~ 12. BÖLÜM ~

516 47 4
                                    

BÖLÜM ŞARKISI: Cigarettes After Sex - Keep On Loving You

Gözlerim Boğaç'tan uzaklaşıp arabanın kırık tamponunda gezinmeye başladığı an; bu arabayla onun ne halt ettiğini sorguladım. Kornaya kısaca basıp çekti, refleks olarak tekrar ona baktım.

"Gelsene." dedi.

Bir adım ona doğru attım fakat içimde bir yerlerde bunun yanlış olduğunu biliyordum. Ben her ne kadar Boğaç ile düşman olmak istemesem de bu artık imkansızdı. Ailemi öldürenlerin Korku Avcıları olduğunu öğrenmiştim. 

"Neden geleyim?"

Arabasıyla aramda iki ya da üç metre kadar olmalıydı.

"Konuşmamız lazım."

"Sen neden buraya gelmiyorsun?"

Onun arabasına binmek istemiyordum.

Sol kolunu arabanın camından dışarı çıkardı ve gökyüzünü gösterdi.

"Islanmak istemiyorum."

"Fakat hava yağmurlu-"

Cümlemi kesen şey, gök gürültüsüyle beraber sağanak halde yağmaya başlayan yağmurdu. Boğaç'a baktığımda, kaşlarını bana kaldırmış gülümsüyordu.

"Pekala..." diye mırıldandım. Arabasına bindiğim an beni kaçıracak değildi. Hoş, nereye kaçırabilirdi ki?

Arabaya doğru yürüdüm, yürürken aklımda olan bir başka şey ise Omay'ın beni uyarmak için kullandığı laflardı. Aslında onunla istediğim konuların tamamını konuşmuş sayılmazdım. Öz Koruyucular ve Korku Avcıları dünyasına dair merak ettiğim şeyler vardı. Bilmem gerekenden çok daha azını biliyormuş gibi hissediyordum. 

Şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturmak adına arabanın kapı kolunu tuttum. Ağır bir hareketle açtım ve bindim. Kapıyı kapattığımda, ortalığa büyük bir gürültü yayıldı. Islanan saçlarıma dokundum.

"Yağmur yağacağını nereden bildin?"

Çalışan araba motorunu durdurdu ve anahtarda olan sağ elini bacağının üzerine bıraktı. Bana doğru döndü.

"Hava durumuna baktım."

O kadar kayıtsızdı ki, karşısında kendinizi dünyanın en gereksiz insanı hissedebilirdiniz.

"Buna inanmamı bekleme." dedim kaşlarımı çatarak. 

"Tamam, sezgilerim güçlü diyelim."

Bundan sonra aramıza bir sessizlik girdi.

"Beni korkuttun." dedim sessizliği bozmak için. "Bir anda büyük bir fren sesiyle ortalığa çıkman, korkunçtu."

"İçime gelen güçten, ne kadar korktuğunu anladım."

Ona yandan baktığımda, gayet ciddiydi. Bu ciddiliğin altında yatan mutlu bir ifade yakaladım. Sanki rahatlamış gibi. Hani nefesini tutar, sonra bir anda nefes alırsın ya... O anda oluşan rahatlamadaki gibiydi yüz ifadesi. Kayıtsızlıktan çıkmıştı.

"Beni korkutunca içine bir güç mü geliyor?"

"Korkun beni besliyor.''

"Ne tür bir beslenme bu?"

Sağ kolunu, koltuğunun kolluğuna yaslayarak bana eğildi.

"Ölmekten son anda kurtulmak gibi bir beslenme."

Kaşlarımı kaldırıp, "Nefesin tükenirken, nefes almak gibi mi?" dedim. Bana birazcık daha yaklaştı, yüzündeki o kayıtsızlıktan ürperdim. Bu ürpertiyi engellemek, kendimi ona kullandırmamak istiyordum fakat bu mümkün değildi. Gözlerinin rengi beyaza çalmaya başladı.

LAMİYAМесто, где живут истории. Откройте их для себя