Sapık Üvey Kardeşim || Justin Bieber

1.09/Parti

Gözlerin de şeytani bir parıltı belirdiğinde gözlerini kısıp bakışlarını bakışlarıma sabitledi.

"Bunu neden soruyorsun?" o da benim yaptığım gibi kollarını göğsünün üzerinde birleştirdi. Böylece odada ki sorgu sırası artık ona geçmişti.
Hızlı düşün Dylan.
"Arkadaşımın üzülmesini istemiyorum,"

"Onun üzüldüğünü sanmıyorum," tişörtünü yukarı doğru hafifçe sıyırıp karın kaslarını açıkta bıraktı "fazlasıyla mutlu olduğuna eminim."

Bakışlarım karnından başlayarak yukarı doğru çıktığında suratına kendinden memnun bir gülümseme yayıldı ardından boğazını temizledi.

"Onu kim suçlayabilir?"

Gözlerimi devirip başımı hafifçe salladım.

"Gösterdiğin şeylere öncelik verdiğini sanmıyorum," homurdanıp cam kapıya doğru ilerledim.

"Çünkü benim bunlardan daha fazlası olduğumu biliyor" yanımdan geçip omzuma çarptığında sertçe yutkundum. Bahçeye çıktığında birkaç adım atıp olduğum tarafa döndü.

"Şunu bilmelisin ki ufaklık, onun benden istediği şeyi senin de isteyeceğin günü bekliyorum."

Alt dudağımı dişlerimin arasına aldığım da biten konuşmayı yeniden başlatmaya çalışmadım, O da buna engel olmadı.
...

Arabamı Justin'nin arabasının yanına park ettikten sonra ikimizde araçlarımızdan inip büyük eve doğru ilerledik. Müzik sesi dışarıya taşan kalabalığı takip edip buraya kadar yayılmıştı. Kapıya yakın duran kız grubu ellerinde tuttukları jöle biraları kafalarına dikerken bahçenin diğer köşesindeki birkaç erkek şişelerini tokuşturdu.

Evin kapısına geldiğimiz de karşımızda beliren koyu tenli çocuk neşeli bir şekilde bize yaklaştı ve Justin'le el sıkıştıktan sonra ikisi de benden uzaklaştı. Farklı bir davranış beklediğim söylenemezdi. Belki bir Merhaba?
Onların uzaklaştığından emin olduğumda gözlerim renkli spot ışıklarının altında tek bir kişiyi aradı.
Chad.
Geniş salon da biraz ilerledim.
Gözlerim tanıdık bir yüz gördüğün de elimi hava da salladım ve ona doğru adımladım.

"Seni buldum!" elimi Chad 'in omzuna yerleştirdiğimde yüzünde her zamanki gülümsemesi belirdi.

"Beni ekeceğini düşünüyordum"

"Değerlendirmeyi geçtiğini söylememiş miydim?"

Müziğin sesini bastırmak için bir süre bağırarak konuşmaya devam ettikten sonra bana doğru biraz eğilip elini uzattı.
"Biraz dans etmeye ne dersiniz genç bayan?"

"Memnuniyetle bayım," kıkırdayıp elini kavradım ve beni çekiştirmesine izin verdim.

Renkli ışıklar rastgele renk verip insanları aydınlatırken salonun köşesine doğru çekildik ve arada sırada bizi aydınlatan spotların altında dans etmeye başladık. Renkli ışıklar bizi her aydınlattığında Chad 'in hareketleri biraz daha yavaşlıyor gibi hissediyorum. Omzuna yerleştirdiğim elimi yakalayıp beni kendi etrafımda döndürdüğünde kahkaha atıp başımı arkaya yasladım.

Birkaç haftadır düşünmeden geçirdiğim nadir bir andı.

Beni daha yakınına çektikten sonra dudaklarını kulağıma yaklaştırdı, "İyi misin?"

Onayladığımı göstermek için başımı salladığımda ses tonu yumuşadı.

"Öyle görünmüyor," beni kendinden biraz uzaklaştırıp bakışlarını gözlerime dikti.