Bölüm 27: Başlık parası olarak muhallebi isteyecekmiş

6.5K 529 141
                                    








"Onca kötü şeyden sonra karşıma ilk defa iyi bir şey çıkmıştı. Sanki bana bahşedilen farklı bir yaşam gibiydi... "



***

Gözlerimi kapattım. Düşüncelerimin ışığının aklımı bulandırmaması, dikkatimi dağıtmaması için biraz kıstım. Zihnimin birkaç köşesini aydınlatan loş bir ışıkla kendimi duygularıma kaptırdım. Yanaklarım kızarmış, balkonun soğuk demirlerine yaslanmış sokağı izliyordum. Gecenin bu saatinde yalnızca kendine sıcak bir yer bulmak için arayışa girmiş birkaç sokak hayvanını görebiliyordum. Karın yağması gecenin karanlığı ile birlikte arttığında yüzüme gelen birkaç tanenin soğukluğunu hissettiğimde irkildim.

Kendimi yanımda gezmesinden hoşlanmadığım o yalnızlığın içine gizlemişken düşüncelerim birkaç saat önce duyduklarımın zincirlerinden kurtulmaya çalışıyordu.

Küçükken seni seven bir çocuğu hatırlıyorum. Birlikte oynardınız. İkinizin hep birlikte olacağınızı düşündüm...

Umut'un sözleri düşüncelerimin bahçesine şüphe tohumları ekerken, karanlıkla birleşen ihtimallerim kendimi kötü hissettiriyordu. Gözlerim balkondaki hareketliliğe çevrildi. Annem suratında kızgın bir ifadeyle bana bakıyordu.

"Sen niye hala yatmadın?"

"Uykum yok." dediğimde yüzü gerginliğinden kurtulup, kaşlarını çatmayı bıraktı.

"Ne oldu sana?" diye bir soru yöneltti ve elinde tuttuğunu yeni fark ettiğim şalını bana uzattı. Burada uzun süreden bu yana beklediğimi biliyor olmalıydı. Annemin şefkatli yüzünü ara sıra görürdüm ama bu anları unutmamak için de üstün bir çaba sarf ederdim.

"Anne? Küçükken beni seven birini biliyor musun?" kendime defalarca sorduğum ve her defasında yanıtsız bıraktığım soruyu beni en iyi tanıyan insana sordum. Dudakları tebessüm etmek için yukarı kıvrıldı.

"Bunu nereden çıkardın?" sakin bir tonda sordu.

"Umut böyle bir şeyden bahsetti. Yalnızca aklıma takıldı."

"Biliyorum." dediğinde sesinde ki düzlük şaşkınlığımı açığa çıkardı. Onu söylemesini beklediğimi anlatan bakışlarımla baktığımda, soğuğun etkisiyle kızaran burnunu çekti.

"Fakat söylemeyeceğim. Her defasında fark etmeni beklemiştim ama o çocuk seni takip eden sessiz bir gölgeden ileri gidemedi. Buna sen izin vermedin."

"Anne... Söylesen ne olur sanki?"

"Bunu günün birinde onun söylemesini bekliyorum, aptal kızım. Ah, böyle cin göz bir anadan sen nasıl çıktın bilmem ki!" onun az önce takındığı şefkatten yavaş yavaş uzaklaştığını fark ettiğimde buna gülmeden edemedim.

"Onun kalbini kırmıyorum değil mi? En azından bunu söyleyebilirsin."

"Onun kalbi senle dolmuş aptal kızım. Senin kırılmana izin verir mi sanıyorsun? Sen mutlu olduğunda bununla yetinebilecek birisi." derin bir iç çekti ve ardından sözlerine devam etti. " Şuan bu erkek meselelerinden dolayı bacaklarını kırmam gerekiyor ama... Baban sevgilinle tanışmak istiyor bu arada." son söyledikleri rahatsızca öksürmeme neden olduğunda, şaşkınlıkla anneme baktım. Onlar bunu nereden biliyor, sorusu zihnimde sürekli ve sürekli yankılanıyordu. Annem bunu duymuş gibi "Babaannen..." demekle yetindiğin de utandığımı hissediyordum.

"Annem, sana da bahsettim ya!Platonik bir aşk bu. Fazlası..."

"Kızım sakinleş. Bir şey yapmayacağım. Sende ki değişikliği herkes fark ediyor. Geçende Gökhan ağabeyine bile iyi davranmışsın. Çocuk ateşinin olup olmadığını sordu. Seni hastahaneye götürecekti, zor engelledim." annemin bu sözleri beni güldürdüğünde merakla ona baktım.

Bir Wattpad Yazarına Aşık Oldum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin