4-

567 23 0
                                    

Merdivenlerden inen çocuğa baktım. Bu Baran olmalıydı. Beni görür görmez donup kaldı. Hiçbir şey yapamadı. Bana gerçekten aşık mıydı? Ve en önemlisi ben ona aşık olabilecek miydim? Ama aşk zaman içinde olmazdı ki. Birini gördüğün zaman "ben ona aşık olacağım" diyemezdin veya "bunun aşk" diyemezdin. Zaman içerisinde bir şeyler hissettiğini bilirdin. Ama bunun ne olduğunu çözemezdin. Kutsaldı.Oldukça kutsal. Ama kendimden oldukça eminim ki ben bu çocuğa aşık falan olamazdım."Sen?" dedi şaşkın bir ses tonla. Ne yapacağımı bilmiyordum. Nasıl bir tepki vermeliydim? "Şeey, ben Alina.." diyip elimi uzattım. Ama bir anda yere yığılıverdi. ASIL ŞİMDİ NE YAPACAĞIM BEN?

Olduğum yerde dona kalmıştım. Çocuk önümde yığılıvermişti. Hemen bağırmaya başladım. "Birisi yardım etsiin." diye. Bora odasından fırladığı gibi merdivenlerden indi. Baranı görür görmez "Noldu burada? Hay böyle işi." diyip Baranı kucağına aldı."Yemin ederim ben bir şey yapmadım. Ben sadece selam verdim.İnan bana hiçbir şey demedim. Adımı söyledim. Gülümsedim. Kötü bir şey yapmadım." Bir nefeste bunları söyleyivermiştim."Kapat çeneni Hera." dedi sert bir şekilde.Arabaya yavaşça bindirdi Baran'ı. Oldukça endişeliydi. Anladığım kadarıyla kardeşine baya değer veriyordu. Ben ise masumca onu izliyordum. Annesinin en sevdiği eşyasını kırmış, şimdi de af dilemeye çalışan bir çocuk kadar masum..

"Ne dikiliyorsun orada?! Hemen arabaya bin. Hemen!" kükremişti adeta. Onun bu sesiyle yerimden sıçradım ve koşarak arabaya bindim. Gaza olabildiğince yüklendi.Bir şeyler mırıldanıyordu. "Daha dikkatli olmalıydım. Onu gözümün önünden ayırmamalıydım. Aptal! Aptal!" diyerek direksiyona geçirdi. Sakin olması için elini tuttum. Gözlerimin içine baktı, baktı ve baktı. Uzun bir bakıştı. Sonra yavaşça eğilerek kulağıma bir şey fısıldadı."Bir daha sakın bana dokunma. Sakın." dedi ve hemen elimi çektim. Tanrım ne huysuz kendini beğenmiş bir çocuktu böyle. Onu sakinleştirmeye çalışıyordum. Aniden frene bastı. Arabadan hemen inip "Sedye getirin. SEDYE!" diye bağırmaya başladı. Doktorlar, hemşireler hemen Baranı sedyeye taşıdılar. Bora ise beni kolumdan tutup sürüklemeye başladı. 

Saatlerce doktordan bir haber bekliyorduk.Bora oldukça sinirliydi. Bu sinirinden yanına bile yaklaşamıyordum. Onun bağırmasından çok korkuyordum. Aniden telefonum çaldı. Arayan Arastı. "Hera Alina Ergelen, bana hemen yola çıktığını eve gelmene sadece 2 dakika kaldığını söyle." dedi. Kesinlikle başım beladaydı. Ama bu olanları ona nasıl anlatabilirdim ki? Borayla göz göze geldik. Zor durumda kaldığımı anlamış olmalı ki yanıma geldi ve telefonu elımden aldı. Ne yapıyorsun sen? bakışımı attıktan sonra konuşmaya başladı. "Ben halledeceğim." dedi. Ve abime bir şeyler söylemeye başladı. "Aras, ben Bora." dedi. Abimi nereden tanıyordu ki bu odun? "Alina benim yanımda güvende. Onu eve bırakacağım. Nerede olduğumuzu boşver. Getireceğim dedim Aras uzatma." diyerek telefonu kapattı. Ayağa kalkarak "Sen abimi nereden tanıyorsun?" dedim ciddi ifademi takınarak. "Sanane." dedi her zaman ki soğukluğuyla. "Ne demek banane? O benim abim. Farkındasın değil mi ?" dedim. "Çok konuşuyorsun küçük kız. Sinirlerim zaten bozuk. Farkındasın değil mi?" diyip beni taklit etti. "Ne zaman eve gideceğim?" diye sorduğumda nefesini dışarı verip öfkeyle bana baktı."Neden burada olduğumuzun farkındasın değil mi? Biraz daha konuşmaya devam edersen son cümlelerini kurmuş olursun küçük kız!" dedi. Bu çocuk beni korkutmasını iyi biliyordu. 

En sonunda bir doktor çıkıp Bora'ya bir şeyler demeye başladı."Bakın Bora Bey, sizinle açık konuşacağım. Kardeşiniz artık tedaviye yanıt vermiyor. Gittikçe güçsüzleşmiş bir durumda. Bazı şeylerı kabullenseniz iyi olur. Ama Baran Beyin sakın moralini bozacak bir şey yapmayın. Bu onu daha da güçsüzleştirir." dedi ve yanımızdan gitti. Bora sadece bir noktaya doğru bakıyordu ve hiçbir şey demiyordu. Onun bu hali beni daha da korkutuyordu. Yaklaşık 10 dakıka hiçbir şey demeden aynı noktaya bakmaya devam etti. Aniden yürümeye başladı. Bana bakarak "Ne bekliyorsun hala? Takip et beni." dedi. İkiletmeden yürümeye başladım. Arabaya biner binmez, yine gaza yüklendi. Eve gelir gelmez içimi bir huzur kapladı. Arabadan inmeden önce kolumu tuttu."Aras'a sadece kardeşiyle arkadaş olacağım. Beni onunla tanıştırdı diyeceksin. Barlar Sokağın da başına gelenlerden bahsetmeyeceksin küçük kız. Yarın okulda yanına uğrarım. Şimdi hemen in." dedi. Kafamı sallıyıp anında arabadan indim. Kapıyı çaldım ve anında Aras açtı. Hemen ona sarıldım. Meraklı bakışlarla bana bakıyordu. Bora'nın dediği gibi olayları anlattım. Aras Bora'nın adını duyar duymaz. Garip bir ifade takınmıştı. Ama sanki ona güveniyordu. Yoksa sesini çıkartırdı ve bana ceza verirdi."Annem nerede?" diye sordum. "Arkadaşına gitti. Saat geç olduğu içinde dönmek istemedi." dedi. "Tamam." diyerek odama çıktım. Kapıyı kapatır kapatmaz gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ben gerçek aşkı bulacaktım. Zorla aşık olmayacaktım. Bütün gün yaşadıklarımı düşünmeyi bırakarak duşa girdim. Sıcak su bu durumda iyi gelecek tek şeydi. Bir yandan ağlıyor diğer yandan da ne yapacağımı düşünüyordum. Belki babamdan yardım isteyebilirdim. Bu dediğime kendim bile inanamamıştım. Hemen suyu kapattım. Banyodan çıktım. İç çamaşırlarımı giyip vucuduma krem sürmeye başladım. Bakalım yarın neler olacaktı. Malum okul başlıyordu.

BORA ÖZTÜRKOĞLUNDAN-

Küçük baş belası kızı evine bırakmıştım. Biraz olsun susmak bilmiyordu. Şimdi kafayı dağıtmanın tam zamanıydı. Barlar sokağının yolunu tuttum. Yine çok hızlı gidiyordum. Küçük baş belası kız bundan rahatsız oluyordu. Umrumda mıydı? Hayır. Bir kızın ne istediği umrumda olmayacak ilk şeylerden. Onlar sadece tek gecelik. Başka bir sikim değil.

Barın kapısından içeri girer girmez herkes bana bakmaya başladı. Burada ki çoğu kişi kardeşimin durumunu bilmiyordu. Eğer bilselerdi bana acırlardı ve ben kimsenin bana acımasına muhtaç değilim. Ben hiç kimseye muhtaç değilim. Ayça hemen bana doğru gelerek kollarını boynuma doladı. İğrenç bir parfüm sıkmıştı. Midemi bulandırıyordu bu kız. "Ne var yine?" dedim soğuk sesimle."O kızı neden kurtardın Bora zevkle izlemek varken? Bu kadar mı düştün?" dedi sırıtarak. Sırıtınca daha bir itici oluyordu. "Ben düşmeye seninle takılınca başladım. Dikkat et çıkmaya değil takılmaya başladım diyorum". diyip dalga geçerek ona baktım. Sonra çenesinden tuttuğum gibi duvara yapıştırdım."Bir kere daha benim işime karışacak olursan buraya son gelişin olur. Beni anladın mı?" diyip onu serbest bıraktım. Kafasını sallayarak koşar adımlarla uzaklaştı. 

İşime burnunu sokan insanlardan nefret ederdim. Bir de çok konuşan küçük kızlardan. Belki bu küçük kız tam benim istediğim gibi birisi olabilirdi. Ama o Baranındı. Ona bu kötülüğü yapamazdım. Bu yüzden bu küçük kızı kendimden uzaklaştırmak için elimden geleni yapacağım. Yarın okuluna uğrayacağımı söylemiştim çünkü anneannem arayıp onu alışverişe götürmemi istemişti. Onu asla kıramazdım. O benim dünyada değer verdiğim 2.kadındı..

Beklenmedik AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin