*Ben Korkak Değilim*

11.1K 1K 44
                                    

Derin eve ulaştıktan sonra uzun bir süre uçaklardan uzak durmaya yemin etmişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin eve ulaştıktan sonra uzun bir süre uçaklardan uzak durmaya yemin etmişti. Havada olmaktan hoşlanmıyordu. Hava ona diğer elementlerden daha yakın olsa da kendisini metrelerce yukarıda hayal etmek bile içindeki korkuyu canlandırıyordu.

Sen yüksekten değil, düşmekten korkuyorsun.

Caner'in sözlerini anımsayıp ellerini kendine doladı. Acınası bir öz benlik sarılması yaşıyordu. Bu tipik yalnızlık belirtisiydi. İnsanın kendini sevmesi, kendiyle barışık olması güzel bir şeydi ama yalnızlık bir süreden sonra düşman bir askere dönüşüyordu. Her an hazır ve vurmak için tetikteydi. Met ve Koray olmasaydı tüm bunlarla nasıl baş edebilirdi hiçbir fikri yoktu. En yakın arkadaşları tarafından değiştiği için dışlanıyor, annesinin şefkat dolu sarılışı karşısında utanç duyuyor ve âşık olduğu adamın ihanetine uğradığı için acı çekiyordu. Ona kalan sadece Met ve Koray olmuştu. Büyük bir özveriyle hep yanında yer alıyorlardı. Kararlarına saygı duyuyor, zaman zaman onu yönlendiriyor ama sonuç ne olursa olsun asla Derin'i terk etmiyorlardı.

Araba kullanan Met'e bakıp gülümsedi. Onu fark eden koruyucu yandan bir bakış atarak "Ne var?" diye sordu.Dudaklarına yerleşmiş gülümseme Derin'e kendini güvende hissettiriyordu. Met, sert duran, az konuşan biriydi ama ne olursa olsun sevdiklerini korurdu. Onu ilk tanıdığında nasıl da nefret ettiğini anımsayıp kendine kızdı. Önyargı tehlikeliydi. Met o zamanlar yalnızca Derin'in şimdiki sorunuyla baş ediyordu: Yalnızlık.

Anne ve babasını kaybetmiş ve ailesinden geriye kalan tek kişiyi korumak için önemli kararlar almıştı. Bu kararlar sevdiği herkesi ki kız kardeşi dahil ondan uzaklaştırmıştı. Derin şimdi aynı şeyleri yaşadığını biliyor ve artık onu anlayabiliyordu.

"Hiç, sadece yanımda olduğunuz için ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum."

Met derin bir nefes alıp dikiz aynasından Koray'a baktı. Dudakları iki yana sarkmıştı. "Yani şans diyorsan cümleni 'yanımda olduğun için ne kadar şanslı olduğumu düşünüyordum,' şeklinde düzeltmen lazım çünkü Koray'ın şansına neden olan bir etken olma ihtimali bence hiç yok."

"Seni duyuyorum, aklı olmayan beyin."

Derin dudaklarından minik bir kahkahanın kaçmasına engel olamamıştı. Koray ve Met onun gülümsemesini her zamanki gibi keyifle izleyerek ona eşlik ettiler. 

"Aslında şanslı olan biziz," dedi Met birkaç dakika sonra. Derin onun hâlâ aynı konuyu düşünmesine şaşırmıştı. "Sen tanıdığım en iyi ikinci lidersin."

"Ruhan'ı geçebileceğimi sanmıyorum."

"Evet, o gerçekten harika bir liderdi ama onun da hataları oldu Derin."

Onun da hataları oldu!

Bir süre pencereden karanlık sokakları izleyen Derin, arabanın hızıyla değişen manzarayı yakalamaya çalışıyordu. Sonra onlar birer birer anılara dönüşmeye başladı. Çocukluğundan bazı ufak parçalar beliriyordu. Henüz çok küçük bir kızken babasının onunla oyunlar oynadığı anılar zihninde belirdi. Bölük pörçüktü.  Tam babasını görecekken değişen yüzler kafasını karıştırıyor ve kendini aşırı savunmasız hissediyordu. Beyniyle oynadıkları için hâlâ her iki babasına da kızgındı. Sebebi ne olursa olsun bunu yapmaya hakları yoktu. Üstelik şimdi yanında bile değillerdi.Derin parçalanmış anılarıyla baş etmeye çalışıyordu. Saçını okşayan hangi babasıydı bilmiyordu, onu gökyüzüne fırlatıp tutan ve kahkahakar atmasını sağlayan kimdi? Ruhan mı yoksa Kudret mi? Bu neden onun için önemliydi hiçbir fikri yoktu ama bilmek istiyordu. Yükseklere uçarken güvende hissetmesini sağlayan kollar kime aitti?

UYUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin