12. Bölüm - ''Melekleri Kıskandıracak Kadar..''

4.5K 275 28
                                    

Eveeet yeni bölüm işte ta-daaa! Biraz kısa oldu affedin :( 8. sınıf olduğumuz için hocalar tatil ödevi vermekten hiç çekinmedi -,- 13. Bölümde bunu kesinlikle telafi edeceğiz! Ve son olarakta 11. bölüme yaptığınız yorumlar bizi çok sevindirdi gerçekten çok teşekkür ederiz! Sizi seviyoruz iyi okumalar! <3

-Nazlı&Sena

Hatırlatma-

''Burada ne işin var? Hem içeri nasıl girdin sen?!''

''Yedek anahtarla.'' Dediğinde dudaklarındaki alaycı sırıtış kaşlarımı çatmama neden olmuştu. Ne demek yedek anahtarla? Her isteyen odama girebiliyor muydu yani?

''Korkma, sadece bende var.''

Düşüncelerimi mi okuyordu birde?

Yavaşça yatağımdan kalkarak bana doğru gelmeye başladığında refleksle geri kaçmış, sırtımı tenimi ürperten soğuk duvara çarpmıştım. Duvar? Hadi ama!

Beni duvarla arasına alırken yüzündeki sinsi gülümseme -fazlasıyla- korkmamı sağlayarak gözlerimi kaçırmama neden olmuştu. Parmakları çenemi tutup yukarı kaldırdığında dudaklarıma minik bir öpücük kondurdu.

''Akşam yemeğine daha çok var.'' Dediğinde ne demek istediğini anlamayarak kaşlarımı çattım.

''Yani, evden çıkmadan önce yarım bıraktığımız şu işi tamamlayalım diyorum.''

Yüzündeki sinsi sırıtış artarken bir eliyle de bacağımı kavrayıp beline sardığında aramızda sıkışmış havlu yere düşmüştü.

****

Gözlerimi irileştirerek şaşkınca ona bakarken, gözleri tüm vücudumu süzmüştü. Yüzündeki gittikçe artan sinsi sırıtış yerinde dururken ellerimle kapatabildiğim kadar vücudumu kapatmaya çalıştım.

''Eğer hemen arkanı dönmezsen güvenliği çağırırım.'' dediğimde umursamazca vücudumu süzmeye devam ediyordu.

''Ciddiyim Zayn!''

''Ah, pekala.''

Somurtarak arkasını dönerken dudaklarımdan bir öpücük daha almayı ihmal etmemişti. Gözlerimi devirerek valizime ilerledim ve kıyafetlerimi alarak banyoya girdim.

Tanrım!

Ben buna hazır değildim. Onun karşısında çırılçıplak olmayı göze alamazdım. Korkuyordum. Beni bırakıp gidebileceği düşünce beynimi ele geçirdikçe gözlerim doluyordu. Henüz Perrie'den ayrılmamıştı bile! Beni bırakıp ona giderse ne yapabilirdim ki? Hala sevgililerdi sonuçta.

Derin bir nefes aldım ve kafamdan bu düşünceleri uzaklaştırmaya çalıştım. Gözlerim yanıyor, gözyaşlarım dışarı çıkabilmek için gözkapaklarımı zorluyordu.

El çabukluğuyla kıyafetlerimi üzerime geçirdim. Saçlarımı havlu yardımıyle kuruttum ve nemli bir şekilde dağınık bıraktım.

Banyodan çıktığımda Zayn, elindeki parfümü inceliyordu. Benim parfümümü! Elinden parfümü kaparak bileklerime sıktım ve valizime sıkıştırdım. Acaba kokusunu beğenmiş miydi? Yoksa nasıl bu kadar kötü bir koku bulabildiğimi mi düşünüyordu?

Valizimden parlatıcımı çıkarıp dudaklarıma sürdüğümde Zayn'in kaşları çatık beni izlediğini farketmiştim. Tanrım, kesinlikle benden nefret ediyordu. Onu reddetmiştim. Yüzümdeki buruk gülümsemeyle yanına oturdum ve elini tuttum.

''Özür dilerim. Ben.. hazır değildim.'' dediğimde kafasını bana çevirmiş saçlarımın arasına bir öpücük kondurmuştu.

''Eğer bir ilkim olacaksa bunun seninle ve özel olmasını isterim. Bir otel köşesinde değil.''

Yumuşamış kaşları bu sefer şaşkınlıkla havaya kalkmıştı.

''İ-ilk mi?''

Yavaşça kafamı salladım. ''İlk.''

***

''Pekala çocuklar, New York konserininiz iki gün sonra ve bu konserde Victoria's Secret meleklerine eşlik edeceksiniz.'' derken bana dönmüştü siyah takım elbiseli, orta yaşlarda olan adam.

Sanırım o meleklerden biri olduğum için bu toplantıya bende çağırılmıştım. Onay verircesine kafamı salladım.

''Bu iki gün boyunca serbestsiniz. Arada yapılacak birkaç prova dışında istediğinizi yapabilirsiniz.'' durdu ve tek tek gözlerimize baktı. ''Sorusu olan?''

Hiçbirimizden ses çıkmayınca devam etti. ''Toplantı bitmiştir. Çıkabilirsiniz.''

Toplantı çıkışında hepimizin gözleri parlıyordu. ''Tanrım koskoca iki gün!!'' diye bağıran Louis'e gülümsedim. Fazla boş zamanları olmuyordu ve bu iki gün için sevinmeleri doğaldı.

Harry ''Ben bu iki günü Kendall ile geçirmeyi planlıyorum.'' diyerek cebinden telefonunu çıkardığında Liam konuşmuştu. ''Ben de Sophia ile olacağım.''

Louis ''Eleanor.'' diyerek üzgünüm dercesine bana bakınca kaşlarımı çatarak Niall'a dönmüştüm. Tanrım, Niall'da birini bulduysa ne yapacaktım ben iki gün boyunca?

Zayn? diye soran iç sesime cevap verdim. Onun Perrie'si var.

Gözlerini kaçıran Niall'a, kızgınlıkla gözlerimi diktim. ''Niall?''

''Biliyorsun, çok az tatilimiz oluyor ve bu iki günü Barbara'yla geçiririz diye düşünmüştüm.'' dediğinde gözlerime bakamıyordu. ''Tanrım, size inanamıyorum!''

Zayn'e sormayacaktım bile!

Kollarımı göğsümde bağladım ve arabaya doğru sert adımlarla ilerledim. Çatık kaşlarım kızgın olduğumu belirtirken Zayn'in bu iki günü Perrie ile geçirecek olması içimi acıtıyordu.

***

''Bu kadar içtiğine inanamıyorum Zayn!'' diyerek onu üzerimden kaldırmaya çalıştığımda başarısız olmuş, daha da üzerime gelmesini sağlamıştım. Tanrım!

Çocuklardan birini görmeyi dileyerek etrafıma bakındım. Hiçbiri yoktu. Yine hangi cehenneme kayboldu bunlar?

Kollarından tutarak, onu barın tenha köşelerinden birine getirdiğimde yavaş yavaş uyanıyordu. Ne diye bu kadar içmişti ki sanki?

Dudaklarıyla bana öpücükler atarken gözlerimi devirdim ve yanına oturdum.

Kafamı, kendisine çevirip öpmeye başladığında karşılık vermeye başlamıştım. Eli boynumdan göğüslerime inerken kucağına oturdum ve ellerimi saçlarına daldırdım. Dudakları boynumu morartacak derecede sert emerken dişlediğinde inliyordum. Ellerimi gömleğinin içine sokup kaslarına dokundum. Kalçalarımı sıktığında tırnaklarımı sırtına geçiriyor, inlemesine sebep oluyordum.

Sonunda durduğumuzda ikimizde nefes nefese kalmış, alnını alnıma dayamıştı.

''Çok.. çok güzelsin. Melekleri kıskandıracak kadar..'' diye mırıldandığında yanaklarım al al olmuştu.

Kucağından indim ve yanına oturarak başımı omzuna yasladım.

''Biliyor musun?''

Kaşlarımı çattım. ''Neyi?''

''O geceden beri seni aklımdan çıkaramıyorum.''

''Hangi geceden beri?''

''Bardaki o geceden beri. Sevişip sonra seni orada, öylece bıraktığım geceden beri..''

Kendini suçlar gibiydi. Bir o kadar da pişman.

''Özür dilerim.''

Yavaşça kafamı salladım. ''Ben.. binlerce kez özür dilerim.'' diye sayıkladığında saçlarımın arasına belli belirsiz bir öpücük kondurmuştu.

Oylar ve yorumlar!! :)

Half A HeartWhere stories live. Discover now