10-

478 16 0
                                    

Odaya girdiğimde içimi bir korku kapladı. Tüm gece, aynı yatakta hiç sevmediğim ve hiçbir zaman sevemeyeceğim bir adamla olacaktım. Şuan canım çok acıyordu. Canım bile bana acıyordu..

Üstümü değiştirmek için banyoya gidip kapıyı kilitledim. Sabah ki kıyafetlerimi giydim. Taytım ve kazağım.. Banyodan çıktım. Yatağa doğru ilerledim. Yavaşça uzandım. Mümkün olduğunca yatağın bir ucuna kıvrıldım. Ama Baran'ın gözleri benim üstümdeydi. "Bak ben öleceğimi biliyorum. " diye cümleye giriş yaptı. "Hayır öyle söylem-" parmağıyla dudaklarıma dokundu. Susmamı sağladı. "Şimdi ben konuşmak istiyorum. Lütfen." diyip bana baktı. Bende onay verircesine kafamı salladım.

"Bak Alina, ben senin izini uzun zamandır sürüyorum. Ama son bir kaç ay yataktan çıkamadığım için izini kaybettim. Abimden yardım istedim. O da seni bana buldu. Ona minnettarım. Sen zaten hikayenin bu kısmını biliyorsun. Sana aşık olduğumu, her şeyi biliyorsun. Belki bir gün beni seversin. Şansını deneyemez misin?" Gözlerim dolmuştu. Ama her yer karanlık olduğu için bunu fark etmiyordu. "Bir şey demek zorunda değilsin. Ergenliğimi yaşayabileceğim, ilk kavgamı edebileceğim, bir kızı öpebileceğim, onu mutlu edebileceğim bazen de kalp kırabileceğim en iyi dönemde böyle lanet bir hastalığa yakalandım. Bunların hiçbirini yapamadım. Ama şuan yapmak istediğim birisi var. O da sen. Şuan soracağım şey de pek iyi olmasam da..

"Ömrümün şu son senelerini benim karım olarak geçirir misin Alina? Benimle evlenir misin?"

Aklım durmaya başlamıştı. Ben bana "sevgilim olur musun?" diye soracak sanarken. Çocuk bana evlenme teklifi etmişti. O ne kadar bu saydığı şeyleri yaşayamamış olsa da benim hayatımı mafetmek istiyordu. Onunla beraber. Ne yapacaktım ben? Sevmediğim bir adamla mı evlenecektim. Peki ya annem, abim arkadaşlarım, okulum. Daha 16 yaşındayım ben 16. Daha bir çok kez kalbim kırılacak. Acısıyla, tatlısıyla bir şeyler yaşayacağım. Ama ama "evlenmek"..

İşte bu çok ağır olmuştu. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Nasıl tepki vereceğimi. İnsanları kırmamak için uğraşıyordum. Ama en çok kırılan ben oluyordum. Baran gibi temiz kalpli bir çocuğu üzemedim. Aksi taktir de Bora hayatımı karartırdı. Adım gibi eminim..

Tüm bu düşüncelerden arınıp Baran'a baktım. Benden bir cevap bekliyordu. Ama verecek bir cevabım yoktu. "İstersen düşünebilirsin Alina." dedi yumuşak bir sesle. "T-tamam." diyebildim sadece. Ama sesim o kadar güçsüz çıkmıştı ki ben bile zor duyabilmiştim kendi sesimi. Arkamı döndüğüm an üzerimde bir kol hissettim. Baran bana sarılıyordu. Kalbimin acısını unutmaya çalışarak uyumaya çalıştım..

Sabah uyandığımda Baran hala bana sarılı bir vaziyetteydi. Ama ben yattığım pozisyondaydım. Ona sarılmamıştım. Oldukça uzaktım. Yavaşça kolunu üzerimden çektim. Banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Yavaş adımlarla odadan çıktım. Kapının önünde uyuyan Bora'ya baktım. Bütün gece burada mı uyumuştu? Ama ne için? Yavaşça onu uyandırmaya çalıştım. Leş gibi içki kokuyordu. Belli ki burada sızmıştı. "Ya bıraksana." diyip hem uykulu hem de sarhoş bir şekilde konuşuyordu. "Bora hemen kalk!" diye kulağına bağırdım. Aniden yerinden sıçradı. Kıkırdamama engel olamadım. "Alina?!" dedi şaşırmış bir sesle. "Neden burada uyudun?" "Seni ilgilendirmez. Kendi işine bak." diyince olduğum yerden hemen kalktım. Odaya gidip çantamı aldım. Bora'ya bakıp "Baran'a gittiğimi söylersin. Ha birde teklifini düşüneceğimi." diyip yüzüne bakmadan orayı terk ettim.

BORA ÖZTÜRKOĞLU-

Dün gece baya içmiştim. Onların kapısının önünde beklerken de uyuyakalmıştım. Bu da yetmezmiş gibi Alina beni görmüştü. Kendi üstüne alınmasın diye sabah onu terslemek zorunda kalmıştım. Benden uzak durmak zorundaydı. Bunu o da biliyordu. "Ha birde teklifi düşüneceğimi." diyip hemen yanımdan uzaklaşmıştı. Ne teklifinden bahsediyordu bu? Dün gece nolmuştu böyle? Zaten ağlamaktan gözleri kızarmıştı.

Yavaşça odaya girip Baran'ı uyandırdım. "Alina, Alina nerede?" dedi etrafına bakarak. "Annesi çağırdı, gitmek zorunda kaldı kardeşim. Sana söylememi rica etti. Ha birde teklifini düşüneceğini." dedim. "Teklifimi reddetmedi yani. Tanrım bugün en mutlu günlerimden birisi." diyip bana sarıldı. "Ne teklifi ettin bakalım?" dedim meraklı bir ses tonla. "Abi inanamayacaksın, ona evlilik teklifi ettim." diyip tekrar bana sarıldı. Alina'ya evlilik teklifi etmişti. Alina'ya..

Bende ona mutlu olmuş gibi sarılıyordum. Ama aslında içimde tarif edemeyeceğim bir şey olmuştu. Adını bilmiyordum. Tarif bile edemezdim.

ALİNA ERGELEN-

Sinirle restoranı terk ettim. "Seni ilgilendirmezmiş." Gerizekalı, budala, ahmak. Baranla evlenecektim. Ama ilk önce mevzuyu annemlere anlatmam gerekiyordu.

Bugünü hiçbir şeyin bozmasına izin vermeyeceğim. Pazar sabahları, pazar kahvaltısı diğer günlerden ayrı bir güzel. İlk önce eve gidip annemlere Boradan ve Barandan bahsetmeliyim. Daha sonra bizim kızlara yaşadıklarımı anlatmalıyım. Bir taksiye binip evin adresini verdim. Hızlı bir şekilde eve vardım.

"Hoşgeldin Alina." diyip boynuma atladı İpek Sultan kapıdan girer girmez. "Hoş bulduk anneciğim." diyip güldüm. "Tatlım, sen hangi arkadaşında kaldın dün gece? Abin çok önemli olduğunu söyleyince arayıp rahatsız etmek istemedim." dedi meraklı bir ses tonla. "Anneciğim bende tam bu konu hakkında konuşacaktım. Abimi de çağırabilir misin?"

İkiside meraklı bir şekilde bana bakıyordu. Özellikle de annem. Çünkü o hiçbir şey bilmiyordu.

"İlk önce ben bazı nedenlerden dolayı size yalan söyledim. Başımdan geçen olayları doğru düzgün kardeşim dediğim insanlara bile anlatamadım. Ben iki hafta önce senin beni terslemeni kaldıramadığımdan çok sinirlendim anne. Abim bile benden daha çok şey biliyordu. Bende bu sinirle barlar sokağının yolunu tuttum. Orda bir çocuk sarhoş adamın elinden kurtardı." Annem tam bir şey diyecek gibi oldu ama ben fırsat vermeden "Lütfen sadece beni dinleyin. Bu anlattığım bir hiç. Her neyse bu beni kurtaran çocuk beni tanıyormuş. Bana 2 yıldır aşık olan çocuğun kardeşiymiş. Beni tanır tanımaz kardeşinim yanına götürdü. Bu arada adı Baran. Beni kurtaran çocuk ise Bora. Her neyse bana Baran'nın kan kanseri olduğundan bahsetti. Çocuk beni görür görmez fenalaştı. Hemen hastaneye kaldırıldı. Doktor Boraya tedaviye artık cevap vermediğini söyledi. Son yıllarını yaşıyormuş resmen. Ben de bunları duyunca onunla arkadaş olabileceğime karar verdim. Dün Bora ben ve Baran yemekteydik. Bora gece tekrar fenalaşınca onun yanında kalmak zorunda hissettim kendimi. Ama bu telefonda anlatılacak bir şey olmadığından sizden sakladım. Size yalan söyledim. Ve daha bitmedi. Anne ne yapacağımı bilmiyorum ama bu çocuk benden yardım istedi. Onu nasıl kırarım bilmiyorum." diyip derin bir nefes aldım.

Abimle annem şaşkın bir şekilde bana bakıyorlardı. Annem "Baran senden ne istedi peki?" dedi. "Anne." diyebilmiştim sadece. Gerisini söyleyecek gücüm yoktu. "Hadi yavrum söyle bize senden ne istedi Baran?" "Anne, Baran benden onunla evlenmemi istedi."

Beklenmedik AşkWhere stories live. Discover now