Gök Kuşağı (Rainbow)

Sapık

Her zamanki çilek kokulu parfümümü sıkarken planımı bir kez daha gözden geçirdim.Evet , bir planım vardı.O Justin'i elde edecektim.Onu kendime aşık edip gidecektim.Aşk acısı çekmeliydi.Kız kardeşimin onun için akıttığı her bir gözyaşının hesabını ödeyecekti.Kendi gözyaşlarıyla.

Kirpiklerime siyah maskarayı da sürdükten sonra parlatıcımı da sürüp aynada kendime gülümsedim.Kötü kızlara uygun olan kıyafetlerimi cici kızların kıyafetleriyle kombinlemiştim.Hem şirin hem de seksi görünüyordum.Uzun sarı saçlarımın uçlarına hafif maşa yaparak biçimli dalgalara sahip olmasını sağlamıştım.

Bana karşı koyamazdı.Çünkü zevk alacaktı beni elde etmekten.Hoşuna gidecekti onun karşısında zayıf olmam.Ben de bu zevki aşka dönüştürecektim.Sonuçta o da bir insandı.

"Yapabilirsin bebeğim." dedim aynadaki aksime gülümseyerek.Yatağımın kenarında bulunan siyah çantamı omzuma takarak odamdan dışarı çıktım.

Evimin kapısını kitleyip apartmandan dışarı çıktığımda beni izlediğini biliyordum.Beni elde edene kadar vazgeçmeceğinden adım gibi emindim.

Artık iyice yakınımda olduğunu hissettiğimde durarak yanıma kadar gelmesini bekledim.O da anlamış gibi adımlarını daha da hızlandırarak yanımda durdu.

"Günaydın!"

"Sapık mısın?"

"Öyle söyleyince çok kaba oluyor.Hayır değilim."

"Dün gece gizlice odama girdin.Şimdi de beni takip ediyorsun.Nedense sapık olduğunu düşünüyorum."

"Selena'dan ayrıldım."

"Ee?Bundan banane?"

"Benimle oyun oynamaya kalkma çilek kız."

"Asıl sen şu saçma oyununu bitirsen iyi olur.Çünkü senden nefret ediyorum.Ve inan bana seni şuracıkta öldürmek için elime geçen ilk fırsatı kullanırım."

"Al." dedi belinden çıkardığı silahı bana uzatırken.Gülümsedim.

"Sence bir kurşun yarası kadar basit bir şeyle ölmene izin verir miyim?"

Silahını geri yerine koyarken "O kadar diyorsun yani?" dedi

"Evet."

"Biliyor musun?Böylesi daha çok hoşuma gitti.Boşa kanat çırpışların beni heycanlandırıyor." dedi kolunu omzuma atarken.

Biliyorum Bieber.Hem de her şeyini biliyorum.