4. Bölüm - "Ben hala onu seviyordum. Her şeyiyle."

7.4K 396 29
                                    

Selaaaam! Yeni bölüm ile karşınızdayızzz!! Umarım beğenirsiniz!! Geçiş bölümü yayınladığımız için bu bölüm kısa oldu bizi affedin :// Ayrıca birşey söylemek istiyoruz. Yorum sayısından hiç memnun değiliz. Biliyoruz daha yeniyiz ama o kadar okuma varken sadece 1 yorum geldi. Lütfen yorumda yapın. Yorumlarınıza ihtiyacımız var :( Sizi seviyoruz <3

-Nazlı&Sena



Hatırlatma~

Derin bir nefes aldım ve bu gece her şeyi unutacağıma dair kendime söz verdim. Her şeyi unutacak ve geceyi yaşayacaktım. Sanırım bunu yapabilirdim.

Rahatsız bir şekilde kafamı yan tarafıma çevirdiğimde Zayn'in bacaklarımı izleyen yüzüyle karşılaşmıştım. Utançla, minicik çantam ile bacaklarımı kapatmaya –ne kadar kapatırsa artık- çalışırken araba durmuştu. Kızardığıma yemin edebilirdim. Ah, neden onun yanıma oturdu ki sanki? Niall'dan önce binip Liam'ın yanına oturabilirdi.

Zayn'e bir göz gezdirdiğimde sanki hiçbir şey olmamış gibi yavaşça ayağa kalkıp arabadan indiğini görmüştüm.

Bir süre arabanın içerisinde durup kendime geldim ve derin nefesler alarak sakinleşmeye çalıştım. Yüzüm eski halini aldığındaysa dikkatli bir şekilde arabadan inmiştim.

Şimdiden uzun bir gece olacağa benziyordu. Hem de, fazlasıyla uzun bir gece.

*****

''Çok fazla içiyorsun Ally.''

Niall'a bakarak omuzlarımı silktim ve barmenden bardağımı tekrar doldurmasını istedim.

Lei Duo'da güzel bir akşam yemeği yedikten sonra bara geçmiştik.

Bara adımımızı attığımızdan beri içiyordum ve artık gerçekten sarhoş olmuştum.

Etrafa şöyle bir göz gezdirdiğimde Harry, Louis ve Liam'ın kendilerine buldukları kızlarla eğlendiklerini, Niall'ın da biraz başımda bekleyip ardından bir yerlere gittiğini görmüştüm. Zayn ise ortalıklarda görünmüyordu. Boşalan bardağımı barmene uzattım ve tekrar doldurmasını istedim.

Bardağı doldurmasının hemen ardından, kafama dikledim ve dakikalardır aklımı kurcalayan soruya yöneldim.

Zayn nerelerdeydi?

Taburelerden kalkarak –masalara tutuna tutuna- yürümeye başlamıştım. Kafamı kaldırdığımda biraz ilerde bir kızla konuştuğunu gördüm. Elindeki içki bardağı hiç de ilk bardağıymış gibi durmuyordu. O da en az benim kadar sarhoştu. Derin bir nefes aldım ve başımı kaldırıp masalardan tutunmamaya özen göstererek ona doğru ilerledim.

Geceyi yaşayacaktım. Bu gece her şeyi unutup eğlenecektim, değil mi?

Ve ben onunla eğlenmek istiyordum. Zayn'le.

Kızı elimle iterek Zayn'e sarıldım. Önce ne olduğunu anlayamamış, ardından düşmemem için o da bana sarılmıştı. Keskin erkeksi kokusunu içime çektiğimde onu özlediğimi fark ettim. Lise yıllarımı bir ezik damgası yiyerek geçirmemi sağlayan bu çocuğu özlemiştim ben.

Kelly Clarckson'dan Because Of You çalarken (Multimedia'da xx) onu piste çektim ve dans etmeye başladık. Ona sarılmış, kafamı göğsüne dayamıştım. Bir yandan kalp atışlarını dinliyor bir yandan da bir daha asla yaşayamayacağım bu anın tadını çıkarıyordum.

''Beni hatırlamadığını sanmıştım.'' Dedi şarkının melodisinin azaldığı anda. İç çektim.

''Hatırladığımı kim söyledi ki?'' Kafamın üzerinde sırıttığını hissediyordum.

''Neden seni hatırlamamı istiyorsun ki?''

''Bilmiyorum.'' Diyerek kafasını kafamın üzerine dayadığında ona daha sıkı sarıldım. ''Neden bu kadar sinirlendiğimi, öfkelendiğimi, Niall'ı hatırlayıp beni hatırlamamış olmana neden bu kadar kızdığımı.. bilmiyorum.'' Benimle değil de daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi. Hiçbir şey söylemedim ve sallanmaya devam ettik. Ertesi gün tüm bunları hatırlamayacağını, hatırlamayacağımızı biliyordum.

Daha hareketli bir şeyler çalmaya başladığında kafamı göğsünden kaldırdım ve kollarını havaya kaldırarak beni kendi etrafımda döndürmesini sağladım. Bundan hoşlanmış olacak ki yarım ağız sırıtıyordu. Kıkırdadım ve çalan şarkıya ayak uydurmaya çalıştım.

Kıvrak hareketlerle dans etmeye başladığımda önce birkaç dakika boyunca beni süzmüş ardından o da dans etmeye başlamıştı.

Kendimi ona daha fazla yaklaştırdım ve ellerimi kirli sakalının üzerinde gezdirdim.

O an onu gerçekten istediğimi fark ettim. Ben.. hala onu seviyordum. O yamuk gülüşünü, gece karası saçlarını, hareketlerini, utandığında kafasını eğmesini, gülerken kafasını geriye atmasını, çocukça tavırlarını.. her şeyini seviyordum işte.

Televizyonda onu her gördüğümde kalbimde bir parçanın hareketlendiğini hissediyor, ardından kendime saçmalamamam gerektiğini söylüyordum.

Sonunda itiraf etmiştim.

Ben hala onu seviyordum. Her şeyiyle.

Yavaşça belimden tutarak kendine yaklaştırdığında ona izin verdim ve kollarımı boynuna sardım. Bu hareketim karşısında memnun olmuş bir şekilde gülümsedi ve alnını alnıma dayadı. Birden ciddileşip gözlerimin içine bakmaya başlamıştı. İkimizin de aynı şeyi düşündüğünü biliyordum. Ama tereddüt ediyordum işte. Bir yanım ona güvenmiyordu.

Ah, ne de olsa ertesi sabah hiçbir şey hatırlamayacaksın Alysha.

Birden elinden tuttum ve onu, barın içinde arka tarafta bulunan küçücük odalardan birine çekiştirmeye başladım. Bizi kimsenin görmediğinden emin olduktan sonra kapıyı hızlıca kapatarak kilitledim. Sert bir şekilde duvara ittiğimde üzerine yaslandım ve onu öpmeye başladım.

Tanrım, ben ne yapıyorum?

Ellerini tüm bedenimde gezdirirken onu daha sert bir şekilde öpmeye başlamıştım. Aniden yerlerimizi değiştirdiğinde sırtım buz gibi duvara değmişti. İstemsizce inledim.

Ellerimi saçlarına daldırdım ve yavaşça çekiştirmeye başladım. Dudakları daha aşağılara kayarken sessizce inildiyordu. Elleri bacaklarıma indiğinde, bacaklarımı beline sardım ve onu öpmeye devam ettim.

Yavaşça durduğumda o da kendini durdurmuş alnını alnıma dayamıştı. Tekrar.

''Sabah olduğunda bunları hatırlamayacağımızı biliyorsun, değil mi?'' Dedim nefesimi düzene sokmaya çalışırken.

''Biliyorum.'' Diye fısıldadığında dudaklarıma bir öpücük daha kondurmuştu.

Özlemle kokusunu tekrar içime çektim.

''Seni seviyorum.''

''Seni seviyorum.''







Oylar ve Yorumlar!! :)

Half A HeartWhere stories live. Discover now