47. BÖLÜM FİNAL"Mutlu Son Yoktur!"

28.8K 1.3K 166
                                    

Geldik yolun sonuna 😄 iki sene dile kolay be 😁😂
Neyse lafı gereksiz uzatmayacağım.
Canlarım okuyan gözlerinize sağlık
Şermin sulatının deyimiyle
"Kör olmayın emi!" 😂😂😂
Haydin bana Eyvallah size 👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇👇

Keyifli okumalar 😘💓💕💗💖💗💝
------------------------------------------------------ 47. Bölüm Final: "Mutlu son yoktur!"

Perişan bir halde geldi Beste. Konuşmuyor, sürekli olarak parmağındaki yüzüğe bakıyordu. Neydi tüm bu olanlar? Neyin günahını çekiyordu. Yılmaz basit bir mektup bırakıp gitmiş olamazdı değil mi? Tesadüfen sekreterinden uçuş bilgilerini öğrenmeseydi ya! Saatine daha var zanettiği için ilk evine gitmiş ama defalarca seslenmesine, oda oda dolaşmasına rağmen alt salondaki sehpanın üzerinde isminin yazılı olduğu zarftan başka bir ize rastlamamıştı. Yılmaz yoktu. Elbiselerinin çoğu yoktu. Özel eşyaları dahi yoktu. Deli çıkacaktı. Elinde buruşturduğu mektubu, aslında kısa notu sıktı. Ağlayamıyordu bile. Yazılan o kısa not kelime kelime zihninde dolaşıyordu sadece.

Beste'm. Ani oldu biliyorum ama gitmem gerekti. Ne zaman dönerim, dönebilir miyim bilmiyorum? Seni üzmek isteyeceğim son şey bile değilken yine ve yine üzüyorum.
Beni affetme!
Affetme ki, dönersem bir umudum olsun.

Yılmaz

Tam yıllar sonra hayalleri gerçek oldu, sevdiğine kavuştu derken neyin ayrılığıydı bu? Neyin cezası? Neden gitmişti, sorun neydi? hiç bir fikri yoktu. Telefonu kapalıydı. 12 saat uçacaktı. Sabredecekti Beste. İner inmez elbet açılacaktı o telefon. Ve o zaman Beste, Yılmaz'ı dediği gibi affetmeyecekti. Onu böyle üzmeye, korkutmaya ne hakkı vardı?

"Biri bir şey anlatacak mı artık?"

Yusuf gözlerini kız kardeşine sabitlemiş az çok neler olup bittiğini tahmin edebiliyordu. Annesi ve teyzesi sabırsızdı. Ahu kucağında kızı, olanlardan o da bi'haberdi. Tek bildiği, Beste'nin hali, hâl değildi. Konuşmuyor, avucundaki kağıdı sıkıyordu. Suskundu.
Kızgındı.
Dahası, kırgındı.

"Gitmiş" ve nihayet dile geldi Beste. Daha çok kendi kendine konuşur gibiydi.

"Kim gitmiş?" Anne ve teyzesi merakla birbirine baktılar. Ahu'nun içi burkuldu. Anlamıştı.

Keyiften uzak, öfke dolu bir tebessüm yer etti Beste'nin yüzüne.

"Yılmaz gitmiş. Beni bırakmış"

Sonlara doğru kısılan sesiyle birlikte ruhu da gitmişti. Bir şey vardı. İçinde tutmak istemediği ama günbegün kalbinde büyüyen bir sıkıntı yeşeriyordu. Dile getirmek istemiyordu. Sabır dedi içinden. Elbet o telefon açılacak. Ve o zaman Yılmaz Aslan, Beste Hazerbeyoğlu kimmiş öğrenecekti. Çok fena kızacaktı ona. Hatta bir süre konuşmayacaktı onunla. Öyle pis çemkirecekti ki, hayattan soğuyacaktı adam. Görecekti o!..

Yusuf olan biteni yine önceden biliyor ama gerçeği söyleyemiyordu. Karısıyla göz göze geldi. Yılmaz ona her şeyi anlatmamıştı belliki. Nasıl edecekti, bu süreci nasıl atlatacaklardı? hiç bir fikri yoktu.

~~~~~
4 sene sonrası

"Bak çimdi pıtıycık çen buyda duycan. Çen de oyda kal çıtıycık taam mı?"

Sözle tatmin olmamış olsa gerek, başıyla da onayladı küçük kız. Annesinin özenle toplayıp iki kulak şeklinde bağladığı siyah saçları kafasını her salladığında onunla birlikte hareket ediyordu. Kendi odası yerine bir süredir babasının çalışma odasını kendine mesken etmiş ne kadar oyuncağı varsa yaymıştı yere. Kütübanedeki bazı kalın kitapları indirip kendine bir çeşit oyun evi kurmuş hatta bununla da yetinmeyip salondaki raflarda eline gizlice geçirdiği gümüş minyatür denilebilecek kap kaçağı da bebeklerinin hizmetine sunmuştu. Yerdeki el emeği İran halısına serdiği bebek ve oyuncak peluş hayvanlarına taktığı isimler ise Yusuf'u her seferinde gülümsetiyordu. Şimdi olduğu gibi.

OYUN BOZAN✔ Final Oldu ( İnatçı Aşıklar Serisi 1 )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin