"Aynen öyle."

Sırtımın koltuğa iyiden iyiye yapıştığını hissettiğim an, sağ elimin işaret parmağıyla onu omzundan ittirdim.

"Benden uzaklaşmanı istiyorum Boğaç."

"Neden?" dedi gözlerinin açık grisi iyiden iyiye beyaz olduğu vakit. "Korkuyor musun?"

Buna cevap vermedim.

"Evet, korkuyorsun." dedi gözlerini kapatarak. "Hissediyorum."

Sırtımı koltuktan ayırdım, buraya gelmem hataydı. Elim kapı kolunu buldu. Kapıyı açtım ve sırtımı koltuktan çektim ki, Boğaç kapıma uzanıp geri kapattı.

"Tamam, sadece konuşacağız. Seni korkutmayacağım."

Gözlerinin rengi tekrar griye döndü. Kendini koltuğuna yasladı. Nefes nefese kalmıştım. Neden korktuğumu da bilmiyordum. Evimin hemen önündeydik ve araba çalışır vaziyette değildi. Kendimi arabadan atabilir, evime girip kapıları kilitleyerek anneannemi bekleyebilirdim. Ondan korkmama gerek yoktu. 

"Hem, seni yeteri kadar korkutursam şoka girebilirsin. Ve sen şoktayken, seninle konuşamam."

"Tam olarak benden ne istiyorsun?" dedim sesime güç verip, bakışlarımı karşıdaki çöp tenekesine dikerek.

"Sence senden ne istiyorum Lamiya?"

Benim sorumu döndürüp de bana sorması oldukça can sıkıcıydı.

"Bilmiyorum ki sana soruyorum." dedim öfkeme yenik düşer bir halde.

"Omay'a sormadın mı?"

Gözleri, bu soruyu sorarken benden bir an olsun kaçınmadılar. Bunu hissediyordum.

"Sen nereden-"

''Bu zamana kadar onunla tanışmış olduğunu tahmin ediyorum.''

"Pekala..." diyerek arkama yaslandım. "Omay ile konuşmaya gittim, doğru tahmin ettin. Bana senden uzak durmamı söyledi. Ki, haksız da sayılmaz. Ne dersin?"

Sırtım arabanın rahatsız koltuğundayken, başımı ona çevirdim.

"Sayılmaz."

"Ne?" dedim şaşkınca.

"Haksız sayılmaz." diye kendi dediklerini teyit etti. "Ama benden uzak durmayacaksın, bunun o da farkında."

"Hah! Senden istersem uzak durabilirim, tamam mı?"

"Durmayacaksın."

O kadar kendinden emindi ki, sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

"Buna nasıl emin olabiliyorsun?"

"Sezgilerime güveniyorum."

Kaşlarımı havaya kaldırdım.

"Sezgilerin?"

Başını aşağı yukarı oynattı.

"Sezgilerim." dedi.

Aramıza tekrar derin bir sessizlik girdi. Kapüşonumun sağ kolunu biraz yukarı çekmek için kolumu havaya kaldırmıştım ki, torpidoya çarptım ve araba adeta döküldü. Büyük bir gürültüyle torpidonun kapısı kucağıma düştü. 

"Arabama ne yapmaya çalışıyorsun?" dedi sinirleri alınmış halinden oldukça uzak, alçak bir sesle. Ve üzerime düşen torpidoyu alıp yerine takmak adına kucağıma doğru eğildi. Kendimi koltuğa yapıştırdım ve torpidonun aniden üzerime düşmesinden oluşan heyecanımı yenmek adına derin derin nefes alıp vermeye başladım. Nihayetinde torpidoyu yerine oturttu.

LAMİYAWhere stories live. Discover now