"Saçmalıyorsun Doug. Denize de bikini ile giriyorum." dedim.Ama nedense bu onu daha çok sinirlendirdi.

"Harika bir savunma bu." Bu kez bu cümle benim sinirlerimi bozdu.

"Bu bir savunma değil! Bu benim işim. Bu fırsatı ne kadar zamandır bekliyordum haberin varmı?" Olanca hızımla ona bağırırken buldum kendimi. Bana baktı ve hafifçe başını salladı.

"Seçim yapmanı isteyemem değil mi?" Ona baktım. Şans, talih, kısmet ya da kader ne derseniz deyin. O benim hayallerimi süsleyen tek erkek. Ama en son istediğim şey uğruna her şeyi feda ettiğim hayallerimle onun arasında bir seçim yapmak. Bir adım daha atıp ona yaklaştım. Tekrar elini tuttum ve bu kez elini sol göğsümün üzerine çılgınca atan kalbime koydum.

"Tamamen sana ait olmam yetmez mi?" dedim yavaşça. Çatık kaşları hüznünü belli edercesine şekil değiştirdi.

"Seni yutacak bir dünya orası." dedi eliyle televizyonu göstererek. Ona daha çok yaklaştım ve başımı kaldırıp gözlerine baktım.

"Sen yanımda olduğun sürece değil." diye fısıldadım. İki eliyle yüzümü kavradı.

"Vicky harcanırız. Direnemeyiz."dedi aynı fısıltılı sesle. Bu kez gülümsedim.

"Asla senden başkası olmayacak." dedim kalbimden gelen cümlelerle.

"Küçüğüm bana neler hissettirdiğinden haberin yok."dedi baştan çıkaran bir sesle. Hayatımda ilk kez bir erkeğe karşı teslimiyet sergiledim. Gözlerimi gözlerine diktim ve dudaklarımı dudaklarına yaklaştırarak fısıldadım.

"Göster bana o zaman." Derin bir nefes aldı ve burnunu burnuma sürttü. Gözlerimi gözlerimden ayırmadan konuştu.

"Ancak karım olmayı kabul edersen." dedi. Şaşkınlıkla dona kaldım. Yüce Tanrım bu bir evlenme teklifimiydi? Hem de rüyalarımın erkeği tarafından. Kariyerim için ilk kez ciddi bir adım atmıştım ve evlilik özellikle de Doug gibi bir adamla olan evlilik kesinlikle bunu engellerdi. Ama onunla evli olmak sonsuza dek ona ait olmak o kadar çekici geliyordu ki hayır demem gerektiğini bilmeme rağmen ağzımdan çıkan sözlere engel olamadım.

"Bana destek olacak mısın?" Gözlerini gözlerimden ayırmadan eğildi.

"Bana evet de tatlım. Evet de ve sonsuza dek kölen olayım."
  Yüce Tanrım buna nasıl karşı koyabilirim ki. O hayatımda gördüğüm en çekici, en düşünceli adam ve ben ona sırılsıklam aşığım.

"Evet." dedim fısıltıyla dudaklarına doğru.

"Vick." dedi soluk soluğa ama bir şey söyleyemeden arsız dudakları dudaklarımı esir aldığında bu öpüşmenin diğerlerinden daha çok şey vaat edici olduğunu anladım. Sanki yeni bir keşif hissi gibiydi. Bilmediğim bir dünyanın kapılarını açmak gibi. Aynı var olmayan ülkeye giden Vendy gibi...

  Öpüşmenin derinleşmesi ile ellerimi kazağının yakasına yapıştırdım ve onu daha çok kendime çekmeye çalıştım. Homurdanmayla karışık bir ses çıkardı ve beni kendinden hızla uzaklaştırdı.

"Bu anın..." dedi nefes nefese.
"Senin için özel olmasını istiyorum." Gözlerimi arzudan daha da kararmış olan gözlerine diktim.

"Bense yalnızca seni istiyorum." dedim arzudan çatallaşmış sesimle. Lanet olsun dedi ve beni tek hamlede kucakladı.

"Bana odanı göster sevgilim."

Günümüz...

"Bu oldukça tehlikeli dostum." Benim için endişelenen arkadaşıma bakmak için dönmedim bile.

"Benimle gelmek zorunda değilsin. Burada kal." dedim. Tam adım atacakken beni kolumdan tuttu.

"Ölmek için uğraşıyorsun dostum." dedi. Tek hamlede kolumu kurtardım.

"Artık kaybedecek hiçbir şeyim yok."

"Vicky var dostum."
Acıyla gözlerimi yumdum. 2 ay tam 2 aydır ondan haber alamıyordum. Beni hastanede bıraktığı günden 2 gün sonra her kanalda ve her gazetede kariyerine son verdiğine dair haberler vardı. Ama ondan hiçbir iz yoktu.

  Tanrı aşkına Victoria Scret'in defilesini bile bastım. Kimse nerede olduğunu bilmiyordu. Boşanmamız bile avukatı vasıtası ile oldu. Mahkemeye gelmemişti bile. Artık evli bile değildik. Hiç bir şeyin önemi yoktu. Bir küfür savurdum. Kurşunu namlunun ağzına verdim ve saklandığım yerden fırlarken elimdeki silahın mermilerini karşıdaki adamların üzerine boca etmeye başladım.

  Omzuma isabet eden kurşunun acısını hissetsem de durmadım. Arkadaşım beni korumak için pusuya yattığı yerden ateş etmeye başladığında gerçektende ölüme gitmek istediğimi biliyordum.

BENİ YİNE SEVER MİSİN ?Where stories live. Discover now