1.bölüm

19.3K 923 315
                                    

Medya: Maria ;)

Vote ve yorumlarınızı eksik etmemeniz dileğiyle iyi okumalar...

Dört kişilik masada tek başıma oturmuş kahvaltılık gevreğimi yerken üzerimde anormal derecede halsizlik vardı. Başımı yasladığım elim de pek işe yaramıyordu, zira başım ben farkında olmadan masayı buluyordu bile. Kahvaltımı yaptıktan sonra boş gevrek kutusunu diğer boş gevrek kutularının tıka basa doldurduğu çöp kovasına attım.

Şu çöpü dök artık!

  Boş verip evden dışarı attım kendimi, yolumun üstü de olsa çöple uğraşmak istememiştim. Kulaklığı mı takmış müzik dinlerken yine düşüncelere dalmıştım

Normal, yani sıradan bir kızdım. Üniversite üçüncü sınıf öğrencisiydim. Nadiren arkadaşlarımla sinemaya gidiyordum. Onun dışında evden okula, okuldan eve olan sıkıcı bir hayatım vardı. Üç sene önceki kötü olaydan sonra can ciğer olduğum arkadaşlarımdan da uzaklaşmıştım. Her gün gülen, partiden partiye giden, resmen eve adımını atmayan kız, o olaydan sonra içine kapanık, evinden neredeyse hiç çıkmayan, asosyalin teki olmuştu.

Bunları düşünürken okula kadar gelmiştim. Zaten artık her okula gelene kadar bunları düşünüyordum. Okul bahçesinden hızla ilerleyip okul binasına girme düşüncelerim Natalia'nın bana seslenmesiyle son buldu.

"Hey Maria. Burdayız!" Öyle bir bağırmıştı ki neredeyse herkes oraya dönmüştü. Bu hareketine göz devirip yanlarına doğru ilerlemeye başladım. Üç sene önce olsa belki onlara gülümseyerek selam verebilirdim, fakat bu artık mümkün değildi. Çünkü o zaman yanımda olmamalarıyla aslında nasıl arkadaşlar olduklarını ortaya sermişlerdi.

Bahçede biraz sohbet ettikten sonra -daha doğrusu onlar sohbet ettikten sonra- derslerimize dağıldık. Onların hepsi aynı sınıftaydılar, fakat ben başka bir sınıftaydım.

☯☯☯☯☯☯☯☯

Hoca bizi saldığında nihayet bir ders günü daha bitmişti. Eşyalarımı topladım ve direkt okuldan çıktım. Bugün mezarlığı ziyaret etmek istiyordum. Belki mezar ziyaretinin vakti olmazdı ama haftasonları gitmeyi adet edinmiştim kendimce. Günlerden perşembe olmasına rağmen içimde huzursuz olan bir şey vardı. İçimdeki huzursuzluk tuhaf bir şekilde aklıma mezarlığı getiriyordu, bir şey olmuştu sanki ya da bir şey olacaktı. Altıncı his dedikleri bu olsa gerekti.

Önce eve gittim, eşyalarımı bırakıp üzerimi değiştirdiğim gibi evden çıktım. Bir taksiye bindim ve mezarlığa gitmek istediğimi söyledim.

Mezarlığa vardığımda her zamanki gibi içime bir sıkıntı bastı. Onların böyle kasvetli bir yerde soğuk toprakta yattıkları düşüncesiyle yine gözlerim doldu. Buraya ne zaman gelsem gözlerim şiş çıkardım. Mezarlıkta yavaşça ilerleyerek sonunda aradığım yazıyı buldum. 'Mariana Cons ve Micheal Cons' . Annem ve babam. Hemen mezarlarının yanına çöktüm. İsteklerinin üzerine mezarları yan yanaydı. Ölüyken bile yan yana durmak istemişlerdi. Onların aşklarına her zaman özenmiştim. Annemin bir yerine bir şey olsa ondan çok babamın canı yanardı. Aynı şekilde babam işten yorgun gelse annem babamın rahatı için elinden geleni yapardı. Böyle sevgi dolu bir evde yaşamıştım her zaman. Ama şimdi onlar yokken o evde yaşamak ızdırap veriyor. Hep beraberken kahkahaların eksik olmadığı o evde sessiz sedasız oturmak can yakıyor artık. İnsanı hayata bağlayan bir şeyin olmaması ölmek ihtiyacı doğuruyor bir yerden sonra. Ama söz vermiştim onlara, ne olursa olsun hayattan vazgeçmeyeceğime dair söz vermiştim.

Mezarın başında yaklaşık bir saat kadar ağlamıştım bunları düşünürken. Artık arkadaşlarıma güvenmeyişimin sebebi de onların ölümünden sonra bir kez bile aramayışlarıydı. Hep beraber tatile gittiklerini ve ailemin ölümünden haberleri olduklarını da biliyordum. Fakat tatili yarıda kesmek yerine, bir kez bile aramak yerine eğlencelerine kaldıkları yerden devam etmişlerdi. Ben de artık onlar yokmuş gibi davranıyordum.

Elementliler ve Büyü Akademisi [ASKIYA ALINDI] Where stories live. Discover now