’ babası merdivenlerin oradan seslenmişti.

‘Bunlar da senin için.’ diyerek yatağın üstüne koydu kıyafetleri. ‘Ben ilaçları alıp geleceğim, evinizde hissedin.’

Tam çıkacakken çocuk onu bileğinden tutup durdurmuştu. ‘Teşekkürler.’

Soo gülümsedi. ‘Bana teşekkür etmene gerek yok.’

Babasını mutfakta sıcak bir şeyler hazırlarken bulmuştu.

 ‘Soo bebeğim bunlar ilaçlar, hem ilk yardım çantasını da al yanına.’

‘Sağol baba.’

Babası göz kırpıp ‘Acele et hadi.’ dedi.

İlaçları ve ilk yardım çantasını da alarak hızla merdivenleri çıktı. Önce uyuyan ikizleri kontrol edip tekrar odasına ilerledi.

Tam Jongin de üstünü değişmişken kapıdan içeri giren çocuğa bakıp hafifçe gülümsedi.

‘İlaçlar, yarım ver.’

Jongin kafasını sallyıp, Soo’nun ona uzattığı su ile beraber ilacı içirdi çocuğa. Çocuk ilacı yuttuktan sonra dikkatle çocuğu geri yerine yatırdı.

‘Biraz uyusun ve bizde senin yaranı halledelim.’

Soo çocuğa sandalyeye oturttu. Jongin kafasını eğip bakışlarını yere sabitlemişti. Soo çocuğu çenesinden tutarak ona bakmasını sağladı.

‘Bakmama izin ver.’

Kaşlarını çatarak yaraya baktı. ‘Bu çok derin bir kesik Jongin.’

İkisi de bir süre tek kelime etmeden durdular.

‘Teşekkürler. Sormadığın ya da sinirlenmediğin için.’

Sadece hımladı Soo, çantandan plaster çıkarırken.

‘Burada olmana seviniyorum Jongin… ben…’ bir süre sustu. ‘Sadece senin sığınak olmak istiyorum.’

Jongin direk gözlerinin içine bakarken Soo kalbinin göğsünden fırlamaması için çırpınıyordu. Seslice yutkundu. Bakışlarını uzaklaştırmak istese de çocuğun gözlerinde kaybolmuştu bile…

‘Öylesin zaten.’

Ona uzanıp kollarını sıkıca sararak sarılmak, tüm yaralarını öpüp iyileştirmek istemişti. Çocuğun bakışları hala üstündeyken ona yaklaşmaya başladı.

‘Soo bebeğim?!’ tam o anda anesi bir anda içeri girince Jongin olduğu yerden fırlayıp ayağa kalkmıştı.(Offf Bayan DO ama ya jashdajkh)

‘Oh Jongin tatlım sen iyi misin?’ Annesi yaralara aldırmadan çocuğun yüzünü okşamıştı.

‘Evet, iyiyim.’ Dese de annesinin endişesi azalmışa benzemiyordu.

‘Emin misin?’^

Çocuk kafasını salladı.

 Kadın gidip Minsoo’nun ateşine baktı.

‘Size yiyecek bir şeyler getireceğim, aç olmalısınız.’

‘Teşekkürler’ diyerek eğildi çocuk.

‘Buna gerek yok.’

Tekrar oğluna dönüp gülümsedi. ‘Ailemizin yeni üyelerine iyi bak.’ diyip göz kırptı.

Kadın odadan çıkınca Jongin geri sandalyeye oturdu. Soo ise boğazını temizleyip plasteri yaraya yapıştırmaya çalışıyordu. Tabii az önce çocuğa ne kadar da yakın olduğu düşüncesiyle elleri titrerken bunun pek mümkün olduğu söylenemezdi.

 ‘Bize gerçekten oğullarıymışız gibi davranıyor.’

Kyungsoo kıkırdadı. ‘Bu onun sizi aileye kabul ettiğinin bir göstergesi, artık sizde ailemizin bir parçasısınız.’

Jongin kafasını eğdiğinde Soo çocuğun utangaç gülümsemesini görebiliyordu.

Drawn to You [Kaisoo Çeviri] ✔Where stories live. Discover now