6. Gerçek olmayan korkular

602 6 6
                                    

Gerçek olmayan korkular bu korkuların hiç bir hükmü yoktur.

Daha çok kendine güven eksikliği olan insanlarda ortaya çıkar. Sizdede bu korkular varsa inanınki bunlar hiç bir zaman gerçekleşmeyecek.

Kendine güvenme terepileri yapmanızda fayda var.

Aslına bakarsanız biz öbür insanlardan daha iyimseriz.

Çünkü adımlarımızı temkinli atarız.

Birine bir şey söyleyeceksek veya bir şey yapacaksak iki kere düşünürüz,farkındaysanız daha az günah işleriz,

Bir kendinizi yoklayın kendinizin nasıl olduğunu düşünün göreceksiniz bana hak vereceksiniz.

Aslında bu hastalığın hep negatif tarafını düşünmeyelim.
Biraz düşünürseniz pozitif taraflarında göreceksiniz.

Bu hastalığı kabüllenmemiz önemli, biz gerek yaşadıklarımızdan dolayı gerek
Bize diğerlerinin yaşattıklarından dolayı kaygılıyız bizi bu duruma koyanlar utansın siz değil,

Bizler herkesten daha akıllıyız onun için kendi değerinizi görün,neler başardığınızı görün,

Mücadeleyi hiç bir zaman bırakmayın.

Bu dünya her şeyine rağmen yaşanmaya değer.

Aslında birine zarar verecek en son kişiler bizleriz. Bunlar yalancı korkular, sadece kaygı bozukluğu.

Obsesyon hastalığının temelinde yatan aşırı sorumluluk duygusu yüzünden takıntılar da artıyor! Takıntılarımızdan kurtulabiliriz.

NPSUAM Feneryolu Polikliniği'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Oğuz Tan Psikohayat'ın son sayısında anlattı... Obsesyon hastalığının temelinde yatan aşırı sorumluluk duygusu yüzünden sevdiklerine veya çevrelerindeki herhangi bir insana zarar verebileceğini düşünen obsesifler de sık görünen vakalardandır. Bazı insanlar iradelerini kaybedip çevrelerindeki kişilere veya kendilerine zarar vermekten korkarlar. "Bıçağı kapıp kocama saplar mıyım? Çocuğumu tutup camdan aşağı fırlatır mıyım? Şu önümde otobüs bekleyen kişiyi caddeye iter miyim? Direksiyonu kırıp arabayı kalabalığın üstüne sürer miyim? Kendimi camdan atar mıyım? Şu bir kutu ilacı bir çırpıda yutar mıyım?" Böyle sorularla ruh dünyaları allak bullaktır. Saldırganlık takıntıları, takıntı hastalığının en kötü türlerinden biridir. Çünkü bu insanlar kendilerini bir cani, alçak bir katil, bir sapık gibi algılarlar. Mesela; bir anne bebeğini düşürme korkusuna kapılıyor, onu kucağına alamamaya başlıyor, emzirirken "Fazla sıkıp kemiklerini kırarım" endişesiyle öz yavrusunu bağrına basamaz oluyor.
SEVDİKLERİNE ZARAR VERME KORKUSU

Yakınlarını bıçaklama korkusuyla her türlü sivri cisimden uzak duranlar, mutfağa kimseyi sokmayanlar, ailesinden ayrı yemek yiyenler vardır. Çocuğunu beş kat aşağıdaki zemine çakma endişesiyle, yılın en güzel gününde bile camı kapıyı sımsıkı kilitleyip oturanlara rastlarız. Freud bir hastasının sevdiklerine zarar verme korkusundan dolayı kendisini bir odaya kilitlediğini, kimseyle görüşmediğini anlatır.
TAKINTI AŞIRI SORUMLULUK HİSSİNDEN KAYNAKLANIR

Halbuki birine zarar verecek en son insan, bir obsesiftir. Zaten bu hastalığın altında yatan temel kişilik örüntüsü aşırı sorumluluk duygusudur. Ahlaki değerlere, kanunlara en bağlı insanlar obsesiflerdir. Hatta 'anti- sosyal' kimselerin (eski tabirle psikopatların; yani sorumluluk duygusu gelişmemiş, başkalarına zarar vermekten acı duymayan, pişman olmayan, cinayet bile işlese vicdanı derinden sızlamayan şahısların) beyinlerinde, takıntı hastalarının beyinlerindekinin tam tersi bulgulara rastlan Kendine zarar vermek de takıntıya dönüşebilir. Nitekim kendisine zarar vermekten endişe duyan takıntılıların çektiği acı, başkalarına zarar vermekten korkanların duyduğu acı kadar büyük değildir. Kendine zarar verme takıntılarına sahip en meşhur kişi, Winston Churchill'dir. Churchill zaman zaman şiddetli bir intihar etme isteği duyuyordu. Ancak bilindiği kadarıyla takıntıları hayatında şiddetli bir tahribat yaratmamıştı. Ancak sık sık yersiz endişelere kapılıyor, ciddi sıkıntı çekiyordu. Tren beklerken demiryoluna yakın duramıyordu. Doktoruna 'Bir saniye kendimi kaybedip raylara atlarsam her şey sona erer' demişti. İstasyonlarda bir sütunun arkasında durmayı (yani trenle arasında bir sütun bulunmasını) tercih ediyordu. Kendini suya atma korkusu yüzünden, gemiyle seyahat etmeyi hiç sevmiyordu. Hatta balkona açılan odalardan da hiç mi hiç hoşlanmıyordu.

Anksiyete bozuklukları başlığı altında şu hastalıklar toplanmaktadır:
Panik Bozukluğu
Özgül Fobi
Sosyal Fobi
Obsesif-kompulsif Bozukluk
Travma Sonrası Stres Bozukluğu
Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Panik Bozukluğu
Belirli bir uyaran olmadan, kendiliğinden gelişen panik ataklarla karakterizedir. Panik atak, yukarıda bahsedilen anksiyete belirtilerinin bir kısmı veya tamamının eşlik ettiği, genellikle 1 saatten kısa süren, şiddetli anksiyete ataklarıdır. Panik bozukluğu tanısı için panik atakların tekrarlayıcı biçimde yaşanması, kendiliğinden ortaya çıkması, tabloya tekrar panik atak geçirme endişesinin (beklenti anksiyetesi) eşlik etmesi gerekmektedir.

Panik bozukluğuna, özellikle hastalığın ileri evrelerinde olmak üzere, sıklıkla agorofobi eşlik eder.

Agorofobi; panik atak geldiğinde yardım sağlanamayacağı veya kaçmanın zor olacağı yerlerde ve durumlarda bulunmaktan korkma ve kaçınma olarak tanımlanabilir.

Bu yerler ve durumlar tek başına evin dışında olma, kalabalık bir ortamda bulunma ya da sırada bekleme, köprü üzerinde olma ve otobüs, tren ya da otomobile binme şeklinde, özellikle kişi panik atak geçirdiğinde hızla uzaklaşmasının zor olduğu yerlerdir.

Panik atak tek başına yaşam boyu görülme yaygınlığı çok sıktır. Panik nöbet tekrarlamadığı sürece, beklenti anksiyetesi yani panik nöbetleri tekrar geçirme korkusu eşlik etmiyorsa ve panik nöbetler kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa yani bir ortama bağlı gelişiyorsa panik bozukluğu tanısı konmaz. Diğer anksiyete bozukluklarında da, özellikle korkulan uyaranla karşılaşıldığında panik atak gözlenebilir, fakat panik bozukluğu tanısı için en azından ilk atağın kendiliğinden ortaya çıkması gerekmektedir. Panik bozukluğun genel toplumda yaygınlığı %1.5-3'dür. Agorofobi, panik bozukluğuna eşlik edebildiği gibi, tek başına da görülebilir ve genel toplumdaki yaygınlığı %1'dir.

Panik bozukluğu ilaç tedavisine oldukça iyi cevap verir.

Panik atak Where stories live. Discover now