Bölüm 29: Pinokyo olsan burnunla cirit atlardın

952 104 25
                                    


Veee evet sonundaa geldim...
Upuzun bir zaman oldu. Özlendiniz... Yazımımı tekrardan oturtmam biraz zaman alacak gibi o yüzden yanlışlarımı mazur görün... Hepinizi çok seviyorum... Yeni bölümü vakit bulduğum zamanlarda yazmaya çalışacağım... Sizleri seviyorum. Yorumlarınızı bekliyorum.

❄️❄️❄️

Soğuk, varlığını hissettirmek ister gibi sert bir şekilde yüzüme çarparken parmaklarımı ısıtacak bir şeyler aradım. Fakat giysilerimde onları saklayabileceğim bir cep yoktu. Pijamalarımla durduğum balkonun soğuk zemininde çıplak ayaklarım ve ellerim onları düşünmememden yakınır gibiydi. Başım ağrıyordu. Bu gidişle balkonda bu şekilde durmaya devam edersem hasta olacağımı da biliyordum ama bir nevi kendimi cezalandırmaya çıkmıştım buraya.

Duygusuz hissediyordum. İçimde tuhaf bir şeyler oluyordu. Birkaç gündür bedenimin dışarıya vurduğu duyguları tanımlamak istesem, bir cesedin ölüme verdiği tepki olurdu. Mezarlığımın zincirlerini zorlayan görünmez ellerin baskısını savuşturmaya çalışarak derin bir nefes çektim ciğerlerime. Arkamı balkonun korkuluklarına dönüp odama girdim. O an, vücudum bir ısı dalgası eşliğinde gevşemiş olsa da titremeye devam etmesini durduramıyordum.

Yatağıma doğru yürüdüm. Bakışlarım bilgisayarımın açık ekranına kaydı. Yorganımı açmadan üzerine oturduğumda dizlerimi karnıma doğru çekip ellerimi etrafına doladım. Ardından sessizce ekranı izledim. Karşımda birkaç harf yığının oluşturduğu kelime bütününe odaklandım. Düşüncelerim beni çoktan ele geçirmişken yeniden gözlerim doldu.

"Sonunda bitti. Bir süredir yeni bir hikayeyi içten yaşamak, duygulara daha iyi hakim olmak için olmadığım biri gibi davranıyordum. Kendime belirlediğim bir role uygun hareket ediyordum. Ama olmadığım biri gibi davranmak oldukça zordu ve sırf bu yüzden birine aşık olduğumu bile söyledim. Biliyorum bu çok canice ve kötü bir şeydi ama onunda benim bir yazar olduğumu bilerek, aslında bir hayranım olmasına rağmen değilmiş gibi davranmış olması sanırım şartları eşitlemiş olmalı. Sizlere gerçekleri söyleyerek bu yeni hikayemi yazmak istedim. Hepinizi seviyorum ve hala hayallerinizden asla vazgeçmemeniz gerektiğini düşünüyorum."

Bir çoğu kısaltılmış, uygun bir açıklama haline getirilmiş cümlelerin farkındaydım.Kalbimde ki boşluğu keskin bir makasla daha çok büyütmek isteyen bir gücü hissettirecek cinsten ve kendimi kötü, yalancı biri gibi hissetmeme neden olacak şekilde sözler...Dizlerimi daha sıkıca sardım ve gözyaşlarımın görüşümü bulanıklaştırmasıyla, göz kapaklarımı bir perde gibi üzerine örttüm. Bu duygu geçmiyordu. Uyurken bile beni takip ediyordu. İçim çığlık çığlığaydı...

Odamın kapısının çalındığını duyduğumda bile umursamayıp, ağlamaya devam ettim. İki gün içinde bu hayat dolu bedenim sanki bir cesede dönüşmüştü. Bedenim sanki ruhumun üzerine örtülmüş bir topraktı ve her ağladığımda yeniden canlanacağını umarak bu toprağı suluyorum hissine kapılıyordum. Belki yeniden bu bedenin duygu denilen çiçeklerini büyütürüm ümidini taşıyordum. Kapı yavaşça aralandı...

❄️❄️❄️

2 gün önce...

"Haydi ama Ülkü!" okulun spor salonunda voleybol için atış hareketlerini göstermelerine rağmen bir türlü düzgün vurmayı beceremediğim için kızlardan bu tepkiyi gün içinde yüzlerce defa duymak zorunda kalmıştım. En yakın arkadaşı okul takımında olan ama kendisi topa vuramayan bir beceriksiz olmam ise asla umrumda değildi. Onlar bu şekilde bağırdıkça gülerek karşılık vererek daha çok eğlendiğim için dudaklarım artık normal bir kas gibi gelişmiş ve gün içerisinde Aysun Kayacı'ya dönüşmüştüm.

Bir Wattpad Yazarına Aşık Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin