Yalnız Değilsin

531 29 14
                                    

Kötü bir gün mü geçiriyorsun? Ne düşündüğünü biliyorum, kendi kendine 'Daha kötü ne olabilir ki?' diye soruyorsun. Bunlara kafa yorup daha çok üzülmek yerine şunu deneyebilirsin: Mutlu olmayı.

Biliyorum, hayat berbat. Can acıtıcı. Yalanlar ve sahte gülümsemeler ile dolu. Ama inan ki bu mutlu olmana engel değil.

Herkesin sanki sen görünmezmişsin gibi davrandığı o günlere geri dön. Yaşadıklarından ve hissettiklerinden dolayı kendini dışa vuruşunu eleştirdikleri günlere... Herkesin seni yargıladığı veya hiç kimsenin seni dinlemediği, varlığından haberdar olmadıkları günlere, hiç kimseyi umursamadığın, hiç kimseyi inandırmak zorunda olmadığın ama yalnız olmadığın, kitabın ile çok yakın arkadaş olduğun günlere...

O dünyaya geri dön ve hatırla. İlk sayfayı hatırla, son cümleyi hatırla. En sevdiğin sayfaların köşelerindeki kıvrımları, gülüşmelerle, ağlamalarla, anılarla dolu sayfaları hatırla. Sevgiyle dolu sayfaları hatırla. Seri bitince nasıl ağladığını, kendini kaptırınca nasıl sinirlendiğini veya güldüğünü, ne kadar üzgün olduğunu, nasıl hissetmen gerektiğini bilemediğin anları hatırla. Ama en önemlisi, ne kadar mutlu olduğunu hatırla.

Bir süreliğine endişelerinden ve korkularından kaçmak için, yıllardır dokunmadığın ya  da her gün eline aldığın o kitabı raftan çıkar. İğrenç gerçeklerden kaçmak için harika bir zaman.

Savaşları oku. Düşmana karşı kurulan küçük orduları, kazanmaya giden yolda kaybedilenleri oku. Senin, benim gibi çocukların nasıl savaşarak genç kahramanlar olduklarını...

Hisset. Aşkı Hisset. O meşhur kelebekeri, kalbinin birdenbire sıcacık oluşunu, atış kaçırmasını... Tek bir kişinin sizi aynı anda onlarca duygunun içine sürüklemesini ve diğerlerinden çok daha farklı olan bu özleme alışmayı hisset. Tek taraflı olduğunu kabullenememenin, her şeyin çok geç olduğunu anladığın anın verdiği acıyı hisset. Gözlerinde kaybolmak içini ne kadar ısıtırsa ısıtsın kendini çok kaptırıp karşılık alamamaktan korktuğun için bakamamanın verdiği acıyı hisset. Hayaller kurup gerçekleşmeyeceğini bilmenin, saçma sapan umutlara yol açmanın kötülüğünü hisset.

Aileyi hisset sonra. Birlik olmanın verdiği hazı, kardeşinle aranda hiçbir şeyin koparamayacağı bağlar oluşmasını hisset. Anne ve babalarını, kardeşlerini, arkadaşlarını, her şeyini kaybedenlerin duygularını, koca bir boşluğa doğru sürüklenmeyi hisset. Tıpkı önceden yaptığın gibi binlerce karakterin hayatını yaşa. Binlerce insanın...

Sonları çabuk geldiği için ağlamak tuhaf bir şey değil. Çünkü belki de kendimizi en yakın hissettiğimiz kişilerdi. Gidişleriyle birlikte birçok iz bıraktılar. O izleri hatırla. Ama üzülmek için değil. Onları özleyip anılarını yaşatabilmek için geride bıraktıkları onca mutlu anıları hatırla.
Şu an ağlamanın bir sebebi var mı? Arkadaşlarının(!) yanında ağlamak istemiyor musun? Konuşacak birine mi ihtiyacın var? Eğer yanında kimse yoksa yaz.

İçini dökmenin en iyi yoludur yazmak. Endişelerini yaz, korkularını yaz, duygularını, düşüncelerini, sırlarını, yaşanmışlıkları... İnsanlara anlatmaktan çekindiğin şeyleri yaz. Bir parça kağıda birkaç basit cümle...

Hiçkimse okumak zorunda değil, kimse dinlemek zorunda değil. Anlamak zorunda değil. Kalbinden gelenleri yaz yeter.

Seni anlamadıklarını düşünüyorsun. Anlamıyorlar. Bir cümlenin, bir kitabın, bir olayın veya bir insanın senin için ne ifade ettiğini bilmiyorlar, umursamıyorlar.

Bir düşün, kaç defa zihnini düşüncelerden arındırıp sadece gülüp geçtin? Akışına bıraktın?

Hiç mi? Evet, hep kafana takıp durdun. Üstelik kimseye de anlatmadın. İçinde sakladın ve hepsi birikti. Neredeyse patlamak üzeresin. Oysa tek yapman gereken o beyaz sayfalara ağlamak.

Artık maskeleşmiş sahte gülümsemenden kurtulmak için oku. Seni farkında olmadan gerçekten gülümsetir. Ya da üzer. Çünkü kalp kırıklığını okuyabilirsin. Acı dolu anları, ölümleri, göz yaşlarıyla aşınmış sayfaları... En azından yüzündeki yalandan kurtulmanı sağlar.

Kelimelerin, sayfaların içinde kaybol. Onlardan biri ol. Çünkü her ne olursa olsun, ne kadar kötü bir gün geçirirsen geçir onlar seni neşelendirmek için, senin için hep yanı başında oldular. Olacaklar.

Yalnız değilsin. Bir kitap sayesinde hayatı değişen bir tek sen değilsin. Pek çok kitap okuyabilirsin ama bunları herhangi bir kitap ile yapamazsın. Senden, herşeyin başlangıcı olan "o kitabı" okumanı istiyorum. Seni şu an olduğun şeye dönüştüren o kitabı...

Çünkü o kitaptan sonra başkalarının göremediği şeyleri görebilmeye başladın. O kitaptan sonra hayal gücünün sınırlarını aştın. Hayatının merkezine birini veya bir şeyi yerleştirip ona yönelik yaşamayı bıraktın. Sempati duydun. Kimsenin elinin altında sürekli kırabilecekleri bir sen olmadığını gösterdin. Gerektiğinde "Hayır" demeyi öğrendin. Kendine güvendin. Olmayınca bir daha denedin. Sırf saygı duyduğun birinin ağzından çıktığı için yanlışları kabullenmedin. Doğru bildiğin şeyler için savaştın. Her şeyle ve herkesle empati kurmayı başardın. Nefretini boşa harcamak yerine "hayatımda olanlar ve olmayanlar" sınıflandırmasını yapabildin. Zamanın silemediği şeyler olduğunu farkettin. Zifiri tünelin sonundaki ateş böceğini buldun. Önce kimin oynayacağını belirlemek için karşılıklı adımlar atılır ya hani. Gerçek hayatta da karşındaki son adımı atmaya çekindiği zaman koca bir adım atıp ayağına bastın. Hem de çevrenin ne düşüneceğini ve gururunu umursamadan. İşte bu seni sen yaptı.

O sadece bir kitap değildi. O bir gerçeklikti. Bizim gerçekliğimiz. Çünkü kitaptaki hayatları yaşarken aslında kendi savaşlarımızı veriyorduk.

Kendi hayatına göre yorumladığın o kitap bil ki kötü geçen gününü bunları düşününce biraz daha iyiye itiyor.

Hiç değilse artık yalnız olmadığını biliyorsun.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 09, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

|| You're Not Alone || Where stories live. Discover now