22.bölüm

2.8K 165 5
                                    

Luhan Sehun'un sıkı kolları arasında kıpırdandı ve yutkundu. Saat baya ilerlemişti ve Luhan anlatmayı daha yeni bitirmişti. Üzerinden ağır bir yük kalkmış gibi rahat hissediyordu. Sehun burnunu kucağında ki sevgilisinin -onu seviyordu, bundan emindi- yumuşak saçlarına sürttü. 

"Üzgünüm Sehun-ah, daha önce anlatmalıydım." Luhan pembeleşmiş burnunu çekti ve Sehun'a biraz daha sokuldu. Sehun aniden kendini geri çekip minik bedeni yatağa bırakmıştı. Sehun üzerine çıkıp kendini yerleştirdiğinde Luhan gözlerini bir kaç kez kırpıştırdı. Sehun onun ilgi bekleyen bakışlarını fark edince gülümsedi ve elini altındaki çocuğun sağ yanağında gezdirdi. 

"Daha önce anlatmalıydın. Benden saklaman sadece işimizi uzattı." Luhan alamamış bir ifadeyle Sehun'un yüzüne bakmaya devam etti. Sehun onun bu şaşkın haline aldırmadan aralarındaki mesafeyi kapattı ve uzun bir süredir yokluğunu çekiyormuş gibi Luhan'ın alt dudağını emdi. Luhan ince parmaklarıyla Sehun'un yüzünü yakaladı ve dudaklarını ayırdı. 

"Benden nefret etmiyir musun? " Sehun kıkırdayrak baş parmağını kırmızı dudaklarda gezdirdi.

"Bebeğimin annesini sevmemem saçma olurdu." Luhan sinirli görünmeye çalışarak kaşlarını çattı ama neşeli ve kocaman olan gülümsemesini bastıramıyordu. Sehun aralarındaki mesafeyi kapatmadan önce Luhan eliyle onun ağzını kapamıştı. Sehun ne yaptığını sormaya çalışmıştı ama sesi Luhan'ın eli yüzünden sadece bir homurtu olarak çıkmıştı. 

"Bir bebek istediğini bilmiyordum." Luhan sevimli bir şekilde sırıtırken elini geri çekmişti. Sehun elini iki bedenin arasında kaydırıp büyüğün pantolonunda durduğunda Luhan alt dudağını dişlemişti.

"Evet bebek istiyorum. Bence hemen bir tane yapmalıyız." Sehun aceleyle pantolonun fermuarını açmıştı ve elini çizgili boxerdan içeri sokmuştu. Luha bu ani dokunuşla inlemişti. Daha önce sadece bir kez, evet sadece bir kez, Sehun'la kendisini yaramaz şeyler yaparken hayal etmişti. Ama şimdi düşündüğü yaramaz şeyler gerçek oluyordu. Sehun boxerı indirip vücudunu aşağıya doğru kaydırdığında Luhan kalbinin boğazında attığını hissetmişti. 

"Sehun-ah!" Luhan aniden sesini yükseltince Sehun başını Luhan'ın bacak arasından kaldırmıştı. Başını yana eğdi ve tek kaşını kaldırdı. 

"Sorun ne hayatım?" 'Ağağağa bana hayatım dedi!' Luhan iç sesinin attığı çığlığa aldırmaya çalıştı. Kızaran yüzünü saklamak için bakışlarını kaçırdı. 

"Annen... baban ve... yani demek istediğim... herkes... Sen anla işte. " Luhan yüzünü eliyle kapattığında Sehun ofladı ve tek eliyle Luhan'ın bileklerini yakalayıp yüzünden uzaklaştırdı. 

"Bebeğim şuan beynimle düşünemiyorum. Biraz daha açıklayıcı olursan sevinirim." Luhan sızlanarak bileklerini güçlü ellerden kurtardı. Derin bir nefes aldı. 

"Evdekidiğerinsanlarınbeniinlerkenduymasınıistemiyorum." Luhan tek nefeste konuşmuştu ve tekrar yüzünü elleriyle kapamıştı. Sehun onun utangaçlığına gülümseyip 'herneyse' gibi bir şey mırıldandıktan sonra sol elindeki yarı sertleşmiş üyenin üzerinde ıslak dilini gezdirdi. Luhan boğazından yükselen inlemeyi tutamadı ve yan tarafındaki yastığı yüzüne bastırdı. 

"Çok inletmeden yapsan iyi edersin." Luhan inlemelerinin arasında nefes nefese konustuğunda Sehun üyeyi ağzında çıkardı ve gülümsedi. 

"Elimden geleni yaparım."

*****

(Kaisoo kaldığı yerden.)

Yemek nihayet bittiğinde Kungsoo Jongin'e yiyecekmiş gibi bakan kız kardeşini salona göndermişti. Mutfakta yalnız kaldıklarında Jongin hızlı bir hareketle Kungsoo'nun ince belini kavradı ve kısa olanı kendine döndürdü. Kyungsoo bu ani yakınlaşmayla tüm bedeninin yandığını hissetmişti. Çok klişe olduğunu biliyordu ama şuan baktığı tek yer Jongin'in esmer tenine uyum sağlayan dolgun ve kuru dudaklarıydı.

"Yalnız kaldığımıza göre ban şu 'Baekhyun olayı'ndan bahsedebilirsin." Kyungsoo yutkundu ve bakışlarını hareket eden çekici dudaklardan kaçırdı. Jongin'i göğsünden ittirmeye çalıştı ama güçlü kollar onun bir santim bile kıpırdamasına izin vermemişti.

"B-Biliyorsun Baek gay değil. Yani e-eğer gay ol-saydı bir kızla nişanlı olmazdı." Jingin göz devirdi ve Kungsoo'nun alnın küçük bir şaplak attı. 

"Beni oyalama pörtlek göz. Bak senin işini kolaylaştırayım, sana dokundu mu?" Kyungsoo tereddütle Jongin'i süzdü. Derin bir nefes aldı ve başını yavaşça salladı. Jongin tüm bedenini bir öfke dalgasının ele geçirdiğini hissetmişti. Kyungsoo'nun belini tutan ellerini sıkılaştırdı. Tırnakları kısa çocuğun etine batınca yüzünü acıyla buruşturdu. 

"Sana ne kadar dokundu? Basit bir öpücük gibi miydi?"

"On üçüncü sayfadaki pozisyonu tek başıma deneyemem ya!" Jongin'in gözleri irileştidinde Kyungsoo kırdığı potu fark etmişti. Aceleyle elleriyle ağzını kapadı ama olan olmuştu. Jongin şaşkınca gözlerini kırparak iki adım geriye gitti. 

"Yalan söylüyorsun." Kyungsoo ellerini ağzından çekti ve yalvarır gibi birleştirdi.

"Gay olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ettiğini söylemişti. Bende ona yardım ettim, arkadaş olarak." Jongin gözlerini kıstı ve işaret parmağını tehditkar bir şekilde ileri uzattı. 

"Arkadaşlar birbirine borç para falan verir veya yemek ısmarlar. Onlarla seks yapmazlar." Jongin hırlayarak konuştuğunda Kyungsoo kedi yavrusu gibi ona sokulup büyük gözlerini masumca açmıştı.

"Özür dilerim. Sadece ona yardım etmek istemiştim."

"Böyle şeyler yardım-"

"OPPAAAAA~" Kyungsoo'nun kız kardeşi yüzünden Jongin lafını tamamlayamamıştı. İkiside hızla mutfaktan çıktılar ve salonun ortasında elinde kırmızı kitapla dikilen kıza endişeli bir bakış attılar. Kyungsoo Jongin'e kitabı ortalıkta bıraktığı için iyi bir küfür savurmuştu. Kiz kardeşine doğru bir adım arttığında kız geriye doğru bir adım attı. 

"Oppa bu... Bu kitap..." Jongin kızla Kyungsoo'nun arasına girmişti. Hızlı bir hareketle kızın elindeki kitabı alıp arkasına saklanmıştı. Kyungsoo Jongin'e bir bakış attı. 'Seni aptal! Kitabı arkaba saklaman onu gördüğü gerçeğini değiştirmeyecek.'

"Şimdi babamı arıyorum ve evinde böyle bir kitap bulduğumu söyleyeceğim." Kız telefonunu çıkarttığın da Kyungsoo sonunun geldiğini anlamıştı. Ailesi, özelliklede babası, oldukça sıkıydı. Eğer oğullarının evinde seks pozisyonlarıyla ilgili bir kitap olduğunu öğrenirlerse üniversitede olmasına rağmen Kyungsoo'yu eve kapatırlardı.

"Yapma!" Jongin aniden ciyakladığında tüm bakışlar ona dönmüştü. 

"Neden yapmayayım?" Kız kollarını göğsünde birleştirdi ve meydan okuyan bir ifade takındı. Jongin Kyungsoo'ya kısa bir bakış attıktan sonra kıza döndü. 

"Cuma günü bizimle takılmak istiyorsan kimseye bundan bahsetme." Kyungsoo hayatında duyduğu en berbat fikir karşısında elini alnına vururken kız zafer kazanmış bir şekilde gülümsedi ve telefonu cebine geri koydu. Jongin rahatlamayla iç çekerken Kyungsoo ona döndü ve sadece ikisinin duyabileceği kadar sessizce fısıldadı. 

"Kız kardeşimi bizim seksimizi izlemeye mi davet ettin? Hayatımda tanıdığım yakışıklı ama bir o kadarda aptal olan tek yaratık sensin. " 

"İltifat için teşekkürler." Jongin bilmiş bir şekilde omuz silkti ve kitabı yok etmek için arkasını dönüp odalardan birine girdi. Kyungsoo derin bir nefes aldı ve tedirgince kız kardeşi in karşısına oturdu. Düşündüğü tek şey nasıl böyle bir aptala aşık olduğuydu.

Lovin' You ForeverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin